Paylaş
Benim aklıma önce yürümek geliyor. Saatlerce ve tempolu yürüyebilirim. Yürüyorum da...
Örneğin yazmak... Saatlerce yazabilenlerdenim. Kafamı kaldırdığımda bir başka dünyada kendimi buluyorum.
Yine örneğin sergi gezmek, bir müzenin içinde olmak... Saatlerce öyle bir odanın içinde kalabilirim. Resme bakmak, hele sevdiğim, takip ettiğim bir sanatçının eseri karşısında olmak bende gerçek bir detoks yaratıyor.
Hayatın o koşuşturmacası içinde kendimle yalnız kaldığım anlarda ben bunları yapıyorum.
Size de tavsiye ederim.
Örneğin Arkas Sanat Merkezi’ndeki Picasso Sergisi’ne kaç kere gittim hatırlamıyorum.
Picasso sadece bir ressam değil; çok yönlü bir sanatçı... O yüzden beni her zaman etkilemiştir.
Sabancı Müzesi’ndeki sergi de öyleydi. Rekorlar kırmıştı.
İstanbul’daki sergi 103 gün açık kalmıştı ve 253 bin kişi gezmişti.
İzmir’deki serginin de aynı ilgiyi göreceğini tahmin ediyordum.
Picasso Sergisi 18 Eylül’de açıldı. Yarın sergi için son gün, 3.5 ayda 150 binden fazla insan gezdi.
Bu İzmir için bir rekordur.
Üstelik Arkas Sanat Merkezi İzmir’in en eski binalarından biri ve fiziki şartlar büyük müzeler kadar da uygun değil.
O yüzden Picasso’ya gelenler önceden randevu alarak sergiyi gezdiler.
Güzel olan İzmir’deki birçok okulun gitmiş olması.
Bir çocuk, bir genç için daha anlamlı bir şey olabilir mi?
Arkas Sanat Merkezi’nin önünde her geçtiğimde gördüğüm kuyruklar beni çok mutlu etti.
İzmirlilerin ilgisi kadar Ege’nin her yerinden gelen ziyaretçiler de dikkat çekti. İstanbul’dan özel turlar Picasso için geldi.
Dediğim gibi bu önemli sergiyi gezmek için bugün son gününüz.
Picasso’nun bütün yaşamına nüfuz eden gösteri sanatına olan tutkusu çevresinde kurgulandı bu sergi...
Çok yönlü kişiliğiyle rengarenk ve farklı bir Picasso’yu buldum.
Ve birkaç kere giderek zihinsel detoksumu yaptım.
Lucien Arkas’a teşekkür ederim
İYİ bir şey yaptığınızda bunun kıymeti bilinir.
Benim tanıdığım Lucien Arkas, hep iyinin peşindedir. Hiçbir şeyi ucundan tutmaz, hiçbir şeyi yarım bırakmaz, hiçbir şeyi küçük düşünmez.
Ve en önemlisi...
Kendisi için ne düşünüyorsa etrafı için de, yaşadığı kent için de, ülke için de onları düşünür.
Ve onlar için de ister.
Arkas Sanat Merkezi’nin evsahipliğinde yüzlerce sanatçıyı tanıdık.
Picasso İzmir için bir hayaldi, Arkas bunu da gerçekleştirdi.
İyi bir sergi yapıldığında ilgi gördüğünü, takip edildiğini bir kez daha iyi anladık.
İzmir bir sanat şehri olmalıdır.
Büyük sanatçılara evsahipliği yapmalıdır. Onların hayallerini süslemelidir. Gençlerimizin gelecek hayallerinde hep olmalıdır.
Lucien Arkas’a İzmir sanatına yaptığı katkıdan dolayı kendi adıma teşekkür ederim.
Zihin detoksuma iyi gelen müze
CUMA öğlen bir saatliğine Bornova’daki Arkas Deniz Tarihi Merkezi’ne gittim. İzmir’in en sevdiğim binalarından biri bugün deniz müzesi olarak kullanılıyor. Altında yine Lucien Arkas’ın imzası var. 2012 yılında açıldı burası...
Lucien Bey’in 30 yıldır büyük bir titizlikle bir araya getirdiği gemi maketleri, tablolar ve gemi antikalarından oluşan bir koleksiyon sergileniyor.
Her biri usta ellerle şekillenen maketler, temsil ettikleri dönemin efsane gemilerine tekrar hayat veriyor. Müzede 129 gemi maketi, 130 parça gemi antikası ve 120 adet deniz temalı resim var.
Girişte dev miyar pusulalı dümen dolabı beni karşıladı. 20’inci yüzyılın gemi maketleri her köşedeydi. Bandırma Vapuru, Savarona Yatı da vardı; Kristof Kolomb’un keşif gemileri de...
Ve denizciliğin tarihsel gelişimini muhteşem bir görsellikle gösteren maketler...
Charles Edward Dixon, Christian Molsted, Ange-Joseph Antoine Roux ve Sami Yetik gibi ünlü Türk ve yabancı ressamların tablolarına dakikalarca baktım.
Zihin detoksuma çok iyi geldi.
İyi sanatçılarımız var
iyi salonlarımız yok
SALONLARIMIZ yok değil; var... Ama hangisi amacına uygun yapılmış. Bizde “çok amaçlı kültür salonu” diye bir kavram var. Hiç olmamasından iyidir elbette... Ama buralarda bazı sanat etkinlikleri yapmanız mümkün değil. Ne akustik buna izin verir, ne de bir sanatçı için buralarda sanatını sergilemek. O yüzden nitelikli salonlara ihtiyacımız var. Bakın Türkiye’nin her yerini takip ediyorum. Tiyatrolar her kentte kapalı oynuyor. Demek ki, sanata olan ilgi artıyor. Özel tiyatrolar turneye çıkmak istiyor ama salon bulamıyorlar. İyi sanat iyi salonlarda yapılır. Bizim de iyi sanatçılarımız var ama onlara layık salonlarımızın sayısı sınırlı. Türkiye’de eksik gördüğüm alanlardan biri de bu... İyi müteahhitlerimiz var, çok iyi projeler de gerçekleştirdiler. Ama artık site yapmak yerine Türkiye biraz özel salonlar yapmalı. Gelişim, değişim eğitimle, sanatla olur çünkü...
Paylaş