İzmir’de oteller boştu O eskidendi

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla konuşuyorduk.
Önündeki not kağıdında günler ve karşılığında rakamlar vardı.
Anladım ki, İzmir’deki otellerin doluluk oranlarını günü gününe takip ediyor.
Kocaoğlu, merkezdeki tesislerin doluluklarının yüzde 80’lerin üzerine çıkmış olmasını bir işaret olarak algılıyor.
Diyor ki...
“Son dönemde otel konusunda yatırımcıların artan bir ilgisi var. Yeni açılanlar da memnun gözüküyor. Ama bu yetmez, eğer kongreleri, fuarları öne çıkaracaksak bu yatak kapasitesini kısa sürede iki, üç katına çıkarmak zorundayız. Son dönemde doluluk yüzde 85’lerde... Bu da kent ekonomisinin hareketli olduğunu gösteriyor...”
Demek ki, Başkan Kocaoğlu bu gidişattan memnun...

***

Geçenlerde Medical Park İzmir Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba ve Başhekim Yardımcısı Zeki Hozer ile konuşuyorduk.
Dediler ki...
“İzmir ve çevresinden sağlık kuruluşlarına yoğun bir ilgi var. Ama bir o kadar çevre ülkelerden hastalarımız bulunuyor. Uçak firmalarıyla temas halindeyiz. Bazı ülkeler anlaşmalı olarak hastalarını Türkiye’ye, İzmir’e yollamak istiyor. Bu da hem sağlığı, hem de turizmini İzmir’de öne çıkaracak...”
Libyalı, Suriyeli, Lübnanlı, Iraklı, İranlı hastalar zaten uzun süredir hastanelerimizde tedavi olup ülkelerine dönüyor. Ama asıl dikkat çeken Avrupa’dan gelenler...
Tedavi amaçlı gelenler ve yakınlarının da otellerdeki doluluk oranlarını artırdıkları kesin...
Daha çok sağlık kuruluşlarının yurt dışı pazarlamaya ağırlık verdiklerine göre bu gelişmeler de turizme pozitif yansıyacaktır.
Bir örnek de Kaşkaloğlu Göz Hastanesi’nin Kurucusu Mahmut Kaşkaloğlu’ndan vereyim.
Kaşkaloğlu’nun Yunanistan, Almanya, Danimarka gibi ülkelerden gelen düzenli hastaları var.
Şimdi de “Bu talep başka ülkelerden de gelmeye başladı” diyor.
Yani, her gelen beraberinde misafiriyle, bir yakınıyla geliyor.
Bu da sağlık turizmini güçlendiriyor.

***

İstatistikler gösteriyor ki, kruvaziyer gemileriyle seyahat edenler uğradıkları limanlara 5 yıl içinde bu sefer kalmak için geliyor. Eğer bu turistlerin ilgisini çeker, İzmir’i sevdirebilir, yeniden gelmek için nedenler yaratabilirsek, bu da turizmi hareketlendirecektir.

***

Bunun gibi çok neden sayabilirim.
Yeni fuar alanını, yeni kongre salonlarını hiç hesaba katmıyorum.
Bir de onları listeye ekleyin.
İzmir merkezindeki bu turizm hareketi elbette oteller kadar restoranlara, eğlence mekanlarına, müzelere, sanat merkezlerine de yansımalı...
Yansıyacaktır da...

Ulaşılabilir kent olmak

BUGÜN çok önemli bir tören daha var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla yapılacak törenle Ankara - İzmir Hızlı Tren Projesi’nin Ankara - Afyonkarahisar kesiminin de temeli atılacak. 624 kilometrelik hat; Ankara - Afyonkarahisar, Afyonkarahisar - Uşak ve Uşak – Manisa - İzmir olmak üzere toplam üç etaptan oluşuyor.
İzmir – İstanbul otoyolu, Ankara – İzmir Hızlı Tren Projesi, Adnan Menderes Havalimanı’nın kapasitesinin iki katına çıkacak olması bütün bunlar bölge için çok önemli projeler...
Kabul etmek gerekir ki, Bakan Yıldırım’ın bu konuda büyük katkısı var.
“İzmir’in ulaşılabilir bir kent olması herşeyden önemli” diyor Yıldırım...
Çok haklı...
Geçmişte İzmir’in problemi de buydu.
Bir de bu projeleri bitmiş haliyle düşünün.

Eylül

EYLÜL’ü sonbahardan mı, yazdan mı saymak lazım?
Bana göre yazın en güzel ayı...
O kavurucu sıcak yok, o kalabalık yok, o telaş yok.
Peki ne var?
Müthiş bir deniz var, daha güzel bir güneş var.
Sakinlik var, dinginlik var...
Yaz bitiyor diye, telaşa kapılmayın...
Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki...
Daha ekim var...