Paylaş
Başkan Tunç Soyer, “Yeni bir sayfa açıyoruz. Bir kira bir yuva. İhtiyaç sahipleriyle bunu karşılama gücüne sahip olanları buluşturuyoruz. Aynı ‘Halkın Bakkalı’ ve ‘Uyku Tulumu’nda yaptığımız gibi... Ana fikir bu” dedi.
Destekliyorum…
Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Hepimiz çok üzüldük, perişan olduk.
Ama emin olun; bir ay sonra, hayat devam edince herkes yine kendi yoluna gidecek.
Hep öyle olmadı mı?
Birçok deprem, doğal afet yaşadık ve sonra hayata kaldığımız yerden devam ettik.
İzmir’de üç bina yıkıldı; yüzlercesi de hasar gördü.
Şimdi bu insanlar yaklaşan kış günlerinde evsiz kaldılar.
Büyükşehir Belediyesi’nin bu kampanyasına destek olmaya çağırıyorum.
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan da ısrarla söyledi.
Evleri yıkılan vatandaşların yeni evleri için inşaatlara bir ay sonra başlanacak.
İnsanlar olay sıcakken başka, soğumaya başladığında başka davranıyor.
Eleştirmiyorum; çünkü hayat geriye dönüp bakmaya izin vermiyor.
Ama unutmayalım.
İzmir depremi bir kez daha hepimize ders olsun.
6.6 mı 6.9 mu yoksa 7 mi?
BİR kafa karışıklığı var.
AFAD depremin şiddetini 6.6 olarak açıkladı.
Kandilli, “Bize göre 6.9” dedi.
ABD, Rusya “7 şiddetinde” dedi.
Onu bunu bilmem.
İzmir’de doğup büyümüş ve depremlere alışık biri olarak bu kez diğerlerinden farklıydı.
Hangisini kabul edersiniz ya da etmezsiniz bilmem.
Ama bu yaşadığımız gerçekten büyük bir depremdi.
Fatura çok daha ağır olabilirdi.
İzmir Hilton kullanılamaz mı?
HİLTON, İzmir’den ayrılıyor.
Yeni kiracı kim olur bilmiyorum.
Ya da otel olarak kullanılacak mı bu konuda da bilgimiz yok.
Ama en azından bu deprem yaraları sarılıncaya kadar İzmir Hilton binası depremde zarar gören vatandaşlar için kullanılamaz mı?
Yeni alanlara proje yerine
kentsel dönüşüm yapılmalı
BU depremin iki sembol binası vardı.
Rızabey ve Doğanlar apartmanları...
Kurtarma ekipleri gece gündüz, ara vermeden, nefes almadan çalıştılar.
Ve ancak dört günde yıkılan apartmanı temizleyebildiler.
Ya bu deprem daha uzun sürseydi ve daha şiddetli olsaydı ve hasar gören bina sayısı onlarca, yüzlerce olsaydı.
Olabilecekleri düşünemiyorum bile...
O yüzden biz bu kentsel dönüşümü mutlaka sağlıklı yapmalıyız.
Hasarı en aza indirecek formülleri üretmeliyiz.
Türkiye bazı meselelerini halledebilir; biraz gecikmeli de olsa çözümler üretebilir.
Ama hiçbiri insanımızın sağlığından, hayatından daha önemli değildir.
Bana göre yeni gayrimenkul projeleri uzun bir süre yeni alanlar üzerinde değil, kentsel dönüşüm için yapılmalı.
Hiçbir şehrimiz nefes almıyor.
Ve bu böyle devam edemez.
Depremi yeni hatırlamadık
hep hatırlattık ama
BAZI okurlarımız birkaç yazıyla değerlendirme yapıyor.
“Depremi yeni mi hatırladınız” gibi yorumlar oluyor.
Ben yıllardır yazıyorum.
“Kentsel dönüşüm yık yap” değildir diye...
Türkiye’de kentsel dönüşümü doğru düzgün gerçekleştirmiş bir tane şehrimiz yok.
Ve meslek odaları lütfen siz de artık medyatik bazı projeleri bırakın da kentsel dönüşüme ağırlık verin.
Bütün şehirlerimizin ovaları, tepeleri, ekim alanları binalarla dolarken bir çoğunuz Basmane çukuruna takılıp kaldınız.
Bizler hep hatırlattık, anlattık.
Meselemiz büyük, yapılacaklar listesi de uzun...
Bir koordinasyona
ihtiyaç bulunuyor
BAYRAKLI’da, Bornova’da çadır kurulan yerleri her gün geziyorum. Yemek var, birçok malzeme getirilmiş, her dakika bir kamyon yanaşıyor ihtiyaçları taşıyor.
Şimdilik yeteri kadar ihtiyaç malzemesi var.
Ama daha çok gönüllünün buralarda olması gerekiyor.
Sivil toplum örgütleri iyi niyetle buraya akın ediyor ama bunun da bir koordinasyona ihtiyacı var.
STK’ları da bir araya getiren bir koordinasyon merkezi olsa ne kadar iyi olur.
Paylaş