İtalya yapıyorsa biz de yaparız

Bu iyi haber...
Demek ki, gerçekten de Türkiye turizmde iyi bir yıl geçiriyor.
Yakup Demir bir şey daha söyledi...
“Dövizdeki dalgalanma yurtdışında yaşayan Türklerin tatillerini uzattı. Ama bu sefer bir fark da var. Yaşadıkları ülkelerdeki arkadaşlarını, komşularını da alıp geldiler.”
Yurtdışına çıktığımda üçüncü, dördüncü kuşak Türklerin çok başarılı işlere imza attıklarını görüyorum.
Yani anne, babalarının ürkeklikleri onlarda yok...
Bazıları girişimci oldular, iş kurdular, yanlarında yüzlerce insan çalıştırıyorlar.
Sosyal hayatta önemli yerleri var.
İlk gidenler gibi kendi hayatlarını yaşamıyorlar, diğer alanlara da ortak oluyorlar.
Bu küçük örnek bile tanıtımın, lobiciliğin nasıl işlediğini gösteriyor.
Bizler kadar yurtdışında yaşayan Türklere de önemli görevler düşüyor.
Türkiye’nin değerlerini iyi anlatmalılar.
O yüzden Turizm Bakanlığı’nın yeni dönemde farklı tanıtım stratejileri geliştirmesi gerekir.
Yurtdışındaki Türkler de onlardan biri...
Ve geçen gün yazdığım gibi, İtalya ve İspanya en doğru örnekler...
Bu iki ülke gastronomisini desteklerken, aynı zamanda kültür de ihraç ediyor.
İtalyan markalarını destekliyor ve gizli bir reklam da yapmış oluyor.
İtalyan restoranları bu ülkenin en önemli kozlarından biri...
Hem bu sayede yerel kooperatifler dünyanın her yerine mal satıyor, hem de kendilerini anlatıyorlar.
Turizm Bakanlığımız yurtdışındaki Türk restoranlarına el atmalı, onlara destek olmalı, menülerini gözden geçirmeli.
Yapılır mı?
Yapılır...
İtalya yapıyorsa biz de yaparız.

 
Dijital kafalı kentler yaratmak

“İzmir dijital kafalı olmalı” diye yazıyorum bir süredir.
Çünkü, Türkiye’nin buna en hazır kentlerden biri olan İzmir’in de geleceğini burada görüyorum çünkü...
Elbette ekonominin diğer aktörleri de beraberinde gelecek.
Sanayi büyüyecek, gayrimenkul yatırımları artacak, İzmir’in tarımsal sanayideki liderliği devam edecek; tekstilde, havacılıkta ve savunma sanayindeki gelişmeler devam edecek...
Turizmde, hizmet sektöründe önemli yatırımlar sürecek.
Ama dijital dönüşümde, özellikle sanayi 4.0’da, yeni teknoloji adımlarında söz sahibi olmalıyız.
Medyanın içinde olunca bu dünyanın içinde olan çok insanla tanışıyorum.
Bu gençler çevremizde var.
Önemli olan onları burada tutabilecek imkanları yaratmakta...
Bugünkü şartlar bu gençleri Amerika’ya çekiyor.
Facebook, Google gibi dijital devler bu yetenekli beyinlere sınırsız imkanlar sunuyor.
Biz belki sınırsız değil, ama bugünkü şartlardan daha iyisini sunabiliriz.

 
Emniyet’e teşekkür

EMNİYET bayramda gece gündüz çalıştı.
Bütün teşkilata teşekkür ederiz.
Örneğin, Çeşme’de her giriş çıkış kontrol altındaydı, hem de 24 saat...
Huzurun, güvenin sağlanması için tam destek veriyorum.
Bir tek itirazım var.
Eğer hareketli bir gün geçirdiyseniz, Çeşme’nin farklı yerlerine gidip geldiyseniz ve her kontrole girmişseniz.
Her seferinde kimliğinizi göstermeniz, merkezden onay alıp yolunuza devam etmeniz gerekiyor.
Ama olsun, dediğim gibi huzur ve güven için sıraya beş, altı kere girmeye razıyım.

 
YİNE AYNI MANZARA

Cins köpekleri
sokaklara bırakıyorlar

YAZ bitiyor ya, yine tatil beldelerinde cins köpekleri sokaklarda göreceğiz.
Yaz başında çocuklarını kıramadıkları için köpek alan aileler yazın sonunda bakamayacaklarını anlayınca yine aynı yolu seçiyorlar.
İki, üç aylık o heves için bunu yapmayın.
Emin olun, o sevimli dostlar sokaklarda yaşayamaz, yemek bulamaz, kendini koruyamaz.
Ben bazılarını gördüm.
Ama hangisine sahip çıkabilirim ki...
Ne yerel yönetimlerin imkanları yeter, ne de bizlerin...
Ya almayın, alıyorsanız da sahip çıkın...

 
İyi tatiller o zaman

BODRUM’da, Çeşme’de, Marmaris’te, Kuşadası’nda, tatil beldelerinde yaşayanlar şöyle diyor...
“Asıl tatil bizim için şimdi başlıyor...”
Haklılar...
50 binlik Çeşme’ye 1 milyon, 100 binlik Bodrum’a 2 milyon kişi geliyorsa, buraları tatil beldesi olmaktan çıkmış demektir.
O zaman ne diyelim...
İyi tatiller...