Paylaş
İki gün İstanbullu bir grubun temsilcileriyle İzmir’i dolaştık.
Her ikisini de uzun yıllardır tanıyorum, neredeyse 20 yılı bulmuş.
Hayatımızın bir bölümü Paris’te kesişti; o gün bugündür, ikisi de en iyi arkadaşlarım arasında...
İzmir’i seviyorlar, Çeşme’de yazları vakit geçirmekten keyif alıyorlar, Bodrum’dansa artık Alaçatı’da olmayı daha çok seviyorlar.
Aslında onların İstanbul’u bırakıp İzmir’e yerleşme gibi bir niyetleri yok.
Yani İzmir’de büyüyüp İstanbul’a yerleşen, şimdi de geriye dönüş hayalleri kuranlardan değil onlar...
Ama şunu istiyorlar.
İzmir’le daha çok ilgilenmeyi, İzmir’de iş yapmayı, İzmir’e yatırım yapmak isteyen grupları burayı getirmeyi düşünüyorlar.
Büyük fonları yönetiyorlar, şirket evliliklerine vesile oluyorlar, yatırımları büyütüyorlar.
Kısacası, girdikleri şirketleri marka yapıp çıkıyorlar.
“Neden İzmir?” diye sordum.
Şöyle yanıtladılar:
“Hala yatırımlarımızın yüzde 40’ını İstanbul’a yapıyoruz. İstanbul’u gözardı edemeyiz. Ama Ege Bölgesi’ndeki, özellikle de İzmir’deki gelişmeleri de gözardı edemeyiz. Siz belki farkında değilsiniz ama biz İzmir’i çok konuşuyoruz. Takip ediyoruz, yani takip ediliyorsunuz...”
Ben yazdıkça bazen takılıyorlar, “Hala istediğin o çıkış yok” diye...
Yok ama olacak...
Neden mi?
Birincisi, İzmir–İstanbul Otoyolu’nun üç yıl sonra bitecek olması büyük bir avantaj olacak. Bu iki büyük şehri bağlamayacak aynı zamanda otoyolun geçtiği kentlerin ekonomisini de iyileştirecek. Bu da doğal olarak İzmir’e yarayacak.
İkincisi, Adnan Menderes Havalimanı’nın kapasitesinin artıyor olması. İzmir’in en büyük sıkıntısı “ulaşılamayan kent” oluşuydu. Uçakla da, karayoluyla da gidip gelmek zordu. Artık bu bahaneler de birkaç yıl içinde ortadan kalkacak.
Üçüncüsü, Ankara–İzmir hızlı trenin bitecek olması. Bu da başkentle İzmir’i yakınlaştıracak.
Ben bu ilgiyi İzmir’in büyüme potansiyeliyle birleşince doğacak gücü çok önemsiyorum.
İstanbullu arkadaşlarım da aynı şeyi söylediler.
“İzmir’i güzel günler bekliyor” dediler.
Ben de buna inanıyorum.
Televizyonlardaki yeni reklam filmleri
Folkart’ın televizyon reklamını çok sevmiştim.
İstanbul’daki dostlar, “İzmir kokuyor” demişlerdi.
Kavuklar’ın Bayraklı projesi için televizyon reklamı Folkart’ınkini tamamladı.
Tanıdık mekanları, tanıdık yüzleri ekranlara taşıdı.
Şimdi de Ege Perla...
İş Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı’nın yeni projesinin reklamları televizyonlarda dönmeye başladı.
Yine İzmir görüntüleri var.
Yine arkadaşlar telefona sarılıp açtılar.
“Bu görüntüler ne kadar davetkar, yine İzmir hayalleri, yine geri dönüş hayalleri kurmaya başladık” demeye başladılar.
Biliyorum, devamı olacak.
Sırada yeni projeler de var.
Onlara da tavsiyem, yine İzmir siluetini kullanmaları, çünkü bu çok akılda kalıyor.
“Sıradan değil” diyorum
Ali Ağaoğlu, son dönemin en fazla konuşulan ismi... Hele son Maslak 1453 projesi, reklam filmi, filmin yönetmeni Sinan Çetin... Dediğim gibi nasıl Folkart’ın, Kavuklar’ın, şimdi de İş GYO’nun yatırımlarını anlatırken kullandıkları İzmir görüntüleri bir anda ilgiyi artırırken; Maslak 1453’te bazı vurgular da, kullanılan üslup da tartışılır hale geldi. Zaten reklamcılıkta da böyle bir tehlike vardır. Çok ilgi çektiğinizi zannederken bir yanda da tepki çekersiniz. Önemli olan başlangıç stratejinizdir. Reklam filmiyle ilgili eleştirilerin çoğunu okudum, dinledim. Ama şunu da kabul edin, beğenin ya da beğenmeyin... Geçen diyaloglar herkesin ağzında… Attığımız twitter mesajlarında bile bir gönderme var. Yani ben herkes gibi düşünmüyorum. “Sıradan değil” diyorum...
Bu çok çarpıcı bir rakam
TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener’in verdiği bir bilgi çok çarpıcı... Şener diyor ki...
“İzmir’in yolcu sayısını 10 yılda 1.8 milyondan yaklaşık 10 milyona çıktı.”
Beş kattan büyüme demek...
Bütün rakamlar gösteriyor ki, bu trend devam edecek, Adnan Menderes ikinci aktarma merkezi olma olacak.
Bir ayrıntı daha vereyim.
İzmir–İstanbul uçuşları, Avrupa’da iki kent arasında en fazla gidip gelinen ikinci destinasyonu oldu.
Düne kadar sadece birkaç karşılıklı sefer varken, bugün 30’a yakın uçuş gerçekleştiriliyor.
Bu sayı da İzmir’in direkt seferleri de artar.
Hiç merak etmeyin...
Paylaş