Paylaş
Yine öyle oldu.
Dedim ki;
2000’den önceki konutların zaman içinde kentsel dönüşüme sokularak yenilenmesi lazım. Bunu yaparken de iyi planlama yapılarak ve hata yapmadan, arzu ettiğimiz kentleri kurgulayarak yapalım.
Tabii şunu söylemiyorum.
2000’den önceki bütün binaları yıkalım gibi bir iddiam yok.
Çok başarılı mimari projeler elbette var.
Örnekleri çok...
Üstelik yeniden şehirler yaratmak için milyarlar harcamak gerekir. Hiçbir ülkenin böyle bir bütçeye sahip olması da mümkün değil.
Ama körfez depreminde gördük, binalar kağıt gibi yıkıldı.
Sonra bakanlıklar bir araya gelerek yönetmelikleri, uygulamaları değiştirdiler.
Beton kalitesi değişti, istenen imalat şartları yenilendi.
Ve sürekli bu güncellenir hale geldi.
Doğrusu da budur.
Günün şartlarına uygun değişiklikler yapmak.
Ama elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin.
Yakın bir geçmişe kadar imkanı olan, merakı olan, kaynağı olan insanlar, şirketler inşaat işine girip imalat yapmadılar mı?
Zaten böyle olduğu için sağlıksız binalar inşa edildi.
İyi örnekleri her zaman ayrı bir yere koyuyorum.
O yüzden işini doğru düzgün yapan, bilimsel davranan, mühendisliğin getirdiği imkanlarla proje üreten, örnek mimarlık eserleriyle bizleri gururlandıranlar üzerlerine alınmasınlar.
Aşının sayısı değil süresi önemli
NURAY Babacan, Prof. Dr. Kemalettin Aydın ile konuşmuş. Diyor ki;
“100 bin vakanın yüzde 15’i 65 yaş üstü. Bu 13 bin eder. Ölümlerin yüzde 85’i de bu grupta. ‘Benim dört aşım var’ diyor. Aşının etkisi üç ay sonunda çok düşüyor. Toplumsal bağışıklık bu yüzden sağlanamadı. Aşının sayısı değil süresi önemli.”
Öyle anlaşılıyor ki; bir süre daha aşı olmaya devam edeceğiz.
Ben aşılara inanan biriyim.
Zaten Türkiye’deki ilk aşı olanlardan biri olmamdan da belli.
Bilim, doktorlar “Gidip olacaksın” diyorsa, gider olurum.
İnanın pandeminin ilk gününden bu yana işe gittim, toplantılara katıldım, kendimi koruyarak kalabalıklara da girdim.
Hep dikkatli, mesafeli olduğum için Kovid 19’u geçirmedim. Geçirebilirim de...
Zaten aşılar pozitif olmayayım diye değil; pozitif olursam hastalığı daha rahat geçireyim diye var.
OGS bitti limitler de
yeniden gözden geçebilir
OTOYOLLARDA Otomatik Geçiş Sistemi kaldırılıyor. Artık herkes Hızlı Geçiş Sistemi’ni kullanacak. İki ayrı ödeme sisteminden teke indirilmesi iyi oldu.
Bu arada hatırlatmak isterim.
Otoyollarda hız sınırı 120 kilometre, yüzde 10’luk bir payı da üzerine koyduğunuzda 131 kabul ediliyor.
İki ödeme noktası arasında 131 ortalamayı tutturmanız gerekiyor, aksi halde ceza yiyorsunuz.
İçişleri Bakanlığı limitlerin biraz artabileceğini açıklamıştı.
Artık yollarımız da kullandığımız arabalar da çok gelişti.
120 yerine 125 kabul edilen hız sınırı sanki olabilir gibi geliyor bana...
Fotoğraflar Süleyman’dan
PAZAR günü Türkiye’nin ilk bira hakemlerinden biri olan Anadolu Efes Grubu’nun Yenilik Atölyesi Yöneticisi Emin Cem Sürer’i yazdım. Kendisi ABD’de bir eğitimde olduğu için Ege Life Dergisi’nden Süleyman Gülen’in çekmiş olduğu fotoğrafları kullandım. Pazar yazımda atlamışım. Teşekkürler Süleyman...
Elektrikte düzenleme şart
ELEKTRİK paketinde esnafa kademe alternatifi konuşuluyor.
Sadece konutta KDV indirimi de gündemde.
Günlük kademe 8 kw’ya çıkarılabilir.
Bakanlıklar çalışıyor.
Konu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde...
Tabii imkanlar, artan enerji fiyatları hangi düzenlemeye izin verecek göreceğiz.
Ama mutlaka birşeylerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Birçok esnafla konuşuyorum.
Kiranın üzerinde elektrik ve doğalğaz faturası ödediklerini söylüyorlar.
Zaten pandemide sıkıntılı günler geçirmiş esnaf için bu maliyetlere katlanmak çok kolay değil.
O yüzden düzenleme şart gözüküyor.
Paylaş