Paylaş
Devlet gerektiğinde yumuşak elini uzatıp yeni bir başlangıç yapılmasına izin vermelidir.
O yüzden imar barışını da başlangıçta olumlu buldum.
Türkiye’nin bazı konularını milat kabul edip önüne bakması gerekiyor.
Şehirleşme de bunlardan biri...
Elbette geçmişin hatalarını bir daha yapmamak kaydıyla...
O yüzden sağlıklı bir kentsel dönüşümü hayata geçirmeliyiz.
Ancak şu konuda da herkesin hassas olması gerekir.
İmar barışı belirli konuları ve zamanı kapsıyor.
Başlangıçta çıkan kanun aslında çok açık...
Bir kere söz konusu yapının 31 Aralık 2017’den önce yapılmış olması gerekiyor.
İkincisi yapı kayıt belgesi imar açısından ekstra bir hak sağlamıyor, müktesep oluşturamıyor. Yapı kayıt belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanıyor.
Aslıda devlet 13 milyon konutun imar ve iskan sorunun çözülmesinin hedefliyordu.
Her zaman olduğu gibi yasanın arkasından, önünden dolananlar olduğunu görüyor ve duyuyorum.
Ortak alanlara inşaat yapanlar, belirlenen süreden sonra imalat yapanlar, yapılanları eskiymiş gibi gösterenler...
Açık söylüyorum.
Devlet nasıl barıştıysa, elini uzattıysa; yanlışları da düzeltmek yine devlete düşer.
Elbette hepsini denetlemek mümkün değil.
Ne o kadar zaman, ne o kadar personel var.
Ama her birey, her vatandaş; bir denetmen gibi davranmalıdır.
Yanlışı düzeltmek sadece devletin memurunun görevi değildir.
Demokrasilerde şikayet diye bir mekanizma var.
Şikayet etmek bizde ayıp kabul ediliyor.
Oysa gelişmiş demokrasilerde bu çok önemli.
Yol boş olsa da nasıl kırmızı ışıkta geçilmiyorsa; yasalara rağmen aykırı iş yapanlar da gereken cezaları almalıdır.
Her hasat bir barış
AYVALIK’taki hasatın üzerinden 15 yıl geçmiş...
Zaman ne çabuk geçiyor.
Zeytinyağını bu kadar konuşuyor, gündem yapıyorsak bunda Ayvalık’ın büyük rolü vardır.
Bu yıl güncel bir sloganla yine toplanacağız.
“Her hasat, bir barış” diyorlar ve bir çağrıda bulunuyorlar.
Gerçekten öyledir.
Zeytin dalı barışın sembolüdür.
Bir de bugünün dünyasını düşününce bu sembol çok daha fazla anlam kazanıyor.
Unutamadığım karelerden biri Türk- Yunan ilişkilerinin gergin olduğu bir dönemde Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Yunanlı Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun karşılıklı sirtaki oynaması ve sonrasında beraber zeytin fidanı dikmesiydi.
Zeytin hep barışın sembolü olacak.
Fark yaratmak lazım
AYVALIK Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın diyor ki...
“Ayvalık zeytinyağına yeni pazarlar kazandırmak ve kalitesiyle fark yaratan markalarımızla dünyaya açılmak istiyoruz. Ayvalık Ticaret Odası, AB tescili alma yolundaki çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.”
Coğrafi işaretlemede epey yol aldık.
Şimdi bunu anlatmaya sıra geldi.
O yüzden içine kapanık değil, dışa dönük bir tanıtım stratejisine ihtiyacımız var.
Ve Ayvalık’ın anlatacak çok şeyi bulunuyor.
Teşekkürler Sakıpağa
SAKIPAĞA ailesi bugüne kadar birçok sosyal kampanyaya destek oldu. Karşıyaka’yla bütünleşmiş bir aile oldukları için kulübe de büyük destekleri olmuştur.
Geçen cumartesi Karşıyaka çarşısındaki mağazalarının hasılatını Mehmetçik Vakfı’na bağışladılar.
Dün de 38 bin 766 liralık çeki Mehmetçik Vakfı’na giderek teslim ettiler.
Mehmetçiğimize selam, herkese de örnek olsun.
Pınar Karşıyaka’da ışık var
FENERBAHÇE, Anadolu Efes geçen yıl çok iyi oyunlar çıkardı. İki kulüp de bu yıl iddialı... Ama şunu söyleyeyim. Pınar Karşıyaka’yı da listeye alın. Dirençli, iddialı bir takım kuruldu. Başlarında Ufuk Sarıca, yanlarında yeşil kırmızıya gönül vermiş bir taraftar var. Elbette spor bu... Ama Pınar Karşıyaka iyi bir başlangıç yaptı, takım ışık saçıyor söyleyeyim.
Paylaş