Paylaş
Hedefi olan insanları seviyorum.
Hayali olan...
Egolarına söz geçiren...
Kendisi için düşündüklerini başkaları için de isteyen...
Başarı öyküleri yazmayı seven...
Hep geleceğe bakan...
İşiyle özdeşleşen insanları...
Çok seviyorum.
Bugün de onlardan birinden söz edeceğim.
Doktor Mehmet Baz’dan...
Aslında Mehmet Baz ismini İzmirliler, Egeliler son dönemde daha çok duymaya başladılar.
Oysa ben kendisini uzun zamandır takip eder, bilirim.
Kamuoyu onu Ekol hastanelerinin kurucusu olarak tanıdı.
Ekol kısa sürede bilinen, konuşulan bir sağlık merkezi oldu.
Daha doğrusu Ekol giderek bir sağlık köyü haline dönüşüyor.
Benim kendisiyle ilk tanışmam Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde Başhekim Yardımcılığı dönemlerine rastlar.
Çok doktor arkadaşım oldu, o yüzden hekimleri iyi tanırım. Hobileri, farklı hikayeleri olan insanlardır doktorlar...
Mehmet Baz da öyleydi; Barcelona Üniversitesi’nde Kulak Mikrocerrahisi’nde eğitim almış, Almanya’da Avrupa İşitme ve Akustik Birliği’nin işitme kayıpları konusundaki çalışmalarına katılmış, Avusturya Graz Üniversitesi’nde Endoskopik Sinüs Cerrahisi konusunda programlarda yer almış, Amsterdam Üniversitesi’nde estetik burun cerrahisinde mesai harcamıştı. Bu kadar farklı ülkede, farklı uzmanlıklarda dersler, eğitimler, programlar, projeler olunca biz de Mehmet Baz’la her bir araya geldiğimizde ufuk turu yapmaya başladık.
Siyasetten spora, sanattan mutfak sanatlarına kadar...
Söylemeliyim; Mehmet Baz hem iyi doktor, iyi bir işletmeci, hem de bir profesyonel rehber kadar dünyayı bilen biridir.
Bu kadar yoğunluğa ve iş temposuna rağmen işletme okumak istediğini söylüyordu.
Dediğini de yaptı.
2007’de Ekol Kulak Burun Boğaz Dal Merkezi’ni, 2011’de Ekol Kulak Burun Boğaz Hastanesi’ni, 2012’de Ekol Göz Tıp Merkezi’ni kurduktan sonra üzerine işletme okudu, şimdi de Gediz Üniversitesi’nde İşletme Fakültesi’nde master yapmaya başladı. Bir de Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okumaya devam ediyor.
Özetle...
Uykuda olduğu saatler, dakikalar dışında Mehmet Baz; ya yeni bir proje peşindedir, ya da yeni bir plan yapmaktadır.
Geçenlerde yine sohbet ediyorduk.
“Hayallerimiz daha bitmedi” dedi.
Kulak ve gözden sonra 150 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nin Sağlık Bakanlığı’ndan onayının çıktığını söyledi.
Hoşuma giden; “200 kişiye daha iş imkanı yaratacağız Deniz...” demesi...
İzmir’in sağlık alanında önemli bir potansiyeli var.
Ben eminim; diğer hastaneler de, sağlık merkezleri de her yeni projeye çok seviniyorlar. Bu tatlı rekabet burayı daha da öne çıkarıyor, İzmir giderek sağlıkta aranılan kent olma yolunda ilerliyor. Bir de bunun üzerine EXPO gelirse; inanın muhteşem olacak.
Mehmet Baz; Çiğli’nin İstasyonaltı denilen bölgeyi resmen bir sağlık köyü haline getirdi.
Kulak, burun, boğaz bir ilkti; Baz’ın verdiği bilgiye göre de Türkiye’nin en büyük kadın doğum ve çocuk hastanesi geliyor.
Sadece bu bölgeye yapılan yatırım bugüne kadar 150 milyon TL olmuş; son hastaneyle bu rakam 210 milyona çıkacak.
Mehmet Baz’ın bir hayali de üniversite...
“Bu yatırımları bir de üniversiteyle taçlandırmak istiyorum” diyor.
Sağlık ve eğitim; ikisi bir arada olunca benim için akan sular duruyor.
Bence yerel yönetimlerin de; hükümetlerin de bakış açısı bu olmalı.
Yatırımcılar teşvik edilmeli, destek görmeli...
Ve elbette alkışlanmalı...
Ben ayakta alkışlıyorum.
Mehmet Baz’ı da, bu ülkeye yatırım yapan diğer doktorları da, hastane sahiplerini de...
Paylaş