Hani tribünler dolmazdı

Kışın ortasında baharı yaşadığımız bir gün Atatürk Stadı’nda Altınordu - Fenerbahçe maçı vardı.
Doğrusunu söylemek gerekirse; içimden gitmek gelmedi.
Hep söylüyorum; futbolu seven biriyim.
Elbette tuttuğum bir takım var ama mesleğim gereği renk ayrımı yapmadan İzmir’deki tüm maçlara gidiyorum.
Önce İzmir geliyor benim için...
İzmir takımlarının başarılı olmasını istiyorum; çünkü biliyorum ki spor artık sadece spor değil.
Başarı geldikçe kentin morali düzeliyor, zirve zorlandıkça kent hayatı da renkleniyor.
Ekonomisi de, sosyal hayatı da zenginleşiyor.
Gelin görün ki; bir süredir maça gitmiyorum.
Çünkü keyif almıyorum, kendimi iyi hissetmiyorum.
Bu konuyu gündemde tutmamın bir nedeni var.
Çünkü ne kulüplerimiz, ne İzmirliler gösterilen bu tavrı hak ediyorlar.
Bir boşvermişlik, bir inatlaşma...
“Bizim dediğimiz olacak” hali...
Sayın vekillerimiz, politikacılarımız...
“İzmir’de seyirci yok. 15 bin kişilik statlar yeter” diyenler; acaba Fenerbahçe - Altınordu maçındaki tribünleri gördükten sonra içlerinden de olsa “Yanılmışız...” demişler midir?
O coşkunun ve stada giremeyen seyircilerin yıllardır ne çektiklerini anlamışlar mıdır?
Maç sonrasında futbolcuların zeminle ilgili sözlerini duymuşlar mıdır?
Seçimlere giderken siyaset yapmayı anlıyorum da; sandık açıldıktan sonra rozetlerin çıkarılamamasını anlayamıyorum.
Ve kangren olmuş bu meselenin bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyorum.

Tramvay Mithatpaşa’ya alındı ama

İzmir’in konuştuğu projelerden biri de tramvay...
Uzun bir süredir izinlerinin alınması bekleniyordu; galiba sorun gözükmüyor.
Bu arada Başkan Aziz Kocaoğlu, bir sürpriz yaparak sahilden geçmesi planlanan tramvayın Mithatpaşa’ya alındığını açıkladı.
Karşıyaka’da sorun yok gibi, ama Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndan geçişle ilgili bir süredir tartışma yaşanıyordu.
Geçenlerde bir yakınımızın Mithatpaşa’daki evine gittim.
İyi ki taksiyle gitmişim, çünkü arabayı tercih etseydim büyük bir ihtimal gecemi otopark arayarak geçirecektim.
Sadece Mithatpaşa’da değil; artık her yerde otopark sorunu var.
Aslında bu İzmir’e özgü bir sorun da değil.
Büyükşehirlerde ne yazık ki otoparklarımız sınırlı ve çözüm bulmak da o kadar kolay değil.
Birincisi...
Sahilden Mithatpaşa’ya alınan tramvay kararını eleştiremem; sonuçta bu teknik bir konu... Ben ancak bir vatandaş olarak bu konuyu yorumlayabilirim.
Ama tramvay için yerin çok dar olduğunu söylemeliyim.
İkincisi...
Otoparklar konusunda hükümetin özel bir yasa çıkarması şart oldu.
Yerin üstü tıklım tıklım dolu olduğuna göre yerin altına otopark yapmaktan başka bir alternatif kalmıyor.
Bunun için de devletin desteği gerekiyor.
Belki de yüzen otoparklar yaparak sahil şeridinin sorunu hafifletilebilir.
Bunun için de özel sektörle işbirliğine gidilebilir.
Yoksa bu sorun daha da büyüyecek; hayatımızın büyük bir bölümünü otopark aramaya ayıracağız.