Geçmişin kampanyalarını hatırladınız mı?

Bilmiyorum; takip ediyor musunuz?
Televizyonlarda geçmiş seçimlerden görüntüler, fotoğraflar, röportajlar yayınlıyorlar.
Turgut Özal’ın, Süleyman Demirel’in, Bülent Ecevit’in, Erdal İnönü’nün seçim kampanyalarından örnekler veriliyor.
Anavatan ne demiş, karşılığında Doğru Yol Partisi nasıl cevap vermiş, Demokratik Sol Parti neleri öne çıkarmış, Sosyal Demokrat Halkçı Parti hangi konuları işlemiş.
Sonrasında Mesut Yılmaz hangi ayrıntılara önem vermiş, Tansu Çiller partisinin hangi güçlü yanlarını kullanarak meydanlara çıkmış.
O dönem reklam kampanyalarını yapan kadrolar hangi başlıkları, metinleri, fotoğrafları kullanmış.
Stratejiler genellikle hangi kurgular üzerine yapılmış.
Büyük bir dikkatle izledim.
Aslında reklamcılık tarihini yakından izleyen biriyim.
Özellikle de siyasi kampanyalara farklı bir ilgim de var.
Aldığım eğitim de, yaptığım uzmanlık alanında da bu kampanyaları hep incelemiştim.
Ayrıca gazeteci olarak da, haberci gözüyle de takip etmişimdir.
Ve rahatlıkla şunu söyleyebilirim.
Meydanlar ne kadar rahatmış, ne kadar samimiymiş, kampanyalar ne kadar eğlenceliymiş.
Siyasiler ne kadar espriliymiş, kullandıkları dil ve üslup bugüne göre ne kadar yumuşakmış.
Bunları seyretmek bizim için hem biraz nostalji oldu, hem de bugünün siyasi tansiyonuyla karşılaştırdığımızda ne kadar gergin olduğumuzu anlamamıza neden oldu.
Hep söylüyorum.
Bu siyaset böyle devam edemez.
Bu tansiyon bu kadar yüksek olamaz.

Biraz değil çok ayıp oluyor

Dünkü yazıma çok sayıda mesaj geldi.
Hatırlatayım.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten “CHP’li İzmirli gençlerin özgürlükten anladıkları, son derece açık giyinmek, kafayı çekmek, sabaha kadar eğlenmek” demiş; bir de İzmir’i Haşhaşiler’in başkenti ilan etmişti. Ben de kendisine teessürlerimi bildirmiş; “Biraz ayıp oluyor” demiştim.
Bizleri her partiden, her sektörden, her ilgi alandan kişiler okuyor. İçlerinde Ak Partili de var, CHP’li de, MHP’li de, HDP’li de...
Okurlar diyor ki...
“Biraz ne demek, çok ayıp oluyor, çok...”
Sayın vekilime tepkileri aktarayım istedim.

BURASI TÜRKİYE MAALESEF

Fransız bisikletçi beş kıta 40 ülke gezmiş. Sıra Türkiye’ye gelmiş ve turuna Ege’nin kıyılarından başlamıştı. Christian Jean Auguste Niaffe Marmaris’te emniyet şeridinden giderken arkadan gelen bir arabanın çarpması sonucu yaşamını kaybetti.
Bizde emniyet şeridinden bisikletliler gidemez, arabalar geçer.
Bizde bisiklet yolundan bisikletliler gidemez, yayalar gider.
Bizde herkes; ne kural dinler, ne usul, ne kaide...
Bizde herkes kafasına göre herşeyi yapar.
Bir yetkili de çıkıp, “Üzüldük...” bile demez.
Biz diyelim.
Christian Jean Auguste Niaffe, nurlar içinde yat...

İyidir, demokrasi için iyidir

CHP, kampanyasına ekonomik konuları öne çıkararak başladı. MHP de öyle yaptı. Bakıyorum HDP de ekonomik vaadlerde bulunuyor. AK Parti muhalefeti birkaç konu üzerinde siyaset yapmakla eleştiriyordu. Galiba bu seçimde gündemi muhalefet belirledi, iktidar bu söylemlere cevap vermek zorunda hissediyor kendini... Bu iyi bir şey... Bazı partilerin oyları eriyebilir, ama bundan vatandaş kazanır. İyidir, demokrasi için iyidir.