Paylaş
Interlaken Basel, Bern ve Zürih üçgenindeki bir dağ kasabası...
Davos’a da iki saat mesafede...
Biz buradayken Davos’ta yine dünyanın geleceği kurgulanıyordu.
Davos, özellikle finans piyasalarının geleceğini çok yakından ilgilendiren bir adres...
Son yıllarda ekonominin yanına siyaset de eklendi.
Siyasi gelişmeler ekonominin geleceğini çok daha yakından ilgilendirmeye başladı.
Davos’a yakın Interlaken gibi merkezlerde de çok farklı alanlarda zirveler yapılıyor.
Bazen medya zirveleri, bazen sektör buluşmaları...
Interlaken aslında Avrupa’nın en iyi kayak merkezlerinden biri.
Çünkü, Avrupa’nın en yüksek tepeleri burada, kayak yapmaya çok elverişli ve profesyonel yarışçılar bile Interlaken’deki pistleri çok önemsiyorlar.
Buraya gelenler ya dağ sporlarıyla uğraşıyor, kayak yapıyor ya da konferanslara, panellere, kongrelere katılıyor.
Yani, ya otellerden çıkmıyorsunuz ya da Avrupa’nın en yüksek tepelerinden aşağıya doğru iniyorsunuz.
Başka çareniz yok çünkü, buralarda öğle sıcaklığı bile eksi üçlerde geziniyor.
Gecesini siz düşünün...
¡¡¡
Biz daha çok Interlaken’in diğer yönüyle ilgileniyoruz; kayağa gidenler, kayaktan gelenler önümüzden geçiyor, biz ise medyayı konuşuyoruz, sektörün yarınlarını ve elbette siyasi gelişmeleri, ekonomik açılımları...
Interlaken’in nüfusu 25 bin; Davos gibi küçük bir yerleşim.
Bu küçük kasaba her gün en az nüfusu kadar hatta bazı dönemlerde de nüfusunun iki katı misafir ağırlıyor.
İsviçre’nin diğer kentlerinden gelip buralarda çalışan hatırı sayılır bir nüfus var.
Ekonominin, dünyadaki siyasi gelişmelerin, yeni trendlerin konuşulduğu Davos’ta olduğu gibi Interlaken’de de dünyanın çok önemli fikir liderlerini, akademisyenlerini, yazarları, Nobelli düşünürleri görmek mümkün.
Hatta James Bond filmlerine bile konu olacak kadar ünlü Interlaken...
James Bond film dizisinin bir tanesi burada çekilmiş.
İsviçre’nin birçok yeri aslında benzer organizasyonlar sayesinde milyarlarca doları her yıl kasasına koyuyor.
¡¡¡
Beş yıl önce Berlin’de bir medya zirvesine katılmıştım.
Bu toplantılarda gazeteciler, önce dünyanın o günkü fotoğrafını çekmişler, daha sonra olabilecek gelişmeleri tartışmışlardı.
2006’da bir internet çılgınlığı yaşanıyordu.
Birçok gazeteci beş yıl sonra internetin yazılı medyayı ele geçireceğini, kağıdın ömrünün kısaldığını, gazetelere olan ilginin azalacağını söylüyordu.
Doğru, internet medyası bu sürede çok hızlı gelişti; yazılı medya televizyonların reklam pastasından önemli paylar aldı, ama hala gazeteler ayakta olmaya devam ediyor.
Bu arada, gazeteler de kendilerine göre yeni entrümanlar geliştirip ve kendilerine yeni içerikler kazandırmaya başladı.
İşin doğası böyle...
Rekabet her sektörü daha dinamik hale getiriyor.
Sonuç olarak gazeteler yoluna devam ediyor, ama internet medyası da büyüyor.
Wikiliks efsanesi hala konuşuluyor.
Diplomasi Wikiliks öncesi ve sonrası olarak algılanıyor.
Yani Wikiliks belgelerinin açıklanması diplomaside bir milat olarak kabul ediliyor.
Peki “Medyada yeni tartışma konusu nedir?” diye soracak olursanız.
Hiç kuşkusuz...
IPad derim...
Türkiye’de de IPad’lerin sayısı her geçen gün artıyor, ama Avrupa’da herkesin elinde bir IPad var.
Dünya medyası beş yıl önce “internet gazeteleri yok eder mi?” diye tartışırken; şimdi aynı soru IPad için soruluyor.
İnternet, şimdi de IPad...
Medya nereye gidiyor, okuyucu ne bekliyor, yeni nesil hangisini tercih edecek?
Galiba bir gerçek var.
O da haber, bilgi... Ve buna ulaşma hızı, şekli ve alışkanlıklar...
Gazeteler iyi habercilik yaptıkça, okurun beklentilerini karşıladıkça, aynı koşullar internet ve IPad medyası için geçerli oldukça hepsi yaşayacak, hepsi büyüyecek...
Ve yeni alternatifler çıkmaya devam edecek.
Medya çeşitleniyor, ama iyi habercilik yükseliyor.
Paylaş