Gastronomi yolculuğunda güzel bir öykü ADI MÜCELLA

LAL, Barbun, Alancha, Yek, Atelier Malt...

Haberin Devamı

Gastronomi yolculuğunda güzel bir öykü ADI MÜCELLA

Hepsi de Türk gastronomisinin en önemli adresleri oldu.
Bu markaların yaratıcısı Demirasal ailesiydi.
Kemal Demirasal, Türk mutfağını yeniden yorumlayan menüler hazırladı hep...
Mekanın merkezindeki, iyi yatırım yapıldığı hemen anlaşılan açık mutfak, kendilerinden emin bir şekilde çalışan birçok şef ve başka yerde göremeyeceğiniz sunumlarda hazırlanmış servis edilmeyi bekleyen yemekler...
Bu konseptin yayılmasında bu mekanların önemli bir katkısı oldu.
Ve elbette genç şeflerin yetişmesinde önemli bir misyon üstlenildi.
Bunu çok önemsiyorum.
Bugün yeme içme sektörünün önemli isimlerinin yetiştiği mutfaklar...
Son dönemde Demirasal başka bir yolculuğa çıktı.
Türkiye’yi unutmadan ve çok sık gelerek bu menülerin gelişmesine yardımcı oluyor, hem de Londra’da harika bir Türk restoranı açarak bu lezzetlerin tanıtılmasına katkı sağlıyor.
Kemal, Notting Hill’de ‘The Counter’ adında bir restoran açtı.
Kemal’le orada buluştuk.
Daha önce de yazmıştım.
Mekanı da yemekleri de çalışanları da çok beğendim.
The Counter da bir misyon üstlenmiş bir restoran...
Türk lezzetlerinin dünyaya tanıtılmasında önemli olacağını düşünüyorum.
Elbette bu uzun hikayenin kahramanları var.
Kemal şef olarak her zaman vitrindeydi.
Ama arkada önemli bir isim daha vardı, Mücella Demirasal...
Tabii onun en büyük destekçisi Deniz Demirasal...
Mücella Hanım yine farklı bir işe girişti.Gastronomi yolculuğunda güzel bir öykü ADI MÜCELLA

Tabii ki yine bir gastronomi yolculuğu...
Bu sefer yeni restorana kendi ismini verdi.
“Mücella...”
Çeşme Dalyan’da harika bir mekan olmuş yine...
Menü ağırlıklı olarak hakim oldukları kıyı Ege mutfağı...
Tatlar; tazelik, hafiflik, asidite dengesi üzerine kurulu.
Neden Demirasal ailesini yazıyorum?
Çünkü yıllardır yazdığım bir konu üzerinde çalışıyorlar.
Türk mutfağını yeniden yorumlamalı ve bunu sunabilmeliyiz.
Türkiye önemli bir turizm ülkesi, dolayısıyla yükselen gastronomi trendleri içinde mutlaka daha iyi bir bulmalı.
Şefleri, yeni mekanları, gastronomi yolculuğuna öncü olan herkesi destekliyorum.

 

Haberin Devamı

 
Michelin’i çoktan hak ettiler

Haberin Devamı

YİNE yazıyorum.
Michelin’in Türkiye gelmesi İstanbul restoranları için çok iyi oldu.
Hem mekanlar, hem de şefler kendilerini daha fazla geliştirmenin çabasında...
Bu rekabet canlılık getirir.
Ve Urla...
Şimdi Michelin’in şeflerinin Urla’da dolaştıklarını biliyorum.
Eminim İstanbul’dan sonra İzmir de Michelin listesine girecek.
Benim aday gördüğüm birkaç isim var.
Daha önce de yazmıştım.
O isimleri de yine yazacağım ki bu bölgedeki müfettişler de tattıkları lezzetlerden emin olsunlar.
İlki, hiç kuşkusuz OD Urla’nın şefi ve yaratıcısı Osman Sezener’dir.
Urla’nın öne çıkma hikayesinde OD Urla ve Sezener’in büyük payı var.
Aslında Michelin’in ilk habercisi Opinionated About Dining’den geldi.
Opinionated About Dining, derecelendirme sistemine deneyim katan tek yemek anketi...
Her yıl en iyi restoranları listeleyen Opinionated About Dining, bu yılın en iyi 150 Avrupa restoranını yayınladı. Listenin başında Rasmus Munk’un Alchemist restoranı yer alırken, Türkiye’den de üç restoran listeye girmeye hak kazandı.
OAD’nin ‘Şiddetle Tavsiye Edilenler’ listesinde başarılı şef Osman Sezener’in OD Urla’sı da var.
Sezener, Michelin’i çoktan hak eden şeflerimizden biridir.

Yazarın Tüm Yazıları