Doğru zamanda ve yerinde yapılmış bir açıklama

Ki; Türkiye bunu çok önce yapmalıydı.

Kamunun sadeleşmesi, harcamalarını kısıtlaması, vatandaşa örnek olması gerekir.

Bu elbette yerel yönetimler de için geçerli...

Belediyelerin de bir öncelik sıralamasına ihtiyacı var.

Seçim sonrasında birçok belediye başkanını ziyaret ettim.

Sevinerek görüyorum ki; böyle bir farkındalık var ama uygulamaları ve yapılanları bir gazeteci, bir vatandaş olarak takip edeceğim.

Bir de şu konu var.

Bazı belediyeler iktidardan muhalefete, bazılarında ise muhalefetten iktidar ittifaklarına geçti.

Ve elbette her başkan ve yönetim kendi kadrolarıyla çalışmak istiyor.

Bazı üst düzey atamalar anlaşılabilir ama bu dizayn asla tepeden tırnağa olmamalı.

Devlette devamlılık olduğu gibi yerel yönetimlerde de devamlılık olduğunu unutmayalım.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in geçenlerde bir açıklaması oldu.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yeğeni ve baldızını yüksek makamlara getirmesinin ardından bir tartışma başlamıştı.

Özel’in Bursa, Balıkesir, Kırşehir ve Yüreğir’de bazı atamaları geri aldırdığı konuşuluyor.

Bozbey’in yeğeninin ataması geri çektirildi. Balıkesir’de CHP milletvekili Serkan Sarı’nın ağabeyi Gökhan Sarı’nın ataması durduruldu. Bu başkanlara “Atamaları geri alın” dendi.

Özgür Özel; meslektaşımız İsmail Saymaz’a şöyle konuşmuş.

“Bu tip atamaları kimseye anlatamayız. Bu CHP’ye duyulan güveni kökten sarsar. Hiç tavizimiz yok. Asla kabul etmiyoruz. En sert tepkiyi ben gösteriyorum. Bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz. Atamaların geri alınması gerekiyor. Aksi takdirde parti hukuku içinde ne yapmamız gerekirse onu yaparız. Bana yapılan her kusuru, partideki her hatayı affedebilirim. Ama belediyede akraba, eş, dost işi ve paralı pullu işlere bulaşanların gözüne yaşına bakamayız.”

Bu doğru zamanda ve yerinde yapılmış bir açıklama… İktidarı, muhalefeti; genel ve yerel olarak dikkat etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz.

Bu tarif İzmir’e uymaz mı?

GEÇENLERDE Fransız gazeteci arkadaşımla konuşurken şunu söyledi; “Dünyada dijital göçebe sayısı giderek artıyor. Ve şehirler bu kişilere yeni olanaklar sunmak için adeta yarışıyor. Türkiye’de İzmir bu yeni kuşağa ve dijital göçebelere adres olabilecek en iyi yer...”

Arkadaşım defalarca Türkiye’ye gelmiş; İstanbul’u da, Ege’yi de ve elbette İzmir’i de çok iyi bilen biri...

Gerçekten de artık şehirlerin yarışı var ve dünyaya yön veren bu fikir önderlerine herkes evsahipliği yapmak istiyor.

Ev, ofis, kafe ya da diğer mekanlar fark etmeksizin işlerini dijital ortamlara taşıyan ve mekan bağımsız olarak çalışan kişilere dijital göçebe deniyor.

Digital nomad, işini belli bir yere bağlı kalmadan yapanlar için kullanılan bir tanım. Serbest meslek sahibi bireyler, freelance çalışanlar ve kurumsal çalışanlar dahil olmak üzere uzaktan çalışan herkes digital nomad olarak tanımlanabilir.

Çalıştığı işin internet üzerinden yapılması, kişinin yeterli maddi kaynaklara sahip olması, sağlık sigortasına sahip olması, sabıka kaydının olmaması halinde birçok şehir bu dijital göçebeleri kabul ediyor.

Bir anlamda nitelikli göç oluyor.

Bu tarif İzmir’e uymaz mı?

Herkes dijital göçebeleri istiyor

ELBETTE İzmir dijital göçebeleri çekmek için bir dizi stratejiyi hayata geçirebilir. Bu stratejiler, dijital çalışma olanaklarına, yaşam kalitesine ve şehrin sunduğu olanaklara odaklanabilir. Ayrıca, dünyadaki benzer şehirlerin örneklerinden de ilham alabiliriz.

İzmir, geniş bant internet erişimi ve teknolojik altyapıyı güçlendirmek için yatırımlar yapmalıdır. Hızlı internet bağlantısı ve teknolojik altyapı, dijital göçebelerin şehre çekilmesinde önemli bir faktör…

Çalışma ortamları geliştirilmeli… Kafe tarzı ortamlar, paylaşımlı ofisler ve işbirliği alanları, dijital çalışmacıların verimli bir şekilde çalışabileceği ortamlar olabilir.

Yaşam kalitesi artırılmalı...

Dijital topluluklar desteklenmeli...

Teknoloji odaklı etkinlikler, seminerler ve konferanslar düzenlenerek, dijital çalışmacılar arasında işbirliği ve bilgi paylaşımı teşvik edilebilir.

Kültürel ve sanatsal etkinlikler artırılabilir.

İzmir ulaşım altyapısını geliştirerek şehir içi ve şehirlerarası hareketliliği kolaylaştırabilir. Hızlı tren bağlantıları, bisiklet yolları ve toplu taşıma sistemlerinin iyileştirilmesi, şehre gelen dijital göçebeler için önemli bir avantaj olacak.

Hangi şehirler örnek olabilir?

BAŞTA Lizbon, Portekiz...

Barselona, İspanya... Barselona, teknoloji odaklı girişimcilik ekosistemi ve çeşitli sosyal etkinlikleriyle dijital çalışmacılar için çekici bir şehir haline geldi.

Berlin, Almanya... Berlin, sanat ve teknolojinin bir araya geldiği dinamik bir şehir oldu.

Montreal, Kanada…  Montreal, kültürel çeşitlilik ve teknoloji endüstrisine destek sağlıyor.