Paylaş
Ve şu notu yazmış.
“Her yer böyle! Ülkenin bir ucundan diğerine bütün yol, otoyol kenarları, sahiller, kıyılar, plajlar, ormanlar! Ve öyle bir boyutta ki, kimse temizleyemez. 85 milyon kendi çöpümüzde boğulup gideceğiz, bu atıklar 400-800 yıl burada kalacak. Çok ciddi bir milli kampanya lazım.”
Haksız mı?
İçinize siniyor mu?
Dünyayı, doğayı, Türkiye’yi böyle mi koruyoruz?
Gelecek nesillere kirlenmiş, kirletilmiş bir dünya bıraktığımızın farkında mısınız?
Türkiye gerçekten bazı konularda çok önemli mesafeler katetti.
Gençlerimizle, girişimcilerimizle her zaman gurur duyuyorum.
Övünecek çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum.
Dijitalleşmede, sanayide gerçekten rekabetçi bir yerdeyiz.
Her alanda yetişmiş insan kaynaklarımız da var.
Ama gelin görün ki; toplumun gelişmiş düzeyi artsa da, doğa ve çevre gibi konularda farkındalık yükselse de yine de çok büyük yanlışlar içindeyiz.
Uğur Bayar’ın dediği gibi öyle yerel, birkaç kişinin sırtına binen değil; ülke genelinde bir kampanyaya imza atmak gerekir.
Yoksa bu güzelim doğayı yok edeceğiz.
Yapma be kardeşim
atma be kardeşim
BU fotoğraflar da Çeşme’de çekildi. Belediye Başkanı Ekrem Oran sosyal medya hesabından paylaşmış. Sabahın erken saatlerinde Alaçatı Sulak Alanı’na gitmiş. Gördüğü manzara karşısında da “Atma be kardeşim. Yapma be kardeşim” demiş.
Atılan bir koltuk... Sulak alanda binlerce şişe, plastik de bulunmuş. Haklı değil mi?
O sulak alanda işte bu canlılar da yaşıyor. Güzelim kuşlar buralara geliyor, göç yollarında mola veriyor.
Yazık değil mi; canlılara, doğaya, Türkiye’ye...
Hak ettiğimizi düşünmüyorum
MOODY’s’in kredi notu kararı hepimizin moralini bozdu. Bir kere ben Türkiye’nin bu notu hak ettiğini düşünmüyorum. Ve bu durum Türkiye’ye özel de değil. Pandemi döneminde kredilendirme kuruluşları birçok ülkenin notunu indirdi.
Aslında bu ay sonunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ‘Yeni Ekonomi Programı’ açıklanacak ve bir yıl içinde nasıl bir strateji izleneceğini belli olacaktı. Moody’s’in kredi notu kararı öncesi bu gelişmeyi beklemesi daha doğru olabilirdi, diye düşünüyorum.
O yüzden bu notların geçici olduğunu düşünüyorum.
Türkiye hem jeopolitik, hem sürdürülebilir ilişkileri açısından çok farklı bir yerde...
Halka daraldı vakalar arttı
İLK dönemde duymadığım kadar Kovid 19 vaka duymaya başladım. Gerçi uzmanlar zaman içinde bu virüsü alacağımızı söylüyorlar ama galiba aşı bulunmadan almamak en iyisi olacak. Çünkü hala kesin tedavisi bulunamadı, aşıyla ilgili de önümüzde bir süre olduğu kesin...
Ben martta olduğu gibi tamamen eve kapanma olmayacağını düşünüyorum.
Tabii vaka sayılarını kontrol altında tutabilirsek...
Sokakta çoğu insanın maske taktığını gözlemliyorum.
Ne gariptir ki; eskiden maske takanları hasta olarak kabul eder, yanlarına çok yaklaşmazdık.
Şimdi ise maske takmayanlara yaklaşmıyoruz.
Maskeleri hala bir aksesuvar gibi görenleri uyarıyorum.
Virüsü tam olmasa da yüzde 95 önleyici bir etkisi olduğunu biliyoruz.
İlginç bir sınavdan geçiyoruz.
İklimler değişti
ESKİDEN ağustosun ilk yarısı yaz, ikinci yarısı sonbahar denirdi. Şimdi ise eylülün ilk yarısı yaz, ikinci yarısı sonbahar oldu. İklimlerin değiştiğinin farkında mısınız?
Ve bunda hepimizin büyük katkısı var.
Paylaş