Demirtaş, “Polyannacılık yapılıyor” diyorsa

EĞER İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, “Son olarak Akdeniz Odaları Birliği Başkanı (ASCAME) ve Akdeniz havzasındaki 16 ülkenin ticaret odası başkanlarına mektup gönderdim. İzmir’in EXPO adaylığına destek istedim. Bu yaz boyunca BIE’nin Afrika delegelerini İzmir’de ağırlayacağız. Biz elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ama herkes Polyannacılık yapıyor. Tatlı bir rüya ortamı var. Biz buna katılmıyoruz. Deneyimlerimize göre alarm zilleri çalıyor. Çünkü oylamaya 4 ay kaldı” diyorsa, o zaman EXPO için endişe duyarım.
Çünkü kim ne derse desin, EXPO fikrini ortaya atan da, EXPO mücadelesini bir dakika bile olsa bırakmayan, EXPO projesine gözü gibi bakan ilk isim Ekrem Demirtaş’tır.
Delege bazında çalışır, lobisini tam saha pres anlayışıyla yapar, belli bir stratejisi vardır, geçmiş dönemin deneyimleriyle hareket eder.
O yüzden EXPO konusunda uyarıyor ve “Herkes Polyannacılık yapıyor” diye bir yorum yapıyorsa, şapkayı çıkarıp masaya koymak lazım...

KENTLERİN YENİ CADDELERİ

EKONOMİST Dergisi’nin geçen haftaki kapak konusu “Perakendenin yeni caddeleri”ydi. Dergi, Türkiye’nin yeni İstiklal, Tunalı Hilmi ve Gül Sokak gibi herkesin bildiği caddeleri ele almıştı. AVM’lerin büyüsünden kurtulan tüketiciler yavaş yavaş caddelere dönmeye başladı. Özellikle İstanbul başta olmak üzere Ankara ve İzmir’in “mecburiyet caddeleri” bu dönüşümü karşılamaya yetmiyor. O yüzden örneğin İzmir’in merkezindeki Alsancak’taki Gül Sokak’tan başka yeni merkezler yaratılmaya çalışılıyor. Üstelik bu caddeler hem işletmecilere, hem de tüketiciye avantajlar sunuyor. İşletmeci daha geniş mekanları daha ucuz kiralarla bulabiliyor. Vitrinde daha yaratıcı davranabiliyor. Tüketici evine yakın bu caddeleri keşfettikçe, rotayı yavaş yavaş buralara kırarak, semtinin caddesinin popülaritesini artırıyor.
Ekonomist Dergisi, İstanbul ve Ankara’nın yeni caddelerini kendine göre seçmiş, İzmir’den adresler vermiş. Örneğin Buca’daki Forbes Sevgi Yolu Caddesi son dönemde perakendecilerin ilgisi çeken lokasyonların başında yer almış. Şirinyer Seda Pastanesi’nden başlayıp Buca SSK Hastanesi’nin önünde biten 2.5 kilometrelik Forbes Caddesi, oturma grupları, havuzları, mini amfitiyatrosuyla bölgenin buluşma noktalarından biri olarak gösterilmiş.
Ekonomist Dergisi’nin haberi şu yüzden önemli...
Her girişimcinin gözü o kentin en merkezi yerlerindedir. Yatırımın geri dönüşü açısından bunun bir açıklaması olabilir. Ancak son gelişmeler, insanların yeni adres arayışlarını gösteriyor ki, kentlerimiz büyüdükçe, değiştikçe, güzelleştikçe, sosyal hayatı renklendikçe her semt yeni bir cazibe merkezi haline geliyor. Buca’daki Forbes Caddesi gibi İzmir’de birçok yer var böyle...
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu da, kentin bu yeni caddelerinde fiyatların hala uygun olduğunu ama keşfedildikçe rakamların ikiye, üçe katladığını söylüyor.
İş belediyelere düşüyor.
Küçük rötuşlarla kente büyük hareketlilik kazandırmak mümkün...

Geçmişin deneyimlerini gözardı etmemek gerekir

GEÇENLERDE bir uyarı da Necmi Çalışkan’dan gelmişti. Çalışkan, uzun yıllar İzmir Ticaret Odası’nın yönetiminde yer aldı, Demirtaş ile yakın mesai arkadaşlığı yaptı. EXPO’yla yürütülen lobi çalışmalarında da önemli rol üstlendi. Çalışkan, “Hala yapılabilecek çok şey var ama geçmişin deneyimlerinden faydalanmak isteyen yok” demişti. Bu uyarıları önemsiyorum. Neden mi? Çünkü Türkiye’de bazı koltuklarda oturan isimler sık değişiyor ama Avrupa’da durum pek öyle değil... Delegeler bazında çok değişen isim yok ve 2015 yarışında İzmir’i temsil eden ve hiç de fena olmayan bir sonuç alan ekibe çok rol düşeceğine inanıyorum.

Kulağa hoş gelirdi

“KENTSEL dönüşüm” sözünü eskiden severdim.
Çünkü kentlerimizin dönüştürülmesi gerektiğine, hatta mümkünse yeniden yapılması gerektiğine inanıyordum.
Şimdi de farklı düşünmüyorum.
Ancak bu sefer korkuyorum.
Eskiden moda olan ve kulağa hoş gelen bu kavramın bugün eskinin yıkılıp yerine yenisinin yapılması gibi algılandığını görüyorum.
Kentlerin silueti tazelenmeli, yenilenmeli, modern hale getirilmeli; kabul...
Ama bunu yıkıp yaparak oluşturabileceğimizi zannetmiyorum.
Yıkıp belki de yapmamak, yıkıp belki de çok farklı yapmak, yıkıp belki uluslararası yarışmalarla yapmak lazım.