Demirel’den Çelebi’ye tarihi yorum

İZMİR siyasetinin çok yakından tanıdığı bir isim Işın Çelebi... Ekonomi Bakanlığı döneminde önemli projelere imza attı, çok kritik toplantılara tanıklık etti. Gördüklerini, duyduklarını, tanıklık ettiklerini bir kitapta topladı; “Türkiye’nin Dönüşüm Yılları” adını koydu.
Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Aslında kitap Çelebi’nin kişisel anıları gibi başlıyor ama siyasetin kırılma noktalarını, önemli kararlarını ve tarihi olayları içine alıyor.
Işın Çelebi, kitabının gelirini Galatasaray’a bağışlamış. Özellikle son yangında kül olan binanın yeniden yapılmasında bir katkısı olsun istemiş.
Çelebi, Galatasaray’ın stadı Arena’nın yapımında çok önemli görev aldı.
Bilgi birikimi, iyi ilişkileri sayesinde stat bir yere geldi.
Ben Galatasaraylı değilim ama bu stadı kıskandığımı söylemeliyim. Arena sadece Galatasaray için değil, bütün kulüplerimiz içi örnek bir projedir.
Işın Çelebi’nin kalbinin İzmir için attığını biliyorum. Benzer bir modelle kente yeni bir tesis kazandırmak istediğini, bunun için geçmişte ne kadar çaba sarf ettiğine tanıklık ettim.
Eğer İzmir’e modern bir tesis, bir stat, bir spor kompleksi kazandırılacaksa Çelebi’nin mutlaka deneyimlerinden faydalanmak gerekir.

Gelelim kitaba...
Işın Çelebi’yle sohbet ederken, kitabında yer alan Demirel ile ilgili bölüm aklına geldi. Biliyorsunuz, Demirel birkaç gündür Ankara Güven Hastanesi’nde tedavi altında. Kendisiyle kısa bir süre önce görüşmüş, kitabıyla ilgili uzun bir görüşme yapmış. Okuyup, kendi notlarını Çelebi’ye vermiş. Işın Çelebi de kısa sürede üçüncü baskısını yapan kitabına bazılarını eklemiş, diğerleri için de söz almış.
Beraber okuduk.
Demirel diyor ki...
“Turgut Bey benim ikiz kardeşimdi. Ancak ben siyasi olarak Turgut Özal’ı, onun dönemini eleştirmek zorundaydım. 12 Eylül sonrası bize reva görülen muameleyi kabul edemezdim. Benim eleştirim ve mücadelem 12 Eylül’ün sonuçlarına karşı idi. Bu nedenle ben kavgamı yaptım. Hesaplaştım. 24 Ocak kararları ve oluşturduğu sistem Turgut Bey’in ve benim ortak eserimizdir. Turgut Özal’ın 12 Eylül hükümetinde görev almasını istedim.

Türkiye’nin meselelerinin polemik yapılmadan çok konuşulması ve ciddi olarak tartışılması gerekiyor. Çok tartışmalar, kırgınlıklar oluştu. Geçmiş defterleri kapatmak gerek. Herkesin birbirini affetmesi gerek. Ülkenin bir sevgi seline ihtiyacı vardır. Bu siyasetin işidir. Ülkenin geleceğini yapalım.”

Çelebi’ye katılıyorum; çok önemli cümleler, çok kritik yorumlar...
Ben hayatım boyunca vicdanın çok önemli olduğuna inandım. Vicdan son dönemin en çok konuşulan kavramı ve daha da önem kazanacak.
Ama bir kavram daha var ki, asıl dikkat çekmek istediğim de o..
Affetmek...
Demirel, “Herkesin birbirini affetmesi lazım” diyor.
Son dönemin en can alıcı yorumlarından bu...
Hesaplaşmaları bırakıp, affetmek...
Bence siyasette de günlük hayatımızda ihtiyacımız olan bu...
Kendimiz için, Türkiye için affetmek...