Cumhurbaşkanı: İzmir’e yatırım yapan kazanır

Cumhurbaşkanı gençliğinin geçtiği İzmir’i anlattı biraz...
Belli ki, körfez üzerinden batan güneşi, İzmirlilerin batıya açılan yüzünü, bölgenin insana ilham veren zenginliğini unutamamış.
Cumhurbaşkanı Gül, İzmir’e daha sık geleceğini söyledi ve bu kentin tanıtılması için kişisel çaba sarf edeceğini ifade etti.
İzmir’in EXPO adaylığı sürecinde Gül’ün büyük katkısı oldu.
O dönemde Dışişleri Bakanı olan Gül, her meslektaşına İzmir’den bahsetti, her seyahatinde İzmir dosyasını yanında götürdü.
Cumhurbaşkanı yarışın kaybedilmiş olmasının talihsizlik ama aynı zamanda kentin deneyim kazanması açısından da önemli olduğunu düşünüyor.
Bu görüşe ben de katılıyorum.
İzmirliler çok uzun zamandır ilk defa ortak bir projede bir araya gelip, aynı amaç doğrultusunda yürüdüler.
Sık sık hatırlatıyorum; İzmir’in EXPO gibi büyük organizasyonlara ihtiyacı var.
Cumhurbaşkanı’yla sohbetimizde de tekrarladım.
Gül, “EXPO İzmir’in önüne koyabileceği önemli hedeflerden biri. Size katılıyorum. 2020 için kentin hazırlıkları sürdürmesi gerekir. O dönemde nasıl bu konuyu Bakanlar Kurulu’na taşıdıysam, Cumhurbaşkanı olarak da arkasında dururum” dedi.
İzmir’in kaçacağı hiçbir yer yok.
Keyman’ın dediği gibi mazeret üretmeye hakkı yok...
EXPO ya da bir başka büyük proje olur bilemem; ama artık dünya vitrinine “Biz de varız” diye bilebileceğimiz bir yatırımla çıkmanın zamanı geldi de geçiyor.
Gül’ü birçok İzmirliden daha fanatik gördüm.
İZMİR BÜYÜK DÜŞÜNMELİ
Neden mi?
Çünkü daha çok kendisi anlattı.
Hem geçmişten örnekler verdi, hem de son ziyaretinde gördüklerinden…
Örneğin...
Selçuk’u anlattı; Şirince’yi... Selçuk’u, Efes’i...
Kent merkezine gelirken yoldaki doğa güzelliğini...
Kemeraltı’nı... Agora’yı... Alsancak’ı, Karşıyaka’yı...
Şirince gibi bir yerin İsviçre’de bile olmadığını, körfezin İzmir’in hayatına kattığı rengi...
Ve en önemlisi kentin potansiyelini...
Cumhurbaşkanı, konuşmasının birçok bölümünde şu cümleyi kullandı.
“Büyük düşünün, büyük terminolojiler kullanın. Küçük ayrıntılarla uğraşmayın.”
Cumhurbaşkanı’nın İzmir gezisi planlanırken; Agora ziyareti önerisi getirilmiş.
Gül bu ayrıntı üzerinde aslında çok durmamış.
Ancak ısrar edilince kabul etmiş.
“İyi ki, Agora’yı ziyaret etmişim. İzmir’in göbeğinde ikinci bir Efes var. Agora’nın altına inince çok şaşırdım. Burası Kapalı Çarşı gibi, Yerebatan sarnıcı gibi hatta daha muhteşem bir yer... Bu projenin gelişmesi için elimden geleni yapacağım. Kadıfekale’deki tiyatroyu çıkarmalıyız. Agora’yı Kadıfekale’yle bütünleştirmeliyiz...” diye konuştu.
AGORA KADİFEKALE BİRLEŞSİN
Bu ve buna benzer projeleri sık sık aslında kamuoyunun gündemine taşımaya çalışıyorum.
Singapur’un Sentoza’sını gördükten sonra İzmir’in Agora Kadıfekale hattı neden olmasın?
Cumhurbaşkanı’nın ağzından şu cümleyi duymamız da İzmir adına iyi oldu.
“Bundan böyle İzmir’in gönüllü elçisi gibi çalışacağım. Türkiye’ye gelen devlet adamlarının programlarına İzmir’i de dahil ettireceğim. Hatta her fırsatta onlarla ben de geleceğim...”
Selanik Balkanların başkenti olmaya soyunuyor.
İzmir de kendine yeni bir rol biçmeli...
Bu hedefe çok inanıyorum ve İzmir’in bu güce sahip olduğunu görüyorum.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, aynı şeyi tekrarladı.
“Tarımın, sanayinin, turizmin yan yana yapıldığı kaç kent var dünyada... Beş mi, on mu? Eğer böyleyse bunlardan biri de İzmir’dir. Çok açık söylüyorum; beş yıl sonra İzmir bambaşka bir yerde olacak. Göreceksiniz limanını halledecek, yollarını tamamlayacak, altyapısını bitirecek ve karşımıza bambaşka bir İzmir çıkacak. Uyarıyorum... İzmir’e yatırım yapmayan kaybeder. Bu fırsatı kaçırmayın... Hindistan’da da otel yatırımcılar benimle görüşmek istedi. Tereddütsüz bir iki adres gösterdim. Bunların başında İzmir geliyor. Yerli ve yabancı yatırımcılara çağrıda bulunuyorum. İzmir’e yatırım yapan kazanır...”
Cumhurbaşkanı İzmir’i öve öve bitiremedi.
Bence İzmir bütün övgüleri hak ediyor.