Paylaş
Siyasetin merkezi Ankara’da rüzgar nasıl esiyorsa yerelde de o hava devam ediyor.
Yani salı esen hava iyiyse, örneğin takip eden günlerdeki belediye meclis toplantıları uyumlu geçiyor.
Yok eğer hava sertleşmiş; hatta krize yakın olaylar, giderek tansiyonu artan bir siyasi ortam varsa yine örneğin İzmir’deki belediye meclisinde sözler havada uçuşuyor, ortam elektrikleniyor.
Şahsen ben haftanın gidişatını salı günkü grup toplantılarından anlıyorum.
Peki siyaset böyle mi işlemeli, merkezin gündemi yoğun ve ağır ise yerelde de öyle mi olmalı?
Normal hayatın akışında beraber oturup sohbet edenler, bir araya geldiklerinde sohbet edip birbirlerine şaka yapan insanlar, nasıl oluyor da o meclis salonlarında başka bir kimliğe bürünüyorlar?
Siyaseti gazeteciliğe başladığım günden beri iyi takip edenlerdenim.
Elbette siyasetin doğal reflekslerini iyi biliyorum.
Ama yine de bunu anlamıyorum, anlayamıyorum.
O yüzden siyasette etik, gündelik hayata dokunuşu sorgulanıyor.
Ve o yüzden siyasetçiye olan güven giderek azalıyor.
Yine İzmir’den örnek veriyorum.
Tramvay projesi neredeyse bitmek üzere, birkaç rötuş sonrası tamamlanmış olacak.
Karşıyaka ayağı çoktan bitti, şimdi Üçyol – Mersinli ayağı bitiriliyor.
Ama hala aynı tartışma yapılıyor.
Yani en baştaki “Tramvay İzmir’e ne fayda sağlayacak?”
AK Partililer CHP’li büyükşehiri eleştiriyor, topa tutuyor.
Eminim; CHP’liler de sırf AK Partililer önerdi diye, istedi diye birçok teklifi geri çeviriyorlardır.
Her Meclis’te, her kente olduğu gibi...
Bu yazdıklarım buraya özgü de değil.
İstanbul, Ankara ya da Türkiye’nin herhangi bir kenti için bu durum değişmiyor.
Çözüm odaklı ve uzlaşmayı öne çıkaran bir siyaseti Türkiye için hayal etmek çok mu zordur.
Rahat bırakın İzmir’i
Dünyanın en büyük mermer fuarı Verona’da yapılıyor.
“İkinci kim?” diye sorulursa; gururla “İzmir” diyebilirsiniz.
İzmir’in mermer fuarı da dünyanın dilinde bilmiş olun.
Geçen gün de yazdım.
Yine tekrarlıyorum.
Şimdi birileri çıkmış diyor ki:
“İstanbul’da mermer fuarı neden olmasın. İstanbul lokasyon açısından daha doğru... Diğer fuarlar da bunun kanıtı.”
Yani özetle bunu söylemeye çalışıyorlar.
Ben de diyorum ki...
Rahat bırakın şu İzmir’i...
Zaten iyi giden bir fuar organizasyonu var.
Dün biten Verona fuarında bile herkes İzmir’i konuşuyormuş.
İstanbul’da iyi yapılan fuarlar devam etsin, asıl İzmir’i büyütmeye bakalım.
İnanın kimse pişman olmayacak.
Hafta sonuna hazırlanın
Çeşme’de spor festivali var
Türkiye’nin ilk outdoor festivali başlıyor.
Hem de Çeşme’de, hem de Alaçatı’da...
The Bloom Out Alaçatı bundan böyle her yıl tekrarlanacak.
15 ayrı spor disiplininde ve farklı aktivitelerle yarışlar yapılacak.
Workshoplar da var.
Ve her gece de konserlerle kapanış.
Zaten bütün dünyada eğlence kavramı spor ve sanatla dolduruluyor.
O yüzden The Bloom Out Alaçatı’yı çok önemsiyorum.
İzmir’in böyle bir şansı var işte...
Geçen hafta Körfez Yarışları İzmir’i epeyce renklendirdi.
İki hafta öncesinde de yat yarışları Çeşme’deydi.
Soruyorum size...
Hayatın o yoğun temposundan kaçmak, özellikle de İstanbul’un trafiğinden kurtulmak ve de ülkenin değişmeyen siyasi gündeminden biraz olsun uzaklaşmak için buralardan daha iyi bir adres olabilir mi?
İzmir’in yazları Çeşme’den, Seferihisar’dan, Gümüldür’den ve şimdilerde de yarımadadan dolayı çok renkli geçiyor.
Ama göreceksiniz, bundan böyle hem yazları uzayacak, hem kışları insanlar bahsettiğim nedenlerden dolayı İzmir’e daha sık gelecek.
Bir de şu otoyolun bittiğini düşünün.
The Bloom Out Alaçatı cuma başlıyor, pazar bitecek.
Koşudan bisiklete, triatlondan duatlona, yüzme ve dalıştan windsurfe kadar birçok yarışma var.
Hepsine değil ama ben birkaç tanesine katılmak için Çeşme’de olacağım.
TURGUT AYKER
Bu yıl ne oldu böyle...
Bir can dostu daha uğurladık geçen gün...
Turgut Ayker, İzmirlilerin yakından tanıdığı bir isimdi.
Deniz tutkusunu bilmeyen yoktu.
Denizciler iyi dosttur, iyi arkadaştır, iyi sırdaştır.
Turgut Ayker de öyleydi.
Candan bir adamdı.
Nurlar içinde uyusun...
Paylaş