Çevreci projeleri destekliyorum

Bu konuda bana çok sayıda mesaj geliyor.

Bazıları destekleyici, bazıları da eleştiren mesajlar...

Eleştirenlerin ortak görüşü “Önceliğimiz değil. İzmir’in başka sorunları da var” şeklinde.

Ben de diyorum ki;

Bu tip büyük projeler bugünden yarına yapılacak işler değil.

Birincisi bir fikri hazırlığının olması lazım, sonrasında fizibilite çalışmaları gerekiyor. Ardından ihale süreci başlıyor.

İlk bölümünün tamamlanması için beş yıl lazım.

İkincisi için de bir beş yıl koyarsak; demek ki bugün başlasak 2030’larda körfezden geçebileceğiz.

İşte o yüzden konuyu ben sürekli gündemde tutuyorum.

Öncelikler değişebilir ya da farklı alanlara yatırım yapılabilir.

İddia ediyorum.

Bu proje 2030’dan sonra İzmir için olmazsa olmaz olacak.

Körfezi geçerek İzmir’in güneyinden kuzeyine gitmek yerine, körfezden geçmek çok daha pratik olacak.

Zaten 2030’lara gelindiğinde kent trafiği de böyle kalmayacak.

İstatistiklere bakarsak İzmir’in nüfusu yakın bir gelecekte 6 milyonu geçecek.

Üstelik İstanbul – İzmir otoyolu da bitmiş olacak.

Göreceksiniz bu yılın sonundan itibaren Ege’nin her yerine İstanbul’dan daha kolay ulaşılabilir olacak. 

Eleştirenleri ve rezerv koyanları anlıyorum.

Körfezin akışının ve kuş cennetinin etkileneceğini söylüyorlar.

Oysa dünyada benzer örnekleri var.

Ve çok yıllar önce yapılmış.

Yani birçok kez test edilmiş ve denenmiş.

Üstelik bugünün teknolojisi çok daha farklı imkanlar da sunuyor.

Kuş cennetine gelince...

Geçiş, kuşların olduğu yerden değil, otoyola veriliyor. 

Yine de kaygılar varsa onları da gidermek için zamanımız var.

Benim köşemi yıllardır takip edenler bilir.

Konu çevre ve doğa olunca tarafım...

Hiçbir şekilde doğanın bozulmasını istemem.

Ancak bu çevreci yatırımların önünü de kesmemiz anlamına gelmemeli.

Bugün doğa dostu projeler var ve iyi de çalışıyor.

Bugün olmasa yarın körfez geçişi yapmalıyız.

Gürkan Ertaç’tan

bir İzmir kitabı

MESLEK büyüğüm Gürkan Ertaç geliri KİTVAK gidecek bir kitap yazmış.

Adı “Cennet Yolu İzmir, Kordonboyu...”

İzmir’i o kadar güzel anlatmış ki.

Ve elbette İzmir’i İzmir yapan insanlarını, mekanlarını...

İçinde fotoğraflar da var.

Sayfalar arasında dolaşırken insan etkileniyor.

Bazılarıyla dostluğum, arkadaşlığım olmuş.

Yaşça yetişemediklerimi çok iyi biliyor ve tanıyorum.

Benim için kitap güzel bir nostalji oldu.

Anılarım canlandı, İzmir’i bir kez daha hissettim.

Sizler de bu kitabı alın ve okuyun.

Hem KİTVAK’a bir katkı yapmış olursunuz, hem de aklınızda kalanları hatırlamış olursunuz.

Teşekkürler Gürkan abi...

Tebrikler Bahçeşehir

OKULLARIMIZDAN zaman zaman çok güzel haberler geliyor.

İşte onlardan biri daha...

Bahçeşehir Koleji’nin Fen ve Teknoloji Lisesi robotik takımı “Integra-3646” 8 bin takım arasında en iyi ilk 3’e girmeyi başarmış.

Houston’da düzenlenen yarışmaya 70 ülkeden yaklaşık 30 bin öğrenci katılmış. Uzay temalı yarışmada, temsili uzay kargo aracına ve roketlere kargoları yerleştirmeyi hedeflemişler.

Bu ekip 2016’da New York City Bölgesel Turnuvası’nda “Chairman’s Award”u da kazanmıştı.

Diyorum ki...

Siyasetten uzaklaşınca insanın içi açılıyor.

Bu ara gençlerimize kulak verelim, onları dinleyelim, onları izleyelim.

Karamsarlığınız dağılır, gelecekle ilgili güzel hayaller kurarsınız.

Nisan bitti kış bitmedi

“NİSAN bitti hala sıcaklar gelmedi” diyenlere şunu hatırlatayım.

Haftaya tam bahar geliyor.

Sıcaklar 25’e çıkıyor, ardından da 30’lara...

O yüzden bu günlerin de keyfini çıkarın.

Festivaller iyidir

ALAÇATI Ot Festivali, Urla Enginar Festivali derken; Didimliler de Vegan Festivali yaptılar.

İyidir, festivaller iyidir.

Hem bölgeye hareketlilik getiriyor, hem de turizmi canlandırıyor.

Ama hatırlatayım.

Bu günler otların, enginarların bitmeye yakın bir dönemine de denk geliyor.

Sanki bu festivalleri bir, iki hafta önce yapsalar daha iyi olacak gibi geliyor.

Ne dersiniz?