Paylaş
Hep söylüyorum.
Bir buçuk yılda dört seçim yapan Türkiye’de meydanların dili hep çok sertti.
Siyasi tansiyon bu kadar yüksek olunca günlük hayatın temposu da istediğiniz gibi olmuyor.
Toplum basit konularda bile ikiye, üçe ayrılıyor.
Ve sonuçta bir uzlaşma dili yakalanamıyor.
Siyasette 24 saat bile uzundur ama şimdilik gözüken 2019’a kadar bir seçimin olmayacağı...
Bu belki bizlere siyasette yeni bir yol haritası kazandırabilir.
O yüzden Yıldırım ve Kılıçdaroğlu’nun son terör saldırılarından sonra yaptıkları açıklamaları önemsiyorum.
Her ikisi de uzlaşma, birlikte çalışma ve topyekün bir tepki verilmesi gerektiğini söylediler.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de terör meselesi masaya geldiğinde gerekli desteği vereceğine hiç kuşkum yok.
Evet; bir buçuk yılda dört seçim yaşayan Türkiye çok yoruldu.
Ama Türkiye’nin normalleşmesi için ilk yapılması gereken terör konusunu gündemden çıkarmaktır.
Kararlılık mesajları elbette verilecektir.
Ama ondan daha önemli olan farklı görüşlerde olsalar da, siyasi partilerin uzlaşabilecekleri bir zemin yaratmaktır.
Siyasetin dili yumuşadığında günlük hayat da normalleşir.
Her zaman bir çıkış yolu vardır.
Bunu da siyasetin kendi olanakları içinde aramakta fayda bulunuyor.
Terörü gündemden çıkarmalıyız
Son 10 yılda üst üste büyüme rekorları kıran Türkiye’nin bundan böyle yeni bir hikayeye ihtiyacı var.
Örneğin Nisan’da üretim Mart’a göre yüzde 1.1 azaldı, geçen yıla göre artış sadece yüzde 0.7 oldu.
Yani ikinci çeyreğe zayıf bir başlangıç yaptık.
Üstelik turizmde de işler istediğimiz gibi gitmiyor.
Öyle gözüküyor ki; bu yıl çok zor geçecek ama turizmde gelecek yıllar da öyle kolay geçmeyecek.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki son toplantısıyla ilgili “Üretimin, ihracatın desteklenmesi, iş dünyasının yükünün hafifletilmesi yönündeki kararlar son derece sevindirici. Büyümede yeniden bir sıçrama yapabilmemiz, ileriye daha güvenle bakabilmemiz için yeni paket umut veriyor” diyor.
Yılın ilk altı ayı da gösteriyor ki; Türkiye’nin yeni bir yol haritasına ihtiyacı var.
O yüzden terörü gündemden çıkarıp bir an önce ekonomiye odaklanmalıyız.
MEĞERSE
Odam Alsancak Limanı’na bakıyor.
Meğerse kruvaziyer gemileri İzmir’in bir süsüymüş.
Meğerse İzmir ekonomisini canlandıran önemli bir unsurmuş.
Meğerse gemilerden çıkıp bütün kente dağılan turistlerle karşılaşmak, aynı mekanlarda yemek, yürümek güzelmiş.
Ne yayıp edip; gemileri yeniden İzmir’e getirtmeliyiz.
Paylaş