Çanakkalelilere bir tavsiyem var

TÜRKİYE haritasını önüme aldım. Koskoca Türkiye’de bir tek Sinop’a gitmemişim.

Haberin Devamı

O yüzden Sinoplu Yazı İşleri Müdürümüz Adnan Kaya’ya “Beni bir Sinop’a götürmedin” diye takılıyorum ara sıra... Ne zaman bir seçim gezisi olsa, ne zaman bir bölgeyle ilgili yazı yazılmasa gerekse, alıp çantamı İzmir’den çok uzaklara gittim bugüne kadar... İyi ki de yapmışım. Bu sayede Türkiye’yi daha iyi tanıdım. Her gittiğimde yeni insanlarla tanıştım, yeni dostlar edindim. Bir gazeteci için bu müthiş bir hazinedir.
Ama benim için Çanakkale’nin hep ayrı bir yeri oldu. Askerliğimi burada yaptım, kısa kalsam da sonrasında çok sık gidip geldim. Ege’nin kuzeyini sevdiğimden, Bozcaada’yı, Gökçeada’yı hafızamda hep çok farklı bir yere koyduğumdan... Ve elbette, zaman içinde edindiğim dostları görmek isteğimden... Çanakkale’ye gitmek için bahaneler yarattım.

***

Haberin Devamı

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. İzmir’e en çok benzeyen kentlerin başında Çanakkale geliyor. Sadece Kordon’undan, Güzelyalı’sından dolayı değil, insanlarının olaylara bakışından, özgürlük ikliminden, demokrat oluşundan, tarihsel benzerliklerinden dolayı da...
Ben Türkiye’de önümüzdeki dönemde daha fazla demokrasi konuşacağımızı görüyorum. Daha fazla bireysel özgürlükleri ele alacağız, demokrasinin olgunlaşması için örnek projeler geliştireceğiz. Türkiye’nin buna ihtiyacı var, hem de çok...
Bu adımları atarken, Ege insanına çok görev olacak. Ve elbette, Çanakkalelilere de... Çünkü, Truva’dan bugüne hep iyi fikirler, özgür düşünceler bu coğrafyada ortaya atılmış, hayata geçmiş. O yüzden Çanakkale’deki demokratik ortamı ve iklimini çok önemsiyorum. İnsanların rahatlıkla konuşabileceği, çekinmeden görüşlerini ortaya koyabileceği bir kent Çanakkale... Sorunları yok mu? Var elbette... Bu açıdan da İzmir’e çok benzetiyorum.
Çanakkaleliler, kentin daha ileride olması gerektiğine inanıyor. Bu arzu ve isteği, kentin genelinde görmek mümkün... Valisinden belediye başkanına, ticaret odasından meslek odalarına ve sivil toplum örgütlerine kadar herkes “Atılım yapmalıyız, yeni projeler geliştirmeliyiz” diyor.

***

Aslında genel bir konsensus da kurulmuş gibi... En azından konuşulan konular ortak... Kente yat limanları isteniyor, kruvaziyerde söz sahibi olunması isteniyor, turizmde öne çıkmak isteniyor, enerji yatırımlarında merkez olmak isteniyor, üniversitenin daha da büyümesi isteniyor. Hepsi de doğru tespitler... Bu bile önemli... Yani öncelikler listesinin hazırlanması ve ortak hayaller...
Bazen dışarıdan bakmak işleri kolaylaştırıyor. Çanakkaleliler beni üçüncü bir göz gibi kabul etsinler, bir dostları gibi... Dediğim gibi son 20 yılda Çanakkale’ye defalarca gidip gelen bir arkadaşları gibi...

***

Haberin Devamı

Hepsine bir tavsiyem var. Büyük düşünsünler, büyük hayaller kursunlar, ama bunları kurgularken de minik projeleri, detayları gözden kaçırmasınlar.
Neden mi?
Çünkü, büyük projeler zaman istiyor, kaynak istiyor. Her biri yapılabilir, ama çarkı döndürmek lazım, eldekileri kaybetmemek lazım, sürekli bir değişimi istemek lazım.
Örneğin; turizmde marka olabilmek için önce yatak sayısını artırmak gerekir. 2000’lerde olan nitelikli yatak sayısını 50 binlere getirmek lazım.
Ama bunu yaparken de Truva kazılarını unutmamak gerekir. Çanakkale’ye gidince bir kez daha gördüm ki, Truva Müzesi hala konuşuluyor, ama somut adımlar atılamamış. Truva kazılarında çok yavaş ilerleniyor ve turistlerin genel şikayetleri devam ediyor.
Hepsi birer küçük dokunuşla yapılabilecek, düzelebilecek işler...
Bunun gibi...
Yarın da devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları