Çanakkale madalyası önerisi

Çanakkale savaşlarının önemli isimlerinden biri olan Binbaşı Ali Faik Bey’in yaşadıklarını, hissettiklerini yıllar sonra torunu Erdal Kabatepe kitaplaştırmıştı.

Haberin Devamı

 

“Ben Binbaşı Faik Bey” kitabını büyük bir keyifle okudum.
Bir dönemi en iyi özetleyen eserlerden biri, okumanızı tavsiye ederim.
Erdal Kabatepe şöyle diyordu:
“Esas amacım, Şehit Binbaşı Ali Faik Bey’in alay komutanlığı yaptığı 1. Balkan Savaşı ve tabur komutanlığı yaptığı Çanakkale Savaşı sırasında tuttuğu günlükleri gün ışığına çıkarmaktı. Büyük Atatürk ‘Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir hâl alır’ demiş. Amacım tarih yazmak değildi. Bu kitabı yazarken incelediğim nice tarih yazan eserlerin gerçeklerden ne kadar kopmuş, sapmış, uzaklaşmış olduğunu gördüm. Ben sadece ve sadece gerçekleri dillendirmeye çalıştım. Bu yapıttan yararlanacak tarihçiler yanıltılmadıklarından emin olabilirler.”
Kabatepe, Gelibolu’da hem kitabını imzaladı, hem de bir sergi açtı.
Şimdi de bir ricası var.
Türkiye Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ve bütün milletvekillerine bir mektup yolladı.
Mektupla birlikte “Ben Binbaşı Faik Bey” adlı kitabını da yolladı.
Mektubu aynen aktarıyorum.
“Ben, Çanakkale Şehidi Binbaşı Ali Faik Bey’in torunuyum. Binbaşı Ali Faik Bey ile kardeşi Teğmen Mehmet Fevzi Efendi’yi, iki subay kardeşi birden, Çanakkale Savaşı’nda şehit veren tek ailenin tek erkek torunuyum. Binbaşı Ali Faik Bey Çanakkale Savaşları’nda 33. Alay 1. Tabur Komutanı ve 33. Alay Komutanı idi. Yüce Meclisimizin 100. kuruluş yılında bir dileğimi arz etmek istiyorum. Çanakkale Zaferi kazanılmasaydı Kurtuluş Savaşı’nın olamayacağını, Cumhuriyetimizin kurulamayacağını, TBMM’nin kurulamayacağını hepimiz biliyoruz ve söylüyoruz. Bugün Yüce Meclisimizin 100. yılını da kutluyor olamayacaktık. Ancak, 100 yıldır gerçekleştirilemeyen ‘Çanakkale Madalyası’ konusu var. ‘İstiklâl Savaşı’ madalyasını şehit ve gazi torunları göğüslerine onurla takarlar, bayramlara katılırlar. Bu bizlerden esirgenmiştir. Nedeninin ‘İstiklal Savaşına katılanlar Türk askerleri Çanakkale Savaşı’na katılanlar Osmanlı askerleri idi’ gibi bir ayırımdan kaynaklandığını düşünmek bile istemem. Biz Osmanlının devamı olduğumuzu kabul etmiş, borçlarını dahi ödemiş bir milletiz. Dileğim, 100. yılında Yüce Meclisimizin Çanakkale Şehit ve Gazileri için de madalya verilmesini sağlayacak bir yasa hazırlamasıdır. Hizmet bedeli dışında bunun önemli bir maddi külfeti de yoktur. Şehit ve Gazilerin anne babaları ve çocuklarından sağ kalan artık yoktur. Ama madalyanın manevi değeri büyük olacaktır. Takdirlerinize arz ederim.”

Haberin Devamı

Çanakkale madalyası önerisi

 

Haberin Devamı

Müthiş bir öykü
mutlaka okuyun

Son yıllarda beni en fazla etkileyen kitaplardan birini Erdal Kabatepe yazdı. Kendisini çok yakından tanıdığım için bu hassasiyetini çok iyi biliyorum.
Çanakkale’ye askerleriyle 26 Nisan’da intikal eden Binbaşı Ali Faik Bey’in, diğer subaylardan farklı olarak günlük tutma alışkanlığı bulunuyor.
Balkan Savaşları’nda da günlük tutan Ail Faik Bey, Çanakkale’de savaşla ilgili gözlemlerini günü gününe not ediyor. Günlük, savaş sırasında Anzak askerlerinin eline geçiyor ve Avustralya’ya götürülüyor.
Yıllar sonra 1931’de, gazeteci ve müzisyen Annie May Constance Summerbelle, çalıştığı müzede bir Türk subayına ait günlük buluyor. Günlükten alıntılar yaparak Avustralya’daki Evening News Sydney gazetesine bir yazı yazıyor. Günlüğün kime ait olduğu belli olmasa da ‘Kumandan Binbaşı, 1. Tabur, 33. Alay’ ibaresi, bu günlüğün Binbaşı Ali Faik Bey’e ait olduğunu kanıtlıyor.
Binbaşı Ali Faik Bey’in, şehit olduğunda henüz yeni doğmuş Ahmet Naci adında oğlu vardır. Cepheye gelmeden belki sadece bir kere gördüğü o oğlu da asker oluyor. Cumhuriyet’in yetiştirdiği ilk subaylardan olan Ahmet Naci soyadı kanunu çıkınca, babasının şehit olduğu yer olan Kabatepe’yi soyadı olarak seçiyor. O da babası gibi alay komutanı oluyor. 1960’ta Bitlis’te 34. Piyade Alay Komutanı’yken emekli oluyor.
Okuduğu Kuran-ı Kerim’i, Balkan Savaşları’nda tuttuğu günlüğü, askeri yazışmalar, belgeler işte Erdal Kabatepe’nin bu kitabında yer alıyor.
Müthiş bir öykü, bu kitaplar Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu öyle güzel anlatıyor ki...

 

Haberin Devamı

Mezarları Çamburnu’da

Binbaşı Ali Faik Bey ve yakın dostu alay komutanı Yarbay Ahmet Şevki Bey’in mezarlarının tahmini yerleri 2015’te Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden akademisyen Barış Borlat’ın çalışmaları sonucu belirlenmişti. Borlat, Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde bulduğu bir belgede iki subayın mezarlarının Çamburnu mevkiinde olduğunu açıklamıştı.

 

Hala günlüklerin peşinde

Erdal Kabatepe şöyle diyor.
“Büyükbabam şehit olunca herhalde ganimet için üzerini aradılar ve günlüğünü bulup götürdüler. Şehit olmuş birisinin üzerinin aranması ve ona ait olan bir şeyin alınması beni kahrediyor. Eğer bu günlüğü bulursam, geri getiremesem bile kopyasını elime geçirirsem, sanki büyükbabamın aziz hatırasının bozulmamış olduğu hissine kapılacağım. Nihayetinde bizim topraklarımızda bize ait bir şey o günlük. Balkan Savaşları’nda tuttuğu günlük çok ayrıntılı. Fakat Çanakkale’de tuttuğu günlüğün sadece çevrilen kısmını biliyoruz. Oysa günlükte önemli bilgiler olduğunu düşünüyorum.”
Çanakkale hepimiz için çok değerli...
Erdal Kabatepe’nin Çanakkale madalyası önerisini de önemli buluyorum.

Yazarın Tüm Yazıları