Paylaş
Her seçim döneminde hep aynı senaryo...
Bahsettiğim konu bürokrasideki istifalar...
Elbette herkesin milletvekili, başkan olma hakkı var.
Kamuda çalışıyorsa aday olmayacak diye bir şey de yok.
Zaten yasalar da buna izin veriyor.
Askeri dönemin o yasakları çoktan kaldırıldı; akademisyerler de, kamu görevlileri de bir partiye üye olup çalışabiliyorlar.
Çalışmalılar da; demokrasi ancak böyle güçlenecek, siyaset ancak böyle kalite kazanacak.
Benim itirazım şuna...
Haziran’da seçim var ya; Başkent’te üst düzey bürokratlar, kentlerdeki ilgili müdürleri, bürokratları bir süredir işi gücü bırakmış icazet almanın peşindeler...
Genel merkezlerin tercihli listelerinde yer alacaklar davet alıyorlar; almayanlar ise “aday olabilir miyim?” sorusunun cevabını almak için Ankara’dan dönmüyorlar.
Bir de her dönemde “Rengimi belli edeyim” diyenler vardır.
İktidara yakın durmak ya da olabilecek iktidar alternatiflerine şirin gözükmek isteyenler ordusu...
Yani her seçimin doğal adayı olanları kastediyorum.
Dediğim gibi itirazım yok; herkes aday olabilir, zaten yasal bir engel de yok.
Benim itirazım; seçimli yıllarda Türkiye’nin yavaşlamasına...
Bürokrasi yavaşlayınca, konsantrasyon “Nasıl aday olurum”a dönünce, herşey olduğu yerde kalıyor.
Ve 2015 yine seçim yılı, yine aynı fotoğraf...
Bürokrasi ya Ankara’da, ya kulağı Ankara’da...
Önseçim büyü mü tedirginlik mi?
Bugün değil; her dönemde bürokrasiden adaylar genellikle tercihini iktidar partisinden yana kullanırlar. Bunu normal karşılıyorum. Çünkü bir yer edinmiş bürokrat; ya yerini korumak ya da daha üst bir makamda kendini görmek ister. Zaten siyasetin beslendiği kaynakların başında da bürokrasi gelir. Bir de tercihini iktidardan değil de, başka partilerden kullananlar var. Bu dönemde de çıkacaktır.
CHP dışında hiçbir parti “ön seçim” sözünü ağzına almadı. Dolayısıyla önümüzdeki hafta istifa edecek bürokratlar; aday adaylığını adaylığa çevirmek için Ankara’da kamp kuracaklar.
CHP ise “ön seçim” deyince; CHP’den aday olmayı düşünen bürokrat ya da kamu görevlileri bir değil, bin kere düşünmeye başladılar.
Çünkü bugünkü siyasi partiler yapısında ön seçime girip de listenin başında yer almak zor değil, neredeyse imkansız gibi bir şey...
CHP; kendi iç takvimini yani adaylık yöntemini önümüzdeki hafta yapacağı Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu toplantısına bıraktığı için bürokrasinin tercihi CHP’den yana olmaz.
Hep söylüyorum; ön seçim demokrasi için olmazsa olmazdır. Ancak bugünkü Türkiye’de ön seçim kimi mutlu eder, bunu da yaşayıp göreceğiz.
FOLKART GALERİ’nin beş yıllık programı hazır
Bugün İzmir’in ve Türkiye’nin en yüksekteki, en büyük sanat galerisi açılıyor.
Folkart Galeri’nin İzmir’e ayrı bir renk katacağından eminim.
Arkas Sanat’ta çok önemli eserleri gördük.
Ekol Sanat çok önemli ressamlarımızı ağırladı.
Folkart’ın da beş yıllık programının hazır olduğunu biliyorum.
Bunlar İzmir için sevindirici gelişmeler...
Geçenlerde Mesut Sancak ile konuşurken; hoşuma giden bir yorum yaptı.
Dedi ki...
“Ben artık İzmirliyim. İzmir’i çok seviyorum. İzmir’de iş yapıyorum. Kazandıklarımızı yaşadığımız kentle paylaşmalıyız. Ben öyle bakıyorum ve kente katkı yapmaya devam edeceğim...”
Teşekkürler Mesut Sancak...
Paylaş