Burası Çiğli mi Teksas mı?

Solak diyor ki...
“Altı aydır tehdit ediliyorum...”
Başkan tehditlerin siyasi olmadığını söylüyor.
Yani yaşananların Solak’ın grup kararına uymamasıyla bir ilgisi yok.
Bir siyasi hesaplaşma söz konusu değil.
Peki konu nedir o zaman?
Kim ve niye Çiğli Belediye Başkanı’nı tehdit ediyor?
Ve bazen de bunu aracılar araya sokarak yapıyor.
Solak, kendisi söylüyor:
“Tehditler gerek telefonla gerekse çeşitli şekillerde bana iletiliyor. Zaman zaman yüz yüze veya aracılar kullanılarak da tehdit ediliyorum. Bunu yapanlar siyasi çevrelerden değil, ama tehditler başkanlık görevime yönelik. İnsanlar bir belediye başkanından ne ister, düşünün. Bunların devam etmesi halinde ilgililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Gerekli dosyaları hazırladım, ama kısa şekilde bitmesini istiyorum...”
Burası Çiğli mi, yoksa kovboy filmlerinde izlediğimiz Teksas mı?
Başkan, “Devam ederlerse..” diyor.
Bu işin başı, sonu mu vardır.
Eğer bir belediye başkanı yardım istercesine bunu yüksek sesle dile getiriyor ve “Tehdit ediliyorum, ey İzmirliler. Başıma bir şey gelirse önceden haber veriyorum” tarzında açıklama yapıyorsa...
Kusura bakmayın...
Sokaktaki vatandaş ne yapsın o zaman?

Turunç ağaçlarıyla daha güzel olacak

“Büyükşehir Belediyesi sokaklara turunç ekmeye başladı” diye yazmıştım. Benzer çalışmayı Konak Belediyesi de başlatmış. Mutlu oldum. Özellikle Alsancak’a, Güzelyalı’ya turunçlar çok yakışacak. Kentlerimizi hem renklendirmeliyiz, hem de güzelleştirmeliyiz. O yüzden Akdeniz iklimine uygun ağaçları ekmeliyiz. Konak Belediyesi şimdi parkları yeniden elden geçirmeye başlamış. Parklar insanların soluk aldığı yerler... Turunç ve limon; belki de zeytin bu ağaçları illa da özel bahçelere dikmek gerekmiyor. O yüzden aynı uygulamayı diğer belediyelerden de bekliyorum. Büyükşehir, önümüzdeki ekim ayından itibaren turunç ağaçlarının dikimine hız verecek, Konak başladı. Karşıyaka’ya, Bornova’ya, Çiğli’ye... Ege’nin diğer illerine turunçlar, limonlar yakışmaz mı?

Dokuz yılda bir üniversiteyi hafızaya kazımak zordur

SEZAR’ın hakkını Sezar’a verelim.
Ekrem Demirtaş’ı kutlayalım.
Neden mi?
Her şey yapabilirsiniz; büyük kampanyalarla bir markayı oturtabilirsiniz.
Ama dokuz yıl gibi kısa sürede bir eğitim kurumunu bu kadar kentin gündemine oturtamazsınız.
İzmir Ekonomi Üniversitesi, bugün 9’uncu kuruluş yıldönümünü kutluyor.
Dokuz yılda üniversitenin aldığı mesafeyi çok önemsiyorum.
Üniversite hem donanımlı öğrenciler yetiştiriyor, hem de hayata hazır bireyler çıkıyor.
Sadece eğitimde değil, sosyal alanlarda da çok aktif bir üniversite izliyorum.
Konferanslar yapılıyor, paneller...
Kongreler, ihtisas günleri...
Birbirinden ünlü, değerli, deneyimli insanlar üniversiteye gelerek katkı koyuyor.
Üniversitenin ismi uluslararası alanda duyulur hale geliyor.
Bunlar güzel şeyler, hepimizi gururlandıran projeler...
Başta Ekrem Bey olmak üzere, değerli rektörümüz Atilla Sezgin’i...
Öğretim kadrosunu...
Ve elbette bu yatırımın arkasında duran İzmir Ticaret Odası’nın tüm üyelerine...
İzmir’e çok önemli bir eser kazandırdınız.

Karşıyakalı futbolcular acaba farkındalar mı?

KARŞIYAKA ikinci yarıda evinde sadece Dardanel’i yenmiş. Bu taraftara haksızlık değil mi sizce? Hangi taraftardan bahsediyoruz? Karşıyaka’nın İzmir’deki maçlarında hiç yalnız bırakmayan, sonuç ne olursa olsun takımının arkasında duran, deplasmanları kaçırmayan, yıllardır devam eden başarısızlıklara rağmen yeşil kırmızıya gönül veren bir taraftar kitlesine...
Ortalamaları tam bilmiyorum, ama Bank Asya 1. Ligi’nin en fazla seyirci toplayan taraftarı herhalde Karşıyaka’dır. O yüzden Karşıyakalı oyuncular; bu taraftara bir borçlarının olduğunu unutmamalı ve son dört hafta maçlarının tamamını kazanarak ilk altında yer almalıdır.