Paylaş
Kitap aslında İzmir’in tarihine gastronomik bir yolculuk olduğu gibi bir dönemin de sosyolojik fotoğrafını çekiyordu.
İzmir’de doğup yaşayan 1875 doğumlu Marguerite Pagy ve kızı 1910 doğumlu Wanda Arcas hayatı boyunca yaptığı yemeklerin tariflerini not etmişlerdi.
Kitap hem o tarifleri anlatıyordu, hem de o dönemin yaşam alışkanlıklarını ortaya koyuyordu.
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas ve halası Aurette Arcas bu tarifleri yıllarca büyük bir titizlikle korumuştu.
Gastronomi uzmanı Sırma Güven bu tarifleri öyküsel bir kurguyla kaleme aldı. Kitapta dönemin yazılarından, Arkas aile üyelerinin ve İzmirli Levanten ailelerin söyleşilerinden de yararlanıldı.
“Anneden Kızına” da 1875-1993 yılları arasında İzmir’in kozmopolit yaşam tarihi, kültürü ve gastronomisi var.
O dönemi ben de kitaplardan okudum, tanıdıklarımdan dinledim.
Farklı ama iç içe geçen hayatlar olduğunu görüyoruz. Bunun üzerine lezzetli etkileşimler, birbirinden etkilenen mutfaklar da olunca ortaya bambaşka bir zenginlik çıkıyor.
Şef Aylin Yazıcıoğlu tarif defterlerinden seçilen reçeteleri, orijinal hallerine olabildiğince sadık kalarak günümüze uyarladı. Tarifler Fransızca yazılmıştı. Yanlarına düşülen notlar; komşu ve arkadaş isimleriyle tanımlanmış yemek çeşitlerini de ortaya koyuyordu. Anılar, yaşanmışlıklarla şekillenmiş bir kitap “Anneden Kızına...”
Ve bana göre nesillerden nesillere aktarılan güzel bir anı...
Sayılarının artması dileğiyle...
Kadınların adı var
“Anneden kızına”
bu öyküyü anlatıyor
ARKAS ailesini iyi tanırım. Geçmişlerine sahip çıkarlar, bu hikayeyi geçmişe taşırlar. Aile bağları güçlüdür. Yaşanmışlıklar, deneyimler önemlidir, değerlidir.
Lucien Arkas’ı girişimciliği kadar bu özellikleriyle de tanıdım.
Ailesine sahip çıktığı gibi kentine de sahip çıkar.
Bu özellikleri ailenin diğer üyelerinde de görüyorum.
Bu kitabın oluşumunda Bernard Arkas’ın desteği ve isteğini çok iyi biliyorum.
Proje koordinatörlüğünü Berna Kumaş Sipahi yaptı.
Bernard Arkas’ın kitabın kurgusundan son özel sunumuna kadar bütün detaylarıyla nasıl ilgilendiğini gözlemledim.
Kitabın tanıtım gecesinde aile üyeleriyle oturup biraz geçmişi konuştuk.
Bernard Arkas; “Bu kitabı istememdeki amaç; ailemizin erkekleri ticari hayatın içinde var oldukları için ofislerimizdeki resimleriyle ve isimleriyle yaşıyorlar. Çünkü ticari ve sosyal hayatta yaşadıkları dönem böyle bir paylaşımı gerektiriyordu. Ben istedim ki ailemin kadınları kaybolmasın ve unutulmasın, tüm yaşanmışlıkları ve emekleriyle anılsın. Bu kitap sayesinde Arkas Ailesi için hafızalarımızın dışında, ailemizin kadınlarından çocuklarımıza kalan yazılı bir iz olacak. Yaptığımız işi yaratan erkeklerin her yerde fotoğraflarını görebiliyoruz, okuyoruz ancak bu kitapla Arkas kadınlarının da adı var” dedi.
Bu sözler Bernard Arkas’ın ağzından çıktığında masanın etrafında oturan Arkas üyelerinin tamamının gözleri yaşlıydı.
Ben bu vefadan, geçmişe sahip çıkmadan çok etkilendim.
Çünkü ben de böyle bir ailenin üyesiyim.
Ve bizim için de ailenin her üyesi, geçmiş, anılar, yaşanmışlıklar hep önemli olmuştur.
Hayatın anlamı da işte böyle anlaşılıyor.
Satır aralarında çok mesaj var
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın sözlerini de sizinle paylaşmak isterim. Çünkü satır aralarında çok önemli mesajlar var. Şöyle diyor.
* Mutlu olmak istediğimizde hepimiz eski güzel günleri hatırlarız. Bu nedenle geçmişi hatırlatma vizyonumuzla eskileri, tarihi niteliği olan şeyleri yeniden bize, topluma kazandırmaya çalışıyoruz.
* Bernard’ın bu projesini duyunca çok duygulandım. Çocukluğumda evimizin bahçesinde kurulan sofralar hep kalabalık olurdu. Babam eve sürekli misafirlerle gelirdi. Annem hazırlıksız yakalandığı için telaşlansa da herkesi mutlu edecek yemekler yapan becerikli bir kadındı. Bu kitaptaki yemeklerle kurulmuş sofralarımıza barış, hoşgörü ve nezaket dolu yaşam eşlik ederdi. Bernard bu kitap ile aile yemeklerimizi hikayeleri ile birlikte gelecek nesillere bırakma, geçmişi yaşatma konusuna öncülük etti.
* Bugün bu kitabı okuyunca unutulmaya yüz tutmuş hatıralarımızı, alışkanlıklarımızı görüyorum. Bütün bunların hatırlanmasının, hatırlatılmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının çok değerli olduğu kanaatindeyim.
Paylaş