Bu tansiyon devam edemez

Haberin Devamı

Hadi diyelim...
Seçimlere gidiyoruz; bu telaş, bu kampanyalar, bu koşuşturmalar normaldir.
Kabul...
Teşkilatlar ayakta, adaylar ayakta, destekçileri ayakta...
Kabul...
Böyle olunca sokaklar ayakta, meydanlar ayakta...
Kabul...
İtirazım yok; hatta seçimlerin demokrasilere büyük katkısı olduğunu çok iyi biliyorum.
Ama şunu da biliyorum.
Seçimler olmasa da; siyasetin gölgesi toplumun üzerinden gitmiyor.
Sivil toplum sivilleşemiyor, üniversitede siyaset kadar bilim yapılmıyor, bürokraside kararlar Ankara’dan esecek rüzgarlara göre alınıyor.
Günlük hayatımızda bile siyasetten arta kalan zamanda sanatı, sporu, hayatımızı, kentimizi ve kendimizi konuşuyoruz.
Siyaseti hayatımızdan tamamen çıkarmanın bizim gibi ülkelerde zor, hatta imkansız olduğunu biliyorum.
Ama en azından seçimlerden sonra tansiyonun biraz olsun düşmesini bekliyorum.
Yoksa çoğumuz hipertansiyondan hastanelik olacağız.

Haberin Devamı

Hani tarım ve gıda projeleri?

İzmir, Türkiye’nin en fazla süt üretilen ili... 4 milyon nüfus, yani bir milyon 100 bin hane içinde 110 bin hane tarımsal faaliyet yapıyor. Ayrıca tarımsal sanayi ve ihracat alanında binlerce işletme var. Türkiye’nin en çok üyesi olan Damızlık Sığır Birliği İzmir’de... Keçi sütü fiyatı artık İzmir’de tayin ediliyor. Yani süt keçiciliği o hale gelmiş. Su ürünleri, süs bitkileri ve organik üretimde ilk üç il arasında. Yaş ve kuru meyve sebze işleme ve ihracatta her geçen gün büyüyor. Jeotermal ve tarımsal sanayi entegrasyonu hızla gelişmekte... Kısacası İzmir, tarım ve gıdada Türkiye’nin en önde gelen ili konumunda. İşte bu yüzden Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli ve İzmir Tarım Grubu Başkanı Mahmut Eskiyörük gibi isimler “İzmir ulusal ve uluslararası bir gıda merkezi olmalı” açıklamasını yapmaya devam ediyor. Bir de ilk defa geçtiğimiz yıl İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün düzenlediği önemli zirve ile İzmir’in tarım ve gıdada yol haritası çizilmiş ve buna ilişkin vizyon kamuoyunun dikkatine sunulmuş... Bu alanda varolan büyük istihdam, döviz ve katma değer potansiyeline vurgu yapılmış... Durum apaçık ortada iken, sayın belediye başkan adayları İzmir’in bu somut gerçeğini görmüyorlar mı? Türkiye’nin tarım ve gıdada en rekabetçi ili olma özelliğiniz var, ama ortada proje yok! Çünkü siyasetçi ve adaylar İzmir’in söz konusu stratejik avantajının farkında değiller... Çok yazık...

Haberin Devamı

Siyasetçi de magazinin farkında

Geçen haftalarda İzmir’in dergisi Diva 555’inci sayısını kutladı. 555 davetlinin katıldığı geceye önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ardından AK Parti’nin büyükşehir adayı Binali Yıldırım katıldı. O gecede ben de vardım. Baktım; İzmir’in önde gelen isimleri de Diva’nın ekibini ve Genel Yayın Yönetmeni Pakize Sükan’ı yalnız bırakmamıştı. Derginin kurulduğu ilk günlerini çok iyi hatırlıyorum. “Yaşamaz” diyenler çoktu, “Her hafta bir magazin dergisini İzmirliler alır mı?” diyenler de vardı.
Ben hep aksini düşündüm.
Hem “Yaşar” dedim; hem de “İzmir’in hayatı daha da renklenecek” diye düşündüm.
Türkiye’nin en önemli gazetelerinde çalıştım, yöneticilik yaptım. Ama Diva gibi yayınları hep destekledim. Çünkü buralarda yetişen genç meslektaşlarım daha sonra büyük medya organlarında iş bulup çok da başarılı oldular. Daha da önemlisi büyük grupların yapamadıklarını yerelde bu dergiler daha hızlı yapabildiler. Kentin sosyal hayatına büyük katkıları oldu. Gazetelerin çoğu zaman yersizlikten dolayı veremedikleri haberleri, açılışları, buluşmaları, etkinlikleri sayfalarında açarak geniş bir biçimde kullanma şansını verdiler.
Medyanın büyümesi, yerelin güçlenmesi, demokrasinin de güçlenmesi demektir. Bu magazin de olsa, spor da olsa; inanın böyledir. O geceye katılan Aziz Kocaoğlu da; Binali Yıldırım da aslında bunun çok farkındaydı.
İzmir böyle bir yerdir; hayatı başka yaşar, renkli yaşar ve doya doya, samimiyetle yaşar.
555; 10 yıldan fazla bir süre demek...
Rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, yerel kaynaklarla bir yayın organını yaşatmak hiç de kolay değil.
Bunda İzmir’de yetişmiş, Almanya’da önemli başarılara imza atmış, medyayı iyi bilen Necip Varol’un da büyük katkısı var elbette...
İzmir geleceğin trendleri arasında olmaya devam edecek. Çeşme daha da parlayacak. Ege’nin kıyıları Fransız Riviera’sıyla, İtalya’nın Toscana’sıyla yarışacak.
Bundan hiç kuşkum yok.
Siyasetten bu kadar bunaldığımız günlerde de; magazin gündelik hayatımızda daha fazla yer bulacak.

Yazarın Tüm Yazıları