Paylaş
Çocukluk arkadaşım Tevfik Sakıpağa, yüksek lisans için Amerika’ya gittiğinde Cris’le tanıştı.
Tabii, bizler de o günden itibaren arkadaş olduk.
Tevfik, Türkiye’ye döndü, ama aklı Brezilyalı Cris’te kaldı.
Biz de hep ona takıldık, “Brezilyalı bir gelinimiz olsun” diye...
Cris’i ikna etmek zor olsa da sonunda oldu.
Büyük bir ailesi vardı Cris’in onlardan kopmak çok kolay olmadı. Bizler de onları tanıdık ve çok sevdik.
Cris’i hem tanımanızı, hem de yaptıklarını öğrenmenizi istedim.
Son yıllarda seramik atölyesinde müthiş eserler yapıyor ve yüzlerce kişiye ders veriyor.
***
Cris, Brezilya’nın en sevdiğim şehirlerinden Sao Paulo’da doğmuş. Brezilya’daki reklam ve pazarlama eğitimini Amerika’ya UC Berkeley Extension’da tamamlamış. Tevfik ile 1999 yılında evlendi. Ve iki kızları oldu, Bianca ve Lara...
Cris’in ilk geldiği günleri çok iyi hatırlıyorum. Daha Brezilya’da iken Türkçe öğrenmeye başlamıştı.
Burada kurslara gitti ve çok kısa süre sonra harika Türkçe konuşmaya başladı.
Hatta etrafındakilerin gramer hatalarını bile düzeltir hale geldi.
Boş oturmayı sevmeyen biridir Cris... Önce İngilizce dersler vermeye başladı.
Daha sonra hobisi olan el sanatlarıyla ilgili birşeyler yapmak istedi.
Bu alanda o kadar iyiydi ki, hobisi bir anda işi haline geldi.
Hayali için Mavişehir’deki evinin bir odasını önce bu çalışmalara ayırdı. Hemen sonra Çiğli Kaklıç’ta bir yer kiraladı. Metruk bir binayı mabede dönüştürdü. Sergiler, workshoplar yapmaya başladı. Önceleri mozaik üzerine, sonra seramik üzerine çalışmalar yaptı. İtalya Toscana’da ve İspanya Bisbal’da eğitimlere gitti. Toprağı daha iyi tanımak için Türkiye’nin bu konuda en iyi yeri olduğunu düşündüğü Menemen’de Mustafa Hoca’dan çömlek eğitimi aldı.
Kaklıç’taki atölyede 6 yıl boyunca yüzlerce kişi gidip seramik yaptı.
2020’nin Ekim ayında da atölyesini Sasalı’ya taşıdı.
Ve yine harika işler çıkarıyor.
***
Cris diyor ki...
“Sasalı’da yeni hayallerim var. Burada el sanatlarına meraklı insanlar için güzel bir ortam yarattım. Keyifle, öğrenerek, eğlenerek çalışıyoruz. Beni daha çok heyecanlandıran şey ise sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek topluma faydalı işler yapabilmek. Bu çalışmalar sayesinde İzmir’in çok güzel insanlarıyla tanışma fırsatım oldu ve bu beni çok mutlu ediyor. Tüm sanatseverleri atölyeme davet ediyorum.”
Cris artık hepimizin dostu...
Onu çok seviyoruz ve yaptıklarıyla her zaman gurur duyuyoruz.
“Yalancı Dünya”yı o
kadar güzel söyledi ki...
O da bir İzmirli...
Adı; Ezgi Bıcılı...
Ezgi de müthiş seslerden biri... Yıllardır takip ederim, çok dinlemişliğim var. Jazz söylerken harikadır. Ama sesinin tonu her türe yatkındır.
Sezen Aksu’nun “Yalancı Dünya”sını öyle güzel söyledi ki, dinlemeyenlere tavsiye ederim.
Ben bu ara çok dinliyorum.
Ezgi, küçük yaştan itibaren piyano dersleri aldı, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde okudu.
İzmir İKSEV Caz Atölyesi’ni kazanarak bursla İtalya Conservatorio di L’aquila Alfredo Casella Caz Vokal Bölümü’nde eğitim aldı.
20. İKSEV Uluslararası Caz Festivali’nde genç caz kategorisinde yarışTI, Ezgi Bıcılı Quintet olarak sahne aldı.
İzmir Kent Orkestrası’nda solistlik yaptı. Kendi ekipleriyle birçok şehirde sahne aldı. Şarkıcılık kariyerini piyano öğretmenliğiyle birlikte yürüttü.
Ziynet Sali, Ajda Pekkan, Ozan Çolakoğlu gibi müzisyenlere uzun yıllar sahnede eşlik etti.
Ziynet destekledi ve ilk solo denemesini “Yaz Bitmeden” şarkısıyla yaptı. Bu şarkı da benim çok dinlediklerim arasında...
Bu şarkıda da Ziynet Sali, Gökay Özkan imzası vardı.
Yönetmen Mert Özkan, Yalancı Dünya’yı Ezgi’yle birlikte çekti. Klipteki rengarenk kostümler, makyajlar, pastalar ve dans şovları çok beğendim.
Ezgi diyor ki...
“Küçük yaşlardan itibaren hem sahne, hem okulla beslenen bir müzisyenim. Kendi bestelerimi yazmanın verdiği keyif çok başka, dilerim yakında hepsiyle tanışacaksınız. Yorumcu olarak farklı şarkıları ve türleri de sahnede seslendirmekten büyük keyif alıyorum. Hayalim kendi şarkılarımı büyük kitlelerle birlikte söylemek.”
Ezgi, başarılı bulduğum genç sanatçılardan...
Ondan kendi bestelerini ve şarkılarını bekliyorum.
Biliyorum çalışıyor.
Bu pandemi döneminde daha da fazla çalıştı.
Ama şu salgın bitsin, ilk fırsatta Ezgi’yi sahnede dinlemek istiyorum.
Birçok sanatçıyı özlediğim gibi...
Paylaş