Bu kadarı tesadüf olabilir mi?

HEPİMİZİN ciğeri yanıyor.

Haberin Devamı


Türkiye’nin 8 ilinde eşzamanlı orman yangınları başladı. Güzelim ormanlarımız, cennet gibi koylarımız kül oldu.
Ve ne yazık ki; yangınlar tam anlamıyla kontrol altına alınamadı.
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı özel ekipler kurdu.
Özel ekipler ilk değerlendirmede yangınların eş zamanlı olarak başlamasının tesadüf olamayacağı, sabotaj ihtimalinin yüksek olduğu görüşünü raporlamışlar.
Genel kanı da böyle zaten...
Orman Genel Müdürlüğü; 28-30 Temmuz arasında 71 orman yangınının çıktığını söylüyor.
57’si kontrol altına alınmış; kalanı için çalışmalar devam ediyor.
Marmaris’teki yangını çocukların çıkardığı konuşuluyor. Polis 10 yaşlarında 2 çocuğun pedagog eşliğinde ifadelerini almış. Çocuklar “Kitap yakıyorduk. Bir anda alev çoğaldı. Kola şişesine su doldurup söndürmek istedik. Sönmedi. Biz de kaçtık” demişler.
Hepsi araştırmalar, incelemelerden sonra ortaya çıkacaktır.
Şunu söylemem lazım.
Bazıları için sabotaj ihtimalinin daha öne çıktığını düşünüyorum.
Yine de biz ormanlarıma, çevremize, doğamıza yeteri kadar ilgi gösteriyor, hassas davranıyor muyuz?
İşte bundan emin değilim.
Çünkü yangınların çoğu insan hatasından kaynaklanıyor.
Bıraktığımız bir şişe, önemsemediğimiz bir eşya bu sıcaklarda yangını başlatacak küçük bir detay olabiliyor.
Her yıl aynı manzarayla karşı karşıyayız.
Ve ne yazık ki; güzelim Türkiye‘mizi koruyamıyoruz.

Haberin Devamı


Kitaplar okunmak içindir

MARMARİS’teki yangınla ilgili iki çocuğun ifadeleri var.
Söylediklerine göre kitap yakıyorlarmış, alevler bir anda yükselince, ne yapacaklarını bilememişler.
Hatırlıyorum. Bizim dönemimizde bu konular işlenirdi, öğretmenlerimiz çevre bilincimiz artsın diye özel dersler yapar, kompozisyonları bu konular üzerine yoğunlaştırırdı.
Şimdi oğlum Atlas’tan takip ediyorum.
Hayat Bilgisi dersleri var.
Bu derste görgü kurallarını, doğa bilincini ve benzer konuları işliyorlar.
Ama öyle anlaşılıyor ki; okullarımız çocuklarımıza farkındalık yaratacak alanlara da ağırlık vermeli.
Vermeli ki; Kitapların yakılmak için değil, okunmak için olduğunu bilsinler.

Haberin Devamı


Şahin için ağlıyoruz

BAZI ölümler o kadar insana dokunuyor ki...
Şahin Akdemir de onlardan biri...
Alevlere müdahale eden ekiplere motosikletiyle su taşırken geçirdiği kaza sonucu alevlerin tam ortasında kalan 25 yaşındaki Şahin kurtarılamadı.
Kazadan hemen önce sosyal medya hesabından “Su taşımaya devam. Yangıncılara su taşıyacağız yine. Allah hayırlarımızı kabul eylesin” demiş.
Sen hakkını helal et Şahin...


Bazen anılar da gider

CANLI yayında Manavgat’ta bir vatandaşımızla yapılan röportajı izledim. Dedi ki;
“Sadece evim, bahçem, tarlam değil; anılarımız da yandı.”
Çok haklı...
İnsan bazı kayıpları telafi edebiliyor da; anılar gidince çok zorlanıyor.
Mağdur olan vatandaşlarımıza devlet imkanları doğrultusunda yardımcı olacaktır.
Ama giden anıların yerine doldurmak mümkün mü?

 

Haberin Devamı

Ben de bir yangın paniği yaşamıştım

YILLAR önce bir pazar günü, Urla’da meslek büyüğüm Bülent Zarif’in evlerinde sohbet ediyorduk. İstanbul’dan Güngör Uras ve eşi Nuran hanım gelmişti.
Güngör abi yine tatlı tatlı anlatıyor, bizler de dinliyorduk.
Uzaklarda bir duman gördük, sonra bir koku ve ardından kozalak patlama sesleri...
O uzaktaki duman çok değil; beş, on dakika içinde yanımıza kadar geldi. Ne yapacağımızı bilemedik.
İnanın o panik içinde bir oraya, bir buraya koşturduk. Yardım istedim, müdahalenin yapılmasını bekledik.
Ve ekipler yangını söndürmeyi başardı. Ama tersi de olabilirdi.
O kadar çok korkmuştuk ki...
Bu anımızı hiçbir zaman unutmadım. Uzaktaki alevler kısa sürede yanınıza gelebilir.
Küçük bir unutkanlık ya da dikkatsizlik herkesin hayatını mahvedebilir.
Günün sonunda, herşeyin bittiğinde, yüzümüzdeki korkular bitip şakalaşmaya başlandığındaki Güngör Uras’ın sözleri de bugün gibi aklımda... Yonca Zarif bizlere fırında o harika güvecini yapmıştı.
Ama o yangın paniğinde bizler ne karnımızın acıktığını, ne de susadığımızı fark etmiştik. Güveci Güngör Uras hatırlattı. Ve yemeği de ilk kendisi tattı. Güngör abiyi de anmış olduk. Nurlar içinde yatsın.

 

Haberin Devamı


Nejat’ı çok özledik

HÜRRİYET Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nejat Bekmen’i 52’sinde mezarı başında andık. Sevenleri oradaydı. Çünkü kendisine apar topar veda etmiştik. Hepimiz şoktaydık ve pandemi koşullarında, dar bir ekiple bunu yapmıştık. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ve diğer gazeteci dostları dün Doğançay’daydı.
Bir kere yokluğuna alışamadık, yeri doldurulamayacak bir insandı. Güne Nejat’la başlar, Nejat’la bitirirdik. Gün içinde, gelişen olaylara göre konuşur birinci sayfayı şekillendirirdik.
Ve günlük yazılarımı ilk ona yollardım.
O bakar sonra da sayfaya koyardık.
Bazı günler hala yazılarımı onun mailine attığımı fark ettim. 30 yıldan fazla süren arkadaşlığın, dostluğun alışkanlığıyla...
Nejat’ı, esprilerini, Picasso gibi çizdiği sayfaları özledik.
Hep özleyeceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları