Paylaş
BÜYÜME rakamları hepimizin yüzünü güldürdü.
Piyasaların beklentisi daha yüksek olsa da bu rakamı çok önemsiyorum.
Avrupa’nın büyüme sorunu olduğu, dünyanın ekonomilerini harekete geçirmek için türlü önlemler aldığı bir süreçte Türkiye’nin yüzde 5.1’lik büyümesi gerçekten önemlidir.
Ancak şunu da görmek gerekir.
Türkiye iç taleple büyüyor, inşaat da lokomotif oluyor.
Geçen gün Batı Anadolu Grubu İcra Kurulu Üyesi Feyyaz Ünal ile konuşurken, bana bir veriden bahsetti.
Kişi başı çimento tüketiminde dünya ortalamasının neredeyse iki katına çıkmış durumdayız.
Türkiye’nin büyüdüğü, atılımlar yaptığı bir dönemde inşaatla ekonominin büyümesinde itici güç olması normaldir.
Ama şunu da görüyoruz.
Kentsel dönüşümde hala gidilecek çok yol olmasına rağmen, bundan sonraki atılımı sanayide yapmamız gerekiyor.
Başarılı olduğumuz sektörler ve bunları taşıyan iyi markalarımız var.
Bundan sonraki başarı öykülerini bu firmalar yazacaktır.
***
Bir örnek İzmir’den vermek gerekirse...
İzmir’de özellikle de liman bölgesi olarak geçen yerde şimdi gökdelenler yükseliyor.
Yeni başlayacak projelerin de olduğunu biliyorum.
Ancak son dönemde, konut satışlarının daha kolay ofis satışlarının ise yavaşladığını söylüyorlar.
Türkiye’nin İstanbul dışında bir ekonomik kalkınma modelini hayata geçirmesi gerekiyor.
İzmir de işte buna en önemli adaylardan biri...
Türkiye bir yandan kamu kaynaklı önemli projeleri hayata geçirirken, bir yandan da katma değerli sektörlerde yatırımlarını hızlandırmalı...
Sanayide gideceğimiz daha çok yol var.
Ve bu başarı öyküsü inşaattan çok imalatla gelmeli...
Nuri Nencan’ı uğurluyoruz
BAZI insanların yeri gerçekten de dolmuyor.
Öyle renkli, öyle dolu, öyle nüktadan, öyle mütevazi, öyle samimi, öyle insancıl, öyle demokrat insanlardı ki...
Yaşanmışlıkları, anıları unutmam mümkün değil.
Her birinin benim kalbimde, dünyamda, ruhumda ayrı yeri vardır.
Ama hayat işte, zamanı dolan gidiyor.
Bazen erken, bazen çok zamansız...
Yakın zamanda da çok sevdiğimiz insanları sonsuzluğa uğurladık.
Hepsi nurlar içinde yatsın...
Bugün de Nuri Nencan ağabeyimizi uğurluyoruz.
O da çok renkli biriydi.
İyi bir avukat, iyi bir baba, iyi bir dosttu.
Benim en iyi okuyucularımdandı.
Gazete dünyasının çok yakından tanıdığı biriydi.
Gazetecilerle dost, ama aynı zamanda sırdaştı.
Nuri Nencan’ı mesleğe başladığım ilk hafta tanıdım ve yıllar boyunca çok güzel anılar yaşadık.
İzmir’in önemli simalarından biriydi.
Başımız sağolsun...
İsimleri silemiyorum
ESKİDEN telefon rehberleri vardı.
Ki, ben hala onları özenle koruyorum.
Şimdi onların yerini telefonlar, dijital platformlar aldı.
Telefon defterimizdeki bir kişi aramızdan ayrıldığında ben isimleri silemezdim.
Şimdi de telefonumdan silemiyorum.
Bir türlü elim gitmiyor.
Onlar kalbimde, gönlümde...
Destek olacak kimse yok mu?
BİR daha yazayım.
Üst üste üç şampiyonluk kazanan su topçu kızlarımıza sponsor olacak İzmir’de kimse yok mu?
Öyle büyük rakamlar değil.
Birinci ligde bir futbolcu parasına ESTİ’li sporcular ne başarı öyküleri daha yazar?
Evet, kimse yok mu?
Kruvaziyerleri özledim
NE diyorlardı.
“Kruvaziyerle gelen turisti biz turist olarak saymıyoruz...”
Bunları söyleyenler şunu bilmiyordu.
Bu turistler sabah gelip akşamüstü gitseler de kent ekonomisine önemli katkı sağlıyorlardı.
Gün içinde alışveriş yapıp, kent çevresinde kısa turlar yapıyorlardı.
Efes’e gidip, Meryem Ana’ya uğruyorlardı.
Kruvaziyerle seyahat edenler beğendikleri yere beş yıl içinde de mutlaka gidiyorlar.
Yapılan anketler bunu söylüyor.
Şahsen ben kruvaziyerlerin İzmir’e çok yakıştığını biliyordum.
Körfezden geçen o gemiler kent estetiği için bulunmaz fırsatlardı.
O gemilerin gelmemesi İzmir için kayıptır.
O günlerde kruvaziyerleri eleştirenler de herhalde söylediklerinden pişmandırlar.
Paylaş