Bu da yeni tip dolandırıcılık

Sezon başından beri yazlık bölgelerden çok farklı hırsızlık ve dolandırıcılık haberleri geliyor.
Özellikle Marmaris, Didim, Bodrum ve Kuşadası’ndan...
Olaylara karışanlar genellikle Türkiye’ye gelen yabancı turistler...
Öyle basit, sıradan hikayeler de değil.
Belki ki, bazı gruplar buraları mesken tuttular.
Son olay da İskoç uyruklu iki ortağın hayali projelerle villa satmasıyla ilgili...
Türkiye’ye gelip beğenen ve ikinci yaşamlarını burada yaşamak isteyen birçok yabancıya geçtiğimiz yıllarda hayali evler satıldı, projelere ortak edildi.
Böyle binlerce mağdur yaratıldı; ülke imajı da yerle bir oldu.
Türkiye sevdasından vazgeçmeyenleri bekleyen tehlike bu sefer kendi vatandaşlarından gelmeye başladı.
İspanya’nın Malaga kentinde gece kulübü işleten İskoç Nigel Andrews ve İngiliz ortağı Paul Collins “Royal Resorts Turkey” isimli bir şirket kurarak, büyük dolandırıcılığa imza attılar.
Tam bir milyon sterlin yani 2.4 milyon TL’lik hayali satış...
Ege’de bir yazlık sahibi olmayı hayal eden mağdurlardan biri olan İngiliz Tony May’in bu sözleri de yeni tip dolandırıcılığı açıkça ortaya koyuyor.
“Türk müteahhitler tarafından ev alırken dolandırılan yabacıların haberlerini okuduktan sonra Nigel Andrews ve Paul Collins, kendi milletimizden, bizi dolandırmazlar diye onların şirketini tercih etmiştik. Meğer onlar daha büyük dolandırıcıymış...”
Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak; tam da buna denir.
Peki, bu olayların çıkışı tesadüfi mi, yoksa bu olaylar dünyanın herhangi bir yerinde de olmaz mı?
Olur, olmasına ama...
Bir de madalyonun diğer yüzü var.
Sezon öncesinde hazırlık yapan birçok turizmciyle konuşurken, bu konuya dikkat çekmişlerdi.
Dedikleri gibi oldu.
Doğan Haber Ajansı’nın yaz boyunca geçtiği haberleri dikkatlice izledim.
Gün yoktu ki, böyle bir haber olmasın.
Türkiye’nin turizm duayenlerinin ortak görüşü, bunda en büyük suçlu “her şey dahil” sistemi...
“Her şey dahil” deyip, kimi bulursanız Türkiye’ye getirirseniz, olacağı budur.
Yıllarca turisti kazıklayıp; hayali evler, arsalar satan Türklerden sonra şimdi de bu tür çetelerle uğraşacağız.

Bu gönüllü ordusuna

DESTEK OLALIM

Sevgili Ayçe Dikmen, bu pazar da her zaman olduğu gibi müthiş bir röportaj yaptı.
Ayçe’nin konuğu Kit-Vak Başkanvekili Yıldızay Şengün’dü.
Kit-Vak yani, Kemik İliği Transplantasyonu ve Onkoloji Vakfı’nı çok uzun yıllardır izliyorum.
Bu vakfa gönül veren birçok kişi benim de yakın dostum.
Hepsinin ne kadar özveriyle ve karşılıksız büyük bir emekle çalıştıklarını biliyorum.
Çoğu bebek ve çocuk, birçok hasta bu vakıf sayesinde yeniden yaşama dönüyorlar.
Kanser, zor bir hastalık... Hasta için de hasta yakınları için de...
Aileler böyle dönemlerde ne yapacaklarını bilemiyorlar; bir yanda zorlu bir mücadele, bir yanda gözünüz gibi baktığınız evladınız...
Bu gönüllü ordusunun şimdi de başka hayali var. Bir konukevi... Toplam maliyeti 2.3 milyon TL olan konukevi için 800 bin TL bulunmuş. 1.5 milyon liraya daha ihtiyaç var.
Vakfın web adresi www.kitvak.org...
Türkiye’nin en duyarlı insanlarının çalıştığı bu vakfa hepimizin destek olması gerekiyor.