Paylaş
Son yıllarda bu kadar keyifli bir maç izlediğimi hatırlamıyorum.
Gerçekten de iyi bir nesil yakalandı, bu takıma herkesin sahip çıkması gerekir.
Dilerim Avrupa Şampiyonası’na gider, orada da iyi bir sonuç alırız.
Cumartesi günü maç başladıktan sonra televizyonun karşısına geçtim; o yüzden milli marş seremonisini izleyemedim.
Gelen tepkiler sonrasında anladım ki; tribünler Fransız milli marşı çalınırken ıslıklamışlar.
“Bazen böyle şeyler oluyor” dememek lazım.
Olmamalı...
Hele milli marşlarda hiç olmamalı...
Saha içinde rakip takımın oyuncusu topu aldığında ıslıklarsın; bu bir baskı aracıdır aynı zamanda, ama marş sırasında ıslıklamayı, hatta yuhalamayı kimse bana iyi bir şey diye anlatmasın.
“Bazen böyle şeyler oluyor” diyerek de işi hafife almasın.
Türk insanına yakışan maçın başında ve sonunda her iki takımın oyuncularını da alkışlamaktır.
***
Doğru; Fransa son yılların en iyi takımlarından biri ve son şampiyon konumunda...
Çok iyi futbolcuları var, Avrupa liglerinin en iyi takımlarında oynuyorlar.
Kağıt üstünde maçın da favorisi Fransızlardı ama futbol işte bizim çocuklar son şampiyonu adeta sahadan sildiler.
Bir de her zaman olduğu gibi iyi bir misafirperverlik gösterseydik, çok daha iyi olurdu.
***
Bakın İzlanda’da yaşananlara herkes tepki gösterdi.
Türk milli takımı pasaport kapısında iki saat bekletildi.
Hiç olmayacak bir uygulamayla karşı karşıya bırakıldı.
Bakıyorum sosyal medyaya “Bu maçın rövanşı da var, biz de 6 saat bekletiriz” diyenler bile var.
Kendimize nasıl davranılmasını istiyorsak, karşımızdakilere de öyle davranmalıyız.
İzlanda’yla Türkiye’de yapacağı maçta protesto yerine her zaman olduğu gibi bize yakışanı yapmalıyız.
Ve elbette bugün oynanacak maçta cevabı sahada vermek en güzeli olacaktır.
Fransa bizim için önemlidir
BİR Fransız okulundan mezun olduğum için Fransız medyasını, Türkiye’de yaşayan Fransızları iyi takip ediyorum.
Elbette resmi görevlerde bulunan Fransız diplomatları da izliyorum.
Onlardan biri de Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter...
Twitter’da Konya’da milli marşlarının yuhalanmasının kendisini çok üzdüğünü ifade eden Türkçe bir paylaşım yaptı.
Buchwalter Türkiye’yi çok seven biri...
Sadece bu maça özel Türkçe paylaşım yapmış da değil.
Türkiye’nin her yerini geziyor, Türkiye’yi öğrenmeye çalışıyor ve iyi iyi ilişkiler kurmaya özen gösteriyor.
İzmir’e de çok sık geliyor.
“Görevler gelip geçidir” denebilir; doğrudur da...
Ama bazı insanların gayretleri olumlu izler bırakır.
O yüzden diplomasinin incelikleri kadar bu politikaları izleyen insanların yaklaşımları da önemlidir.
Bertrand Buchwalter’i Türk Fransız ilişkileri için önemsiyorum.
O yüzden Twitter’daki paylaşımını samimi buluyorum.
Çünkü Buchwalter; Türk milli takımının sahadaki mücadelesinden ve aldığı galibiyetten dolayı da kutluyor.
Futbol bu; kazanır ya da kaybedersin.
Önemli olan dostluklardır.
Fransa ve Türkiye’nin geçmişinde güzel ve hafızalarda yer etmiş sayısız olay vardır.
Dediğim gibi bize yakışanı yapalım.
TV buluşması en sonunda
SONUNDA bu önemli buluşmanın gün ve saati belli oldu.
16 Haziran Pazar günü, saat 21.00’de Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu ortak yayında buluşacaklar.
Programın moderatörlüğünü de meslektaşımız İsmail Küçükkaya yapacak.
Bence demokrasimiz adına önemli bir sınavdır.
17 yıldır televizyon programlarının yapılmadığı söyleniyor.
Ben onu düzelteyim.
2009 yılında İzmir yarışında Aziz Kocaoğlu ile Taha Aksoy’u EGE TV stüdyolarında buluşturup bir program yapmıştık.
Gayet de heyecanlı geçmişti.
16 Haziran’daki buluşma da İstanbul seçimleri için olacak.
Tartışmak, konuşmak iyidir.
Konuşmayı seviyoruz
BAYRAMDA epey telefon kullanmışız.
Vodafone müşterileri arasındaki veriler de bunu gösteriyor. İzmir, bayramda en çok konuşan ve mobil internet kullanan üçüncü, en çok SMS gönderen dokuzuncu il olmuş.
Konuşmayı seviyoruz anlayacağınız.
Paylaş