Paylaş
Fizik ödülünü; John Hopfield ve Geoffrey Hinton aldı.
Hinton’u bir süredir yakından takip ediyorum.
İki bilim insanı yapay sinir ağlarının geliştirilmesine yardımcı olan keşiflerinden dolayı bu ödüle layık görüldüler.
Yani çok konuştuğumuz yapay zeka teknolojilerinin en önde isimleri olarak biliniyorlar.
Ödülden sonra The Times soruyor.
“Okuyucularının anlayabileceği bir dille neden ödül aldığınızı anlatabilir misiniz?”
Şöyle cevap veriyor.
“Nobel Ödülü'nü aldığında fizikçi Richard Feynman'ın söyledikleri aklıma geliyor. Bir gazeteci ona, ‘Profesör Feynman, Nobel Ödülü'nü neden kazandığınızı birkaç dakika içinde açıklayabilir misiniz?’ diye sordu. Feynman, görünüşe göre ‘Dinle dostum, eğer bunu birkaç dakikada açıklayabilseydim, Nobel Ödülü'ne değmezdi’ diye cevap verdi.”
Hinton aslında bir fizikçi değil. Bir akademik konferansta kendisini şöyle tanıtıyorlar.
“Fizikte başarısız olmuş, psikolojiyi bırakmış ve sonra hiçbir standardı olmayan bir alana, yapay zekaya katılmış biri...”
Böyle bir başlangıçtan sonra tabii Hinton’u öven cümleler arka arkaya geliyor.
Çünkü hepimizin hayatını yakından ilgilendiren yapay zekayla ilgili önemli gelişmelerin arkasında onun imzası var.
Yapay sinir ağları, artık Google gibi arama motorlarının ve OpenAI'dan ChatGPT gibi çevrimiçi sohbet robotlarının çalışması için olmazsa olmaz bir teknoloji.
Ödül, Dr. Hopfield'ın 1980'lerin başında geliştirdiği Hopfield ağı adlı bir teknoloji ve Dr. Hinton'ın sonraki yıllarda Boltzmann makinesi adlı yaratılmasına yardımcı olduğu ilgili bir teknik için verildi.
Geçtiğimiz yıl Google'daki araştırmacı olarak işinden ayrıldığında ve yaratılmasına yardımcı olduğu yapay zeka teknolojilerinin bir gün insanlığı yok edebileceği konusunda uyardığında dünya çapında manşetlere çıktı.
Evet; biz Narin’i, cinsel tacize uğrayan 2 yaşındaki Sıla bebeğin ölümünü, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’i vahşice öldürdükten sonra intihar eden Semih Çelik’i, Beyoğlu’nda tacize uğrayan genç kadını konuşurken dünya medyası işte bu çarpıcı ödülü konuşuyordu.
“Artık konuşabilirim” demişti
Geoffrey Hinton Google’dan ayrıldıktan sonra “Artık konuşabilirim” dedi ve BBC’nin sorularını yanıtlamıştı.
İzlemeyenler, okumayanlar mutlaka takip etsinler.
Hinton ayırmıştı.
“Sohbet robotları yakında insanlardan daha zeki olabilir...”
Yapay zekanın öncü ismi neden böyle düşünüyordu, şöyle açıklamıştı.
“Şu anda GPT-4, sahip olduğu genel bilgi miktarı açısından bir insanı, hem de uzak ara gölgede bırakabiliyor. Muhakeme açısından ise aynı oranda iyi değiller, ama basit muhakeme yapabiliyorlar. İlerleme hızı göz önüne alındığında da bu sistemlerin çok hızlı bir şekilde daha etkili bir hale geleceğini biliyoruz. Ve bu bizi endişelendirmeli. Şu anda benim bildiğim kadarıyla bizden daha zeki değiller. Ama yakında daha zeki olabilirler.”
Ve Hinton noktayı koyuyor.
“Yarattığımız zeka türünün bizim sahip olduğumuzdan çok farklı olduğu sonucuna vardım.”
Önümüzdeki yıllar insanlık için farklı, değişik geçecek.
Artan şiddet hepimize uyarı
İstanbul’da eski okul arkadaşı İkbal Uzuner ve kız arkadaşı Ayşenur Halil’i vahşice öldürüp intihar eden Semih Çelik’in psikiyatrik durumu tartışılıyor.
Semih’in beş hastanede kaydı çıkınca tabii “Neden tedavi edilemedi, neden hastanede değildi” sorusuna da yanıt aranıyor.
Kişilik bozukluklarını tedavi etmenin zor olduğunu uzmanlar açıkça söylüyor. Çünkü zekiler, kendilerini saklıyorlar, ortama uyabiliyorlar.
Ama yine de ailelere büyük görevler düşüyor.
Bu karakterde bir genci yönetmenin zor olduğunu kabul ediyorum ama anne babaların uzmanlarla işbirliği yapması da gerekiyor.
Türkiye’nin önemli konuları var.
Benzer olaylar bütün dünyada olabilir, oluyor da...
Ama artan şiddet olayları gösteriyor ki; iyi gitmeyen bazı şeyler var.
Toplum kendini sorgulayacak, aileler üzerine düşeni yapacak, devlet denetim mekanizmalarını daha iyi çalıştıracak.
Başka çare yok...
Ben şaşırmıyorum çünkü
Tarım ve Orman Bakanlığı yaptığı denetimler kapsamında taklit ve tağşiş yapanlara ilişkin listesini her gün güncelliyor. Son yapılan testlerde sağlığı tehlikeye atacak pekmezler ve tağşiş, taklit yapılan sucuk, bal, kekik ve zeytinyağları ifşa edildi. Domuz, at, eşek eti katılmış köfte zincirleri de konuşuluyor.
Şaşırıyor muyuz?
Şahsen ben hiç şaşırmıyorum.
Çünkü biz gazeteciler olarak yıllardır bu haberleri yapmaktan bıktık ama değişen bir şey olmadığını, hatta arttığını da görüyoruz.
Her şeyi devlete yüklemeyelim, hatayı biraz da kendimizde arayalım.
Ve bence herkes bu listede olanlardan alışveriş yapmayı hayat boyu bırakmalı.
Paylaş