Birleşmiş Milletler gibi bir kampüs

Geçtiğimiz gün İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, 52 proje arasında ilk üçe girenleri anlattı.
Bana göre üçü de çok iyiydi.
Birinciliği kazanan Kerim Miskavi’nin projesinde de dikkatimi çeken, alanı verimli kullanması ve bölgeye uygun bir mimari çizmesiydi.
Bana göre İzmir’e yakışacak bir proje olacak.
Özellikle eğitimde yapabileceğimiz çok şey daha var.
Geçenlerde Amsterdam’daydım.
Amsterdam sokakları gençlerle doluydu.
Yakın bir arkadaşımızın oğluyla buluştum.
Emir psikoloji yüksek lisansı yapıyor.
Amsterdam üniversiteleri belirli alanlarda Avrupa’nın en iyileri konumunda.
Aslında benzer öyküler Fransız ve İtalyan üniversiteleri için de geçerli.
Paris’te Sorbonne, Milano’da Politeknik çok öne çıkmış durumda.
Avrupa’nın en eski üniversitesi olmakla övünen Bologna da birçok alanda ön plana çıkıyor.
Ama dikkatimi çeken ülkelerden biri de İspanya...
Özellikle Barselona’da yazılım, grafik, sanat, iktisat, sinema gibi alanlarda başarı öyküleri yazılıyor.
Eğitim için kalkıp gelen bu gençler ilerleyen yıllarda o ülkelerin birer gönüllü elçisi haline geliyor.
Çünkü eğitim yıllarını kimse unutmaz.
Amsterdam’da Emir Erhan’a okul ortamını sordum.
“Birleşmiş Milletler gibi” dedi.
Her ülkeden arkadaşı olmuş.
Aslında ben de böyle bir Türkiye hayal ediyorum.
Biliyorum çok sayıda yabancı öğrencimiz var.
Daha fazla olmalı diye düşünüyorum.
Ve İzmir eğitim sektöründe öne çıkmalıdır.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin bu yeni kampüsüne de öyle bakıyorum.
Gençlerimiz büyük kampüslerde, iyi olanaklarda eğitim almalılar.
Ve sıra arkadaşları dünyanın her yerinden gelen gençler olmalı.

 
En azından gündemimizde tutalım

YERİ gelmişken şu körfez geçişi projesini yeniden hatırlatayım.
Yarımada büyüyor.
İşte birkaç yıla İzmir Ekonomi Üniversitesi yeni kampüsüne taşınacak.
Narlıdere, Güzelbahçe, Seferihisar, Urla büyüyor.
Mordoğan, Karaburun da hareketli.
Ve bütün yük kentin merkezine yükleniyor.
İzmir’in kuzeyinden yola çıktınız, Çeşme’ye gideceksiniz, bütün bir şehri geçmeniz lazım.
Marmaray örneği ortada...
Dünyada sayısız kentte yapılanlar ortada...
Bugün olmasa yarın, yarın olmasa yakın bir gelecekte körfez geçişi yapılmak zorunda.
Çünkü İzmir’in başka alternatifi yok.
Gelin bu projeye bir daha bakalım.
En azından gündemimizde tutalım.

 
Aklımdaki Ankersen soruları

GÖZTEPE’yi alan Danimarkalı Rasmus Ankersen’i merak ediyorum.
Çünkü kendisine bir futbol sihirbazı diyorlar.
Aldığı, sponsor olduğu her takımı ihya ettiği söyleniyor.
Bakalım bu yaptıklarını Türkiye’de ve İzmir’de hangi stratejiyle uygulayacak.
Aklında neler var, özellikle altyapı için düşündükleri sadece buranın kulüpleri için değil, Türkiye’ye örnek olabilir mi?
Ve Altınordu modeli de burada olduğuna göre futbolun anayasası yeniden İzmir’den yazılabilir mi?
Tabii bütün bu soruların cevaplarını yaşayarak öğreneceğiz.

 
Yine içimiz sızlıyor

GEÇTİĞİMİZ yılın hatıraları hala taze...
O yangınlarda ben de arkadaşlarımla birlikte oralardaydım.
Ve her yangın haberi geldiğinde içim sızlıyor.
Ama bir gerçek...
Yangınların büyük bir kısmı insan eliyle oluyor ama iklim değişikliğiyle birlikte yangınlara da hazırlıklı olmamız gerektiğini uzmanlar hatırlatıyor.
Geçen gün İzmir’de Sasalı bölgesinde küçük bir yangın oldu.
Marmaris gibi ormanlık bir alan değil.
Yine de çok sayıda okolüptüs ağacının olduğu bir yer.
Ve görenler anlatıyor.
Hafta sonu çok sayıda ziyaretçi bu piknik alanlarındaymış.
Yine mangallar yakılmış.
Küçük bir ihmal bile büyük sonuçlar yaratacak yangınlara sebep olabiliyor.
Geçen yıl Marmaris’i hatırlayın.
İki küçük çocuk kitap yakarken bir anda kara bulutlar Marmaris’in üzerini kapladı.
Ve günler sonra Marmaris’e gittiğimizde kapkara olmuş orman alanlarıyla karşılaştık.
Yazık gerçekten...