Biraz gerçeğe dönelim

 
Sosyal medyada birkaç bayrak fotoğrafı paylaşarak vatanseverlik olmaz.
Biliyorum üzüntülüsün, kederlisin...
Ama hayat sosyal medyadan ibaret değil...
Gel gerçeğe dön...
O gerçekleri, o yaşadıklarını paylaşmak istersen benim hiç itirazım olmaz.
Ama biraz halkın içine karış; insanımızın hissettiklerini, yaşadıklarını, içindeki dalgalanmaları, gelecek hayallerini, üzüntülerini, umutlarını anlamaya çalış.
Olabiliyorsan duygularına ortak ol...
Sivil toplum örgütlerinde yer al, görevler üslen, birşeyler yap...
Sürdürülebilir projelerin içinde ol, bir insanın hayatını değiştir değiştirebilirsen, bir çocuğun kalbine dokun dokunabilirsen...
Sadece bu ülke için değil, insanlık için de bunları iste...
Biraz evden çık, biraz o bilgisayar başından kalk, elindeki akıllı telefondan kafanı kaldır ve biraz uzaklaş...
Göreceksin başka gerçekler de var hayatta...
O zaman da paylaş; o toplantıları, duyduklarını, konuşulanları...
Bunlara da itirazım yok, ister Twitter’da, ister Facebook’ta, ister Instagram’da ya da nereye birşeyler koymak istersen, ona da itirazım yok.
Herkes biraz fazla alıştı bu sosyal medyaya, herkes bu sanalı gerçek zannetti.
Sosyal medya bizi sosyal olmaktan uzaklaştırdı.
Bu ülkenin geleceği atılan bir tweet, ya da instagramdan paylaşılan fotoğraf karesiyle kurgulanmaz.

 
Bu refleks hiç hoşuma gitmiyor

NEDEN böyle yazdım, anlatayım.
Sosyal medyayı sevdiğimi, çok şey öğrendiğimi, bazen de eğlenceli bulduğumu yazıyorum.
Ama son dönemde eleştirdiğim bir refleks oluştu.
İnsanların günlük hayatlarında yaptıklarını, geçmişini araştırmadan, bugüne kadar yaptıklarını dikkate almadan ağır eleştiriler yapılıyor.
Anlık, günlük tepkiler beni her zaman tedirgin etmiştir.
Oysa, bir duruşun olması lazım, bir tavrın refleks olarak geliştirilmesi gerekir.
Sosyal medyada paylaştıkların kadar paylaşmadıkların da eleştirilir hale geldi.
Ben de o yüzden gerçeğe dön kardeşim diyorum.
Biraz kafanı kaldır, kendine gel...
Hayat böyle geçmez.

 
Çabuk unutuyoruz
hem de çok çabuk

İDLİB’teki saldırılarda 36 şehidimiz oldu, 1 şehidimiz bile olsa içimiz kan ağlıyor.
Bu ülke teröre binlerce şehit verdi, onlar da hep aklımızda, kalbimizde...
Şehit ailelerine, çocuklarına karşı borcumuz olduğunu unutmayalım.
Devlet elbette elindeki olanaklarla imkanlarını seferber ediyor.
Ama bunlar yetmez...
Sivil toplum örgütlerinin özellikle eğitim konusunda kampanya yapmasını öneriyorum.
Şehitlerimizin aileleri bizim ailelerimizdir, şehitlerimizin çocukları bizim çocuklarımızdır.

 
Yeni dünyanın gerçekleri

CORONA virüs meselesini bazen çok abartıldığını, bazen de gerçekler çok mu başka diye düşünüyorum.
Ama hepimizi kaygılandıran gelişmeler de yaşanıyor.
İtalya’nın turizmine büyük zarar verdiği şimdiden ortada...
Türk Hava Yolları, bazı İtalya seferlerini askıya aldığını açıkladı.
Özellikle Milano’da sokakların boş olduğu söyleniyor, okullar çoktan tatil edildi.
Örneğin dünyanın en büyük Uluslararası Berlin Turizm Borsası Fuarı ITB iptal edildi.
Ki ITB, dünyanın buluştuğu en önemli organizasyonlardan biridir. Kolay kolay iptal edilmez diye düşünüyordum.
Ama gelişmeler, ITB’yi bile ertelettirdi.
Yarın İzmir Mermer Fuarı ile ilgili de bir karar alınacak.
Mermer Fuarı da kendi alanında dünyanın ikinci büyüğü ve kent ekonomisi için çok önemli bir organizasyon...
Otelci dostlarımla konuştum, iptallerin geldiğini söylediler.
Değişen koşullar, öngörülemeyen tehlikeler bundan sonra hayatımızın hep içinde olacak.
“Bize bir şey olmaz” dememek lazım...
Kilometrelerce uzakta gelen bir virüs yayılır ve Corona virüste olduğu gibi sizi bugün Berlin’de, yarın İzmir’de, bir başka zaman dünyanın herhangi bir yerinde bulur.
Bu yeni dünyanın gerçekleri artık...