Paylaş
Son yıllarda yaşanan bu gürültü kirliliği bize gösteriyor ki bu meseleyi artık masaya yatırma zamanı çoktan geldi.
Belki de Ankara ve yerel yönetimlerin birlikte çalışabilecekleri yeni bir düzenlemeye ihtiyaç da olabilir.
Ve yine anlıyorum ki; bu mesele sadece Ege’nin kıyılarına özel bir sorun da değil.
Örneğin ben bu konuda yazdıkça Türkiye’nin her yerinden mesajlar gelmeye başladı.
Zonguldak’tan gelen mesaj da var, Kahramanmaraş’tan da gelen de.
Yani konu sadece kıyıların, tatil beldelerinin sorunu olmaktan çoktan çıkmış.
Müzik gürültüye dönünce hayat zehir oluyor.
Şöyle diyorlar genellikle mesajlarda...
“Bu müzik değil bir gürültü... Ve bizi bu eziyetten kurtarın...”
Ben Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un konuya daha fazla eğileceğini ve yeni düzenlemeler için çalışacağını düşünüyorum.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran göreve gelmeden önce bu sözü Çeşmelilere vermişti.
Bunun için belediye bünyesinde hazırlık yapmıştı, yetki devrini bekliyordu.
Ben gelecek yıl Çeşme’nin daha düzenli olacağını düşünüyorum.
Bu arada şu notu da iletmem gerekiyor.
Bakanlığın devri yapmasından sonra da mesajlar artmaya başladı.
Çoğu bu yetki devrinin yerinde ama gecikmiş olduğunu söylüyordu. Sezonun bitmek üzere olduğu doğru.
Ben olaylara günlük bakmıyorum; her bakanlığın öncelikleri var, pandemi de gündemi olağanüstü hale getirdi.
Yaz başında olsaydı elbette daha iyi olurdu ama bu düzenlemeleri yapmak için hiçbir zaman geç değil.
Ben büyük fotoğrafa baktığımda bu adımın önemli bir gelişme olduğunu görüyorum.
Bir de mesajlarda...
“Bakalım şimdi göreceğiz...”
“Ben bir şey değişeceğine inanmıyorum.”
“Böyle gelmiş böyle gider...” diyenlere benim de şöyle bir cevabım var.
Yaşadığımız olumsuz durumlardan, sorun olan toplumsal meselelerden sadece siyasetçiler sorumlu değildir.
Sorumluluk hepimizindir.
Siyasetçileri yüreklendirecek, denetleyecek yine bizleriz.
Bize düşen görevleri hiç unutmayalım.
Siyaset yapan insanları yalnız bırakmamak, doğru yaptıkları şeyleri desteklemek gibi şeyler örneğin...
Değişim kolay olmuyor.
Hep birlikte olabiliyor.
Özgener’e bir teşekkür
BİR bölgenin, bir kentin gelişmesinde siyasetçiler kadar fikir önderlerinin de önemli rolleri var.
Sivil toplum olmadan demokrasiler olgunlaşmıyor.
Örneğin bu gürültü meselesinde İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener’in önemli katkıları oldu.
Özgener; birçok işletmeyi temsil eden büyük bir odanın başkanı...
Ama aynı zamanda İzmir gibi turizmde iddialı olan bir kentin gelişmesini en çok isteyen odanın da başkanı...
Korurken geliştirmek, değiştirmek mümkün olabiliyor.
Ve böyle yapmalıyız.
Türkiye’nin turizmde gözbebeği Ege’nin her bir kıyısını korumalıyız.
Özgener’e üstlendiği bu misyon için teşekkür ederim.
Bir teşekkür de
Kurum’a ve
Albayrak’a
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un gürültü için denetleme yetkisini Çeşme Belediyesi’ne devretmesini kamuoyu çok olumlu karşıladı. Başkan Ekrem Oran’ın Kurum’a teşekkür etmesi de siyaseten çok şıktı. Bundan sonra benzer yorumlar, teşekkürler, siyasi jestler görürsek çok daha mutlu oluruz.
Bir teşekkür de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir il Müdürü Ömer Albayrak’a etmemiz gerekir. Albayrak değerli bir bürokrat... Kentle bütünleşen biri... Kendisini takip ediyorum. İzmir’in sorunlarını biliyor, çözüm odaklı olmasını beğeniyorum. Olayları konuşmakla kalmıyor, fikri takip de yapıyor. Bu son dönemde bürokrasi gördüğüm en büyük eksiklik...
Devlet bir bütün ve çarklar iyi, doğru çalıştığında ortaya iyi sonuçlar çıkıyor.
Hem Bakan Kurum, hem İl Müdürü Albayrak’ın bir turizm kenti olan İzmir’in sağlıklı büyümesine katkı yapacağını biliyorum.
Hadi başkan şu
manifestoyu
beraber yazalım
ŞİMDİ Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran’a düşen bir görev daha var. O da iyi hazırlanmış bir manifestoyu yayınlamak. Bunu yaparken de geniş bir konsensüs aramalı. Dünyada örnekleri ve iyi uygulamaları var. Belki de bu manifesto yani ilkeler bütünü Türkiye’nin diğer turizm bölgelerine örnek de olur. Zaten olmalı ve bir şeyler değişmeli.
İlkelerin olmadığı hiçbir yerde düzen de olmaz.
Ve yine hatırlatıyorum.
Bunu sadece siyaset yapamaz.
Her bir işletmeye bir polis dikemeyiz.
Denetleyen bizler olacağız.
Siyasetçiler ve bürokrasi gereğini yapacak.
Yeni yıla Çeşme, Bodrum, Marmaris gibi Türkiye’nin turizm merkezleri ellerinde manifestolarla girmeli.
Paylaş