Paylaş
Atatürk’ü, felsefesini, hayata bakışını, bizlere bıraktığı mirası okuyarak, anlayarak, içselleştirerek büyüdük.
Hala “Atatürk” dendiğinde gözlerimiz dolar.
Atlas’ı da dünyanın kabul ettiği bu önemli lideri anlatarak büyütüyoruz.
Bu filmi yıllar önce izlemiştim.
Turgut Özakman’ın senaryosunu yazdığı Atatürk’ün hayatını konu alan bir filmdi. Yönetmenliğini Hamdi Alkan yapmıştı. Filmde Halit Ergenç Atatürk’ü canlandırmıştı.
Filmde dede rolünü üstlenen Çetin Tekindor, torunu rolünü üstlenen Batuhan Karacakaya ve arkadaşlarına Atatürk’ü anlatıyordu.
Kamera ilkokul 5. sınıfta okuyan bir grup çocuğun, Atatürk’ü daha iyi anlamaları için verilen ödevi inceleyen görüntüleriyle çekime başlar. Bu ödev onlar için Ata’mızın yaşamına ve kurtuluş öyküsüne yapılacak uzun ve öğretici bir yolculuktur. Bu yolculukta onlara önderlik edecek olan, çocuklardan birinin ödüllü tarihçi dedesidir. Bu dede diğer tarihçilere hiç benzememektedir. O, tarihi sıkıcı bir geçmiş olarak anlatmaktan çok uzak, sanki fantastik bir dünyanın tarihçisidir. Çocuklara Mustafa Kemal’in çocukluğunu, okul hayatını, askerlik kariyerini mümkün olduğunca gerçekçi aktarmaya kendini vakfetmiştir. Onları Kurtuluş Savaşı’nın en önemli cephelerine götürür, dünyada eşi görülmemiş bir direniş gösteren Türk halkının eşsiz kahramanlarıyla tanıştırır. Cumhuriyet’in kuruluşuyla yoktan var edilen ülkenin emeklerini ve Ata’nın hayran olunası insani özelliklerini bazen canlandırmalar, bazen de tarihten gelen fotoğraf ve videolarla öğretir.
Yerinde durmakta zorlanan Atlas, nefes almadan büyük bir dikkatle filmi sonuna kadar izledi.
Ve finalde ağzından şu cümle çıktı.
“Melike öğretmenime bu filmi ders olarak verdiği için teşekkür edeceğim...”
Bu ülkeyi seviyoruz
TARİHÇİ İlber Ortaylı’nın kitaplarından birinden aldığım bir not vardı. Şöyle diyordu;
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kendine has, bazı çarpıcı özellikleri vardır. Yabancı dillerde devlet Türk imparatorluğu diye, coğrafi olarak vatanımız Türkiye diye anılmasına rağmen devletimizin ismi ilk defa ‘Türkiye’ olarak zikredilmiştir. TBMM’nin 23 Nisan 1920’de kuruluşu, tarihte 1400 yıl sonra devlet hayatında ilk defa Türk isminin kullanılması anlamına da gelir.”
Ülkemizi, Türkiye’yi, Cumhuriyet’imizi seviyoruz.
Çocuklara armağan
edilen bir bayram
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tam 101 yıl önce çocuklara armağan etti.
“Dersimiz Atatürk” filminde Atatürk’ün çocuklarla olan ilişkisi çok güzel işlenmişti.
Genelkurmay Başkanlığı, kısa bir süre önce 23 Nisan dolayısıyla Atatürk’ün çocuk sevgisini gösteren, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı ve Foto Film Merkezi Komutanlığı arşivlerindeki az bilinen fotoğrafları Anadolu Ajansı ile paylaşmıştı. İster yurtiçi gezilerinde, ister aile sohbetlerinde olsun Atatürk’ün yanında mutlaka çocukları görmek mümkündü. Ziyaretleri sırasında çocuklarla yakından ilgilenen, sohbet eden Atatürk’ün Adana’da bir okulu ve Türkkuşu uçuş alanını ziyareti sırasında çekilen fotoğraflar, Yalova’da tanışarak tedavisini üstlendiği ve okula başlamasını sağladığı çoban Mustafa ve manevi kızı Ülkü ile fotoğrafları da paylaşılan albümde bulunuyor.
Bu filmde bu çocuklardan da örnekler vardı.
Selahattin Duman da
nurlar içinde uyusun
BİR gazeteci dostumuzu, büyüğümüzü, ağabeyimizi de daha sonsuzluğa uğurladık. Selahattin Duman sıkıcı konuları bile çok farklı açılardan, çok renkli anlatabilen bir gazeteciydi. Hayatın siyasetten ibaret olmadığını hep anlattı. Siyasetten geri kalan kısmının habercilik için de önemli olduğunu hep söyledi. Bir hiciv ustasıydı. Ve büyük bir gazeteciydi. Nurlar içinde uyusun.
Bu kötü örnekler
moral bozuyor
GEÇENLERDE yazmıştım, kripto paralarla ilgili düşüncelerimi... Klasik iktisatçılar dijital paralara hala bir direnç gösteriyorlar. Haklı oldukları yanlar çok... Devletler de gelişmeleri izliyorlar, otoritelerini kaybetmemeye çalışıyorlar. Ama blockchain gerçeğini de göz ardı edemeyiz. Ok yaydan çıkmış durumda ve ekonomileri dijital paralar yakın bir gelecekte daha fazla etkileyecek.
Thodex ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyorum. 400 bin yatırımcının 2 milyar doları şu an kayıp... Ve nasıl bir işlem yapılacağı belli değil. Merkezi bir otorite ve denetim yok. Sadece bizde değil, bütün dünyada böyle... Bu örnekler acaba yeni düzenlemeleri tetikler mi, yoksa gelişmelere göre mi hükümetler hareket eder, yaşayıp göreceğiz.
Benim üzüldüğüm girişimcilik öykülerinin baltalanıyor olması. Birçok girişimci ve bunlara destek verecek sermayeler bu kötü örneklerden dolayı çekinebilir.
İşte buna izin vermemeliyiz.
Paylaş