Paylaş
“Londra sevdalısı Engin Bey’i bu yaz İzmir’e getiririm, bir de Saat Kulesi’nin önünde fotoğraf çektiririm diyorsan...”
Ya da...
“Her tatilde Frankfurt’a giden Emre Bey’i bu yaz İzmir’e getiririm, bir de nefis kumru yediririm” diyorsan...
Ya da...
“Yaz tatillerini Roma’da geçiren İdil Hanım’ı bu yaz İzmir’e getiririm, bir de üstüne Efes Antik Kent’i gezdiririm diyorsan...”
Ya da...
Hayata mola vermek istiyorsan, nefes almak istiyorsan, yeniden başlamak istiyorsan, güvende olmak istiyorsan, 365 gün güneşi görmek istiyorsan, spor yapmak istiyorsan, sağlıklı beslenmek istiyorsan...
Üstelik...
Yarım saat, kırk beş dakika içinde bunları alternatifleriyle yapmak istiyorsan, her gittiğin yerde film çekebilecek kadar etkileniyorsan...
Oturup buralarıyla ilgili roman, şiir yazmak istiyorsan; ruhunu besleyen, ruhunu dalgalandıran, ruhunu çoğaltan ve aynı zamanda hayaller kurduran bir yer istiyorsan...
Bu tutkuyu anlatırken heyecanlanıyorsan, kalbinin çarpmasını engelleyemiyorsan...
En güzel aşklarını burada yaşamışsan, yeni aşklara yelken açmaya hazırsan...
Geleceği düşünürken, geleceği kurgularken, seni sen yapan bütün ayrıntıları düşünürken “İzmir” diyorsan, “Ege...” diyorsan...
Gel arkadaş...
İzmir’e gel...
Çanakkale’den Fethiye’ye kadar; dünyanın en güzel coğrafyasına gel...
Ama gelirken bir fikrinle gel...
“Kırmızı Kent” Hürriyet’in yeni yarışması; İzmir için, Ege’nin bu eşsiz coğrafyası için, Türkiye’nin dünyaya söyleyebileceği bir şeyleri olduğu için...
Herkes haklı ama bizim de bir sözümüz var
Eminim siz de böyle düşünüyorsunuzdur.
“Bütün yıl çalışıyorum, tatilde sadece dinlenmek istiyorum...”
“Her yıl bildiğim yere gidiyorum, sonuçta tatil günlerim belli, onları neyle karşılaşacağımı bilmediğim bir yere giderek tatilimi riske atamam...”
“Çocuklarımla rahat tatil yapabileceğim yerlere gitmeyi tercih ediyorum...”
“Memleketimizde görecek çok yer var ama bir tane tatilim var, onu da neyle karşılaşacağımı bilmediğim bir yerde geçirmek istemiyorum...”
“Çocuklarım memleketimizi tanısın istiyorum ama tatil günlerim sayılı, bir sürü şehir var, nereden başlayacağımı bilemiyorum...”
Doğru...
Herkes haklı...
Herkesin zamanı kısıtlı, herkesin bir sürü planları var, herkesin riske girecek kaynağı az, herkesin beklentileri farklı...
Ama...
Merakı da var, yeni yerler görmek isteği de, kendisine yeni şeyler söyleyecek coğrafyaları keşfetme arzusu da...
Ben İzmir ile hayaller kurarken; hep böyle düşündüm.
Ve hem yazdım, hem söyledim, hem de içimden geçirdim.
İzmir’in söyleyeceği çok şey var...
Hem Türkiye’ye, hem dünyaya...
O yüzden yerel yönetimlerin ne düşündükleri, ne yaptıkları önemli; o yüzden devletin desteği önemli, o yüzden uluslararası büyük organizasyonlar önemli, o yüzden yeni projeler önemli, o yüzden geçmişe sahip çıkmak önemli, o yüzden geleceği kurgularken maziyi hatırlamak önemli, o yüzden bu değerleri anlatmak, pazarlamak önemli...
O yüzden reklam dünyası, medya dünyası önemli...
“Kırmızı Basında En İyiler Reklam Ödülleri”, kendini sadece İstanbul’la sınırlamıyor artık. Üç yıldır Kırmızı Bölge ödülleri veren Kırmızı, şimdi de Türkiye’nin her yerine gidiyor.
Ama önce İzmir ile başlıyor.
İlanlar yarışacak ödül töreni 15 Mart’ta olacak
Kırmızı Ödülleri ve TÜRSAB, İzmir’de turizmi canlandıracak yaratıcı, farklı fikirleri arıyor. O fikri biz buluruz diyorsanız, Kırmızı Kent Reklam Yarışması’na katılmanızı öneririm. Türkiye’deki tüm reklam ajansları yarışmaya davetli. Ayrıca tek ya da ekip halindeki katılımları da kabul ediyoruz. İzmir için üretilen yaratıcı basın reklamları kıyasıya yarıştıktan sonra reklamcılardan ve TÜRSAB temsilcilerinden oluşan jüri, İzmir’de gerçekleştirilecek organizasyonda yarışmanın birincisini açıklayacak. Not edin; törenimiz 15 Mart Cuma günü...
Paylaş