Paylaş
200 milyar dolarlık kişisel serveti var, şirketlerinin değeri trilyon doları çoktan geçti.
Jeff Bezos’tan bahsediyorum. 1.3 milyon çalışanı var ama daha önemlisi dünyadaki herkese dokunabiliyor.
Bezos Amazon’u 1994’te garajında kurmuştu. O zaman yalnızca internet üzerinden kitaplar satan bir şirketti. Bugün paket teslimatından dizi, film platformuna kadar sayısız alanda hizmet veriyor.
Müthiş bir organizasyon, insan hayranlıkla izliyor.
Henüz 57 yaşında...
Çok genç, belki de bir insanın en verimli döneminde olmasına rağmen geçenlerde çalışanlarına bir mektup yolladı.
Dedi ki;
“Amazon’un CEO’su olmak büyük bir sorumluluk ve zaman gerektiriyor. Böyle bir sorumluluğunuz varken başka işlerle uğraşmak zor. İlgilendiğim başka alanlara zaman ayırmak istiyorum...”
Bezos, uzay keşfi ve iklim krizi ile mücadele için kurduğu diğer şirketlerine vakit ayıracak.
Ayrıca sahibi olduğu Washington Post gazetesine de zaman ayırmak istediğini söylüyor.
Bezos’un bu yılın ikinci yarısında görevi bırakması bekleniyor. Yerine ise Amazon’un Bulut Bilişim Departmanı’nı yöneten Andy Jassy gelecek.
Jassy, Amazon Web hizmetlerini kurup, milyonlarca kullanıcılı bir bulut platformuna dönüştürmesi ile tanınıyor.
Bu haberi okuyunca bizim şirketlerimiz ve o şirketlerin kurucuları aklıma geldi.
Türkiye’deki büyük sanayicileri yakından tanıdım.
Bir çoğu sadece iş kurmamışlardı, sektör de yaratmışlardı.
Hele 50’lerin Türkiye’sinde bu şirketlerin büyük kısmı, İzmir’de, Ege’de kurulmuştu.
Gazeteci olarak çoğuyla, hatta tamamıyla iyi ilişkilerim oldu.
Onların başarı öyküleri beni her zaman heyecanlandırmıştır.
Ama kurucu büyükler görevlerini çocuklarına, profesyonellerine devretmediler, devredemediler.
Ve çoğu küçüldü, satıldı, piyasadan çekildi.
Hepsine de yazık oldu.
Büyük markaların nasıl küçüldüğünü gözlerimizle gördük, hissettik.
Bu duyguyu anlıyorum.
Kurdukları şirketleri çocuklarına dahi devrederken içlerinin titrediğini biliyorum.
Ama bunu yapmak lazım.
Şirketlerin devam etmesini istiyor, kurumsal bir hale dönüşmelerini arzu ediyorsak; bu adımları da atmalıyız.
Gerektiğinde bırakmayı, devretmeyi de öğrenmeliyiz.
En çok İzmir’deki
aile şirketlerinde
AİLE şirketlerinde bu sorunlar çok yaşanıyor. Kurucu büyükler muhafazakar davranıyorlar. Gelen ikinci, üçüncü kuşak da daha çok şirketleri korumak için adım atıp, atılım yapmakta çekiniyorlar. Korumak onlar için daha doğru bir strateji gibi geliyor.
Özellikle İzmir’deki aile şirketlerinde bunu çok sık görüyorum.
Oysa dünya öyle farklı bir yere gidiyor ki, durduğunuzda küçülüyorsunuz.
Başkalarının yapmasını beklediğinizde olayları dışarıdan seyrediyorsunuz.
57 yaşındaki Bezos, dünyanın en büyük şirketinden ayrılırken üzülmüyor.
Kendisine, hobilerine, sevdiği uğraşlara vakit ayıracağı için seviniyor.
Aslında aktif görevi bırakıyor, şirketini terk etmiş de değil.
Bizde ise 57 yaşına gelmiş ama aile büyüklerini hala ikna edememiş çok ikinci, üçüncü kuşak biliyorum, tanıyorum.
Kurucular hala masanın başındalar ve hala görevlerini bırakma niyetinde değiller.
Musk kimi işaret edecek?
Son günlerde Elon Musk’ı izliyor musunuz?
Yeni sosyal medya uygulaması Clubhouse’da bir yayına katılmasıyla küçük yatırımcılar Clubhouse Media Group isimli şirketin hisselerine hücum etti. Uygulamayla alakası olmayan firmanın hisseleri bir günde yüzde 57.8 yükseldi. Bu yanlış anlaşılmayla şirketin piyasa değeri 444 milyon dolarlık artışla 1.21 milyar dolara çıktı.
Musk aslında bunu hep yapıyor.
Geçen ay da WhatsApp yerine Signal’i tavsiye edince yatırımcılar gidip başka bir şirket olan Signal Advance’ın hisselerini almıştı.
Türkiye’de Musk kadar etkili kim olur bilemiyorum ama piyasaların bu kadar manipüle edilmesinin faturası küçük yatırımcılara çıkar hatırlatayım.
Türkiye’de de son yıllarda herkesin gözü borsada...
Taksiye biniyorsunuz, şoförün gözü ekranda...
Restoranların açık olduğu dönemde garsonların kendi aralarındaki konuşmalara tanıklık ediyordum.
Herkesin gözü oralarda da ekranda...
Ve sosyal medya hesaplarından kurulan sohbet odaları, şirket tavsiyeleri...
Hepsi birer manipülasyon...
Az kazanabilirsiniz ama bu işi yıllardır yapan uzmanlara danışmadan tek bir hisse bile almamak lazım.
Çünkü burada esas olan aldığınız hisseyle şirkete ortak olmanızdır.
Bunu unutmayın.
Bu sefer işimiz daha zor
BİRKAÇ gün dışında soğuk hissetmedik.
Ama uzun bir kuraklık döneminden sonra sel olabilecek kadar yağan yağmur gördük.
Ardından açan bir gökyüzü ve ocak, şubatta 20 dereceyi bulan sıcaklıklar da yaşadık.
Elbirliğiyle, hep birlikte, bütün dünya, herkes iklim değişikliğini yapmış olduk.
Hepimize hayırlı olsun...
Pandemi biter, bitecek.
Ve sonra iklim değişikliğinin getirdiği olumsuz şeylerle uğraşacağız.
Ve bu sefer işimiz daha zor.
Paylaş