Benim doktorların notu kıt

PANDEMİ öncesinde de birçok kişi hayatına sporu, düzenli beslenmeyi sokmuştu. Ama salgından sonra sanki dikkat edenlerin sayısında önemli bir artış var. Amatörce spor yapanların, yediğine içtiğine dikkat edenlerin sayısında artış görüyorum.

Haberin Devamı


Bana gelince bu disiplini hiç bozmadım.
Yürüyüşlerimi hiç bırakmadım. Hatta her yıl üzerine koydum. Her gün değil belki ama en az üç gün 15 kilometreleri de geçen etaplar yaptım.
Diğer günlerde de 10 bin adımı hedeflerimi hep tutturdum.
Yemeğe gelince inanın yiyen değil hep tadan oldum.
Mümkünse iki öğünle sınırladım. Son lokmamı geç saatlere bırakmamaya çalıştım.
Tabii benim gibi gece mesaisi de olan bir işte çalışınca buna uymak zor ama yine de kilo kontrolü yapmaya çalıştım.
Büyük ölçüde de tutturduğumu görüyorum.
Yıllardır kıramadığım 1 kilom vardı.
Pandemi döneminde onu da kırmayı başardım; epey de altına indim.
Doktorlarım “Artık yeter” deyince gazdan ayağımı çektim.
İki öğün, bazen de iki buçuk öğünle devam ediyorum.
Sebze, meyve ağırlıklı beslenmeyi sürdürüyorum.
Ekmeği hayatımdan çıkardım, şekeri de yok denecek kadar azalttım.
Probiyotik dengemi korumaya çalıştım.
Evden yapılmayan turşuyu, yoğurdu ağzıma sokmadım. Gluteni de sıfırladım.
Yapılacaklar listesine uyuyorum.
Artık doktorlarımdan “Aferin” almayı hak ettiğimi düşünüyorum.
Ama benim doktorların notu kıt.
Hala “8” veriyorlar.
“10” alabilmem için daha ne yapabilirim ki?
Yine de iyi bir öğrenci olduğumu arada söylüyorlar.
Geri kalan da hayatın mola taraflarında bana kalanlar olsun.
“8” bana şimdilik yeter...

Haberin Devamı


O bir spor moderatörü

SİZİ Kevin Borg ile tanıştırayım.
Ben çok iyi tanıyorum.
Saint Joseph’ten sınıf arkadaşım.
Pandemiden sonra “Nasıl spor yaparım, neler yapmalıyım?” diye düşünüyorsanız.
Ya da “Sporla birlikte yediğime, içtiğime de dikkat etmem gerekir” diyorsanız, danışabileceğiniz isimlerden biri...
Bireysel koç...
Hayatınızı şekillendiren, yeni hayat çizen bir moderatör...
Hayatının her döneminde amatör ya da profesyonel düzeylerde değişik spor dalları içerisinde oldu.
Atletizmin dallarından olan orta ve uzun mesafe koşu yarışlarına 2005 yılından bu yana düzenli ve yarışmacı olarak yurt içinde ve yurt dışında katıldı. Türkiye’de, İtalya’da, Hollanda’da, Almanya’da olmak üzere 30’un üzerinde tam maraton, çok sayıda yarı maraton ve değişik mesafelerde yine çok sayıda yol yarışlarına katıldı. Tabii epey de kürsüye çıktı. Masterlar Türkiye Şampiyonası Pist yarışlarında 5000 metre ve 10000 metre mesafe yarışlarında dereceler elde etti. Masterlar kapalı salon Türkiye Şampiyonası’nda 3000 metre finalinde kürsüye çıktı. Balkan Masterlar Atletizm Şampiyonası’nda farklı yıllarda Türkiye takımı ile yarı maraton koştu. 2014 yılında İzmir’de düzenlenen Avrupa Masterlar Avrupa Şampiyonası’nda tam maraton yani 42 kilometre 195 metre koşarak 3 kişilik Türkiye takımında yer aldı. Ve Avrupa ikincisi oldu. Atletizm kariyerinde yerli ve yabancı birçok antrenörle ve danışmanla çalıştı. 2014 yılının 4 aylık bir bölümünü Afrika, Kenya, İten’de geçirdi. Bu konuda dünyanın en iyilerinden Mo Farah, Wilson Kipsang, Lornah Kiplagat, Geofrey Ronnoh ile kamp yapıp deneyimlerini geliştirme fırsatı buldu. Farklı antrenörlerden, koşu ortamlarından, yarışlardan, başarı ve başarısızlıklardan kazandığı sayısız deneyimi koşu ve spor sevdalısı insanlarla paylaşmak adına koşu, yürüyüş, kardiyo ve sağlıklı yaşam alanlarında antrenörlük ve danışmanlık hizmetleri vermeye başladı.
Ben arada Kevin ile spor yapıyorum.
Yürüyüşte fena değilim, hatta iyiyim.
Koşu da benden çok daha iyi...
O kadar da olsun...

Haberin Devamı


Sporcu olmayabiliriz
ama sporsuz kalamayız

KEVİN Borg’a spora, hayata, günlük hayata nasıl bakmamız gerektiğini sordum.
Bana anlattı, sizin için notlar aldım.
* Bizler hareket üzere tasarlanmış canlılarız. Ancak hareket halinde olursak beden ve ruhumuz dengeli bir şekilde ve sağlıklı çalışır.
* Teknolojik kolaylıklara sahip olmayan atalarımız meyve toplamak için zıplamak ya da eğilmek, avını kovalamak ya da avlanmamak için koşmak veya bir yerden bir yere gitmek için saatlerce yürümek zorundaydı. Bunun yanında bu kadar enerji harcarken günde üç öğün yiyip yiyemeyeceği de şüpheliydi.
* Günümüz insanı geliştirdiği teknolojik olanaklar sayesinde birçok yaşamsal ihtiyacını hareket etmeden ya da minimum hareket ederek karşılar oldu. Bu yaşam tarzı kendisinin konfor alanını genişletti ancak farkına varmadan fabrika ayarlarından uzaklaştığı için bedensel ve ruhsal sağlığı arasındaki dengeyi kaybetti ve hareketsizliğe bağlı birçok fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklarla boğuşmak zorunda kaldı.
* Çağımız insanına ihtiyacı olan fiziksel hareketliliği sağlayacak tek araç spordur.
* Spor yaparak insan kolaylıkla ve düzenli bir şekilde ulaşabildiği yiyecek ve içeceklerden aldığı gereksiz enerjiyi yakar, bedensel ve ruhsal sağlığını bir denge içerisinde muhafaza eder.
* Fabrika ayarlarımızda olan “hareketliliği” sağlayan spor bilinçli yapılmalıdır.
* Sportif aktivite kişiye özeldir. Antrenman programı istenilen ve gerçekçi olarak seçilen bir hedefe yönelik, kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyolojik şartlarına göre tasarlanmalıdır.
* Spor yapmak ile sporcu olmak ayrı kavramlardır. Sporcu, spor yapmayı ve buna uygun yaşamayı yaşam tarzı olarak seçmiş kişidir.
* Herkes tabii ki sporcu olmak zorunda değildir. Ancak dengeli, üretken, sağlıklı bir yaşam isteyen herkes bilinçli bir şekilde hareket etmek ve bunu bir ömre yaymak zorundadır.

Yazarın Tüm Yazıları