Bazen şirket kurulmaz bir sektör yaratılır

Örneğin sektörde ciro 4 milyar doları geçmiş. İhracat ise 1.6 milyar dolara gelmiş. Su ürünleri ihracatı 2000’li yıllar 79 bin ton iken 2021 yılında 471 bin tona çıkmış. Hedef 500 bin tona ulaşmak. İlk kez bu yıl yetiştiricilik avcılığı geçmiş. Aslında bu 2030 yılının hedefiymiş, şimdiden yakalanmış.
Bu rakamları duyunca yıllar öncesine gittim.
Yaşar Holding’in Onursal Başkanı Selçuk Yaşar ile Çeşme’de buluşur sektör konuşmaları yapardık.
Su ürünleri sektörü bugün buralara geldiyse inanın Selçuk Yaşar’ın bunda büyük katkısı vardır.
Zaten Sinan Kızıltan da sık sık Selçuk Bey’in adını andı.
Her fırsatta yazmışımdır.
Selçuk Yaşar sadece iş kurmamış sektör de yaratmıştır.
Rakamlar da bunu gösteriyor.
Su ürünleri ihracatımız 2011 yılında 424 milyon dolarken 2021’de 1.4 milyar dolara ulaşmış.
Sinan Kızıltan dedi ki; “Bugün sadece New York’un değil tüm dünyanın bildiği en popüler caddelerden biri Manhattan 5’inci caddede Türk balığı satılıyor.”
New York’a gittiğimde restoranlarda Türk balığı olduğunu özellikle söylüyorlardı.
Kızıltan devam etti; “Hava kargoda kapasite ne kadar geliştirilse ABD’ye ürünlerimizi o kadar satarız. Kargo uçaklarının sayısı artmalı. Yeni uçaklar filoya katıldığında ihracatımız da artacak.”
İhracat adımlarının atıldığı günlerde yine Selçuk Yaşar’dan bir fikir gelmiş ve sektörün kendi kargo uçağını almasını önermiş.
Tabii o günden bugüne çok şey değişti.
Artık ihracat rakamları ve tonajları bir filo gerektiriyor.
Ama anlaşılıyor ki; uçak kargo sayısı artsa sektör çok daha hızlı büyüyecek.

 
Büyük uçakların altı balık dolu

LEVREĞİMİZ, çipuramız artık meşhur...
Ama rakamlar şunu gösteriyor ki yakında somonumuz da çok istenen olacak.
Dünya levrek ve çipura ihracatında en büyük ikinci ihracatçısı olduk; Avrupa’nın ise en büyüğüyüz.
Somonda ise büyükler arasına gireceğiz.
Bu arada Muğla ve İzmir’in toplam su ürünleri ihracatımızın yüzde 62’sini gerçekleştirdiğini de unutmayalım.
Sinan Kızıltan bahsetti; “Son yıllarda İzmir İstanbul seferlerinde hep büyük uçaklara denk geliyoruz. Nedeni biziz, bizim sektör... Evet; uçaklar dolu... Ama uçakların altı da balık dolu.”
Sektör büyüyor, gidilecek daha çok yol olduğunu görüyorum.

 
Brexit’i savunanlar
bile fikir değiştirdi

YENİ bir ankete göre, İngiliz nüfusunun sadece yüzde 43’ü İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının iyi bir karar olduğunu düşünürken, yüzde 57’si bunun bir hata olduğuna inanıyor.
Yani Brexit’i savunanlar bile bugün bu düşüncede değil.
İlginç örnekler de veriliyor.
İngiltere’de birçok sektörde tedarik zinciri bozulmuş durumda.
Ülkede en az 100 bin kamyon şoförüne ihtiyaç olduğu söyleniyor.
Analistler kamyon şoförlerinin çoğunun Doğu Avrupa’dan geldiklerini, Brexit’ten sonra hepsinin ülkelerine geri döndüğünü söylüyor.
Bütün bunların üzerine enflasyon ve enerji fiyatlarındaki artışlar da eklenince Brexit’i destekleyenlerin pişmanlıkları daha da arttı.
Demokrasilerde elbette referandumlar önemli ama görüldüğü gibi ortaya çıkan sonuçlar her zaman tatmin edici olmuyor.

 
10 yıl sonra maç
izlettiren Jesus

FENERBAHÇELİ bir dostum dedi ki; “Futbola küsmüştüm. 10 yıl sonra Jesus’un yönettiği Fener’i yeniden seyretmeye başladım...”
Jorge Jesus’un takımı olduğu kadar seyirciyi de motive ettiği kesin...
Ama daha önemlisi oynattığı oyun önemli...
Daha çok ofansif ve futbolu güzelleştiren bir stratejiyle oyuncularını sahaya sürüyor.
Elbette oyuncu kalitesi çok önemli ama işin başında olan kişinin öngörüsü de değerli.
O yüzden futbol sadece futbol değildir.
İçinde felsefesi, öyküsü, stratejisi olan her şey ilgiyle izlenir.