Başka Alperen’ler ölmesin diye

Minik Alperen’in babası Serkan Sakin’in o sözleri hala aklımda...

Haberin Devamı

 “Keşke Alperen’in videosunu, fotoğrafını daha fazla çekseydik. Baktıkça bunu anlıyorum. Tavsiyem bu, daha çok anınızı çekin...”
Bayramda Sakin ailesi oğullarının kabrini ziyaret etmişlerdi; ellerinde o çok sevdiği şekerlerden ve emziği vardı.
Sizi bilemiyorum ama beni derinden sarsan haberler bunlar...
Bir de siz Sakin ailesini düşünün.
Sabah okula gitmek için servisine bindiriyorsunuz; o servistekiler, o okulu yönetenler çocuğunuzu unutuyor.
Akıllarına geldiğinde de iş işten geçmiş oluyor.
Bununla da bitmiyor.
Senaryo yazılıyor, senaryo oynanıyor.
Allahtan vicdanlı birileri çıkıyor da gerçekleri söylüyor.
Yoksa dosya kapanacak.
Görüyoruz ki; ihmaller zinciri var.
Ama şu da net ki; servis, okul bu ihmaller zincirinin son halkaları arasında...
Eğer bu ve benzeri olayların önüne geçmek istiyorsak; bu halkaları tek tek ele almamız gerekiyor.
Yani en başta doğru düzgün okullarımızı kuruyor muyuz, gerekli denetimleri hakkıyla yapıyor muyuz, eksikleri ve gerekli önlemleri alıyor muyuz?
Benim bu sorulara verilecek cevaplar konusunda endişelerim var.
Çünkü bunu benzer her olaydan sonra “Bu son olsun” deniyor, ancak hepimizi kahreden olayların sonu gelmiyor.
Ve korkarım ki; yine gelmeyecek.
Sakin ailesinin bir tek isteği var.
Ki...
Ben çok doğru buluyorum.
“Alperen’ler ölmesin, zarar görmesin, aileler perişan olmasın” diyorlar.
Çok haklılar...
Bir de “Caydırıcı ve ders niteliğinde bir karar bekliyoruz” diyorlar.
Bu konuda da kamuoyunun bir beklentisi olduğunu söylemeliyim.

Haberin Devamı

Asıl sorgulamamız gerekenler

Alperen’i ölüme götüren beş hatayı bilirkişi şöyle sıralamış.
* Mesul müdürün okulda bulunmadığı dönemde gerekli kontroller yapılmamış.
* İnisiyatif tamamen çalışanlara bırakılmış, olay günü sabah saati okulda yoklama yapılmamış.
* Servis hostesinin işe başlatılmasına rağmen bildirilmemiş, eğitim verilmemiş.
* Çocuklar karşılanmamış, yoklamanın erken saatte alınmaması sorgulanmamış.
* Kurumda acil durum eylem planı yapılmamış. İlk yardım müdahalelerinde bulunacak personel yetiştirilmemiş.
Ya arkadaş...
Bu vahim ve bilmediğimiz hatalar zinciri yapan bir okula, yetkililer, denetim yapanlar daha önce neden kilit vurmazlar?
Bence asıl siz bunları sorgulayın...

Haberin Devamı

Bir de Umut davası vardı

Bir olayı daha geçenlerde verdik.
Hatırlayın İzmir Karabağlar’da annesiyle parkta oynarken bir maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 6 yaşındaki Umut Ceylan’ın davası tam 5 yıldır devam ediyor.
En son mahkeme olay günü 112 acil servisinin ne zaman arandığının belli olması için bir yazı yazılmasına karar verip mahkemeyi ertelemiş.
Gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Umut yaşasaydı bugün 11 yaşında bir delikanlı olacaktı.
Aileyi düşünsenize tam beş yıldır mahkemelere gidip geliyor.
Yazılar yazılıyor; bilirkişi raporları isteniyor, inceleniyor.
Beş yıl, bu...
Ceylan ailesini Umut’larını asla unutumaz ama dava bitmeden de gerçek anlamda huzura kavuşamaz.
Kimse bana hukuk sistemimiz tıkır tıkır işliyor demesin.
Geç gelen adaletin adalet olmadığını yine hatırlatmak isterim.

Haberin Devamı

İzmir marinalarını istiyor

İzmir körfezini uzun zamandır bu kadar canlı ve renkli görmemiştim.
Yatlar ve yelkenlileri izlemek gerçekten de çok keyifliydi.
Hafta sonu da yazdım.
İzmir neden bir Barselona, Nice, Cannes, Saint Tropez gibi olmasın?
Buralara gidenler çok iyi bilir ki; fiziki olarak İzmir’in bu saydığım yerlerden hiçbir farkı yoktur.
Üstelik İzmir’i zenginleştiren yerler de var.
Urla, Seferihisar, Karaburun, Çeşme, Alaçatı gibi her biri ayrı bir destinasyon olabilecek yerler İzmir sınırları içinde...
Üstelik İzmir Körfez Geçişi projesiyle birlikte kentin çehresi değişecek ve kent yeni bir siluet de kazanacak.
Körfezdeki deniz kirliliği artık bitiyor.
Büyük kanal projesi tamamlandığından beri kirlilik denize akmıyor.
Tek yapılması gereken; körfezin taranması...
Bu konuda da adımlar atıldı ancak çalışmaların başlaması bekleniyor.
Gördünüz yatlar Konak Pier’e bağlandı.
Konak’ı bugüne kadar bu kadar güzel gördünüz mü?
Ben marinaları bir kent mobilyası olarak görüyorum.
Ve İzmir’e çok yakışacağını biliyorum.
Peki soruyorum?
Neden yapılmıyor, ne bekleniyor?
İzmir birden fazla marinayı hak etmiyor mu?
Bence ediyor.
İzmir Körfez yarışı çok güzel bir etkinlikti, emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Yazarın Tüm Yazıları