Aynı masada oturup el sıkışarak kalkabilmeliyiz

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi açılış konuşmasını beğendim.

Haberin Devamı


Dedi ki; “Kongremiz, çokluğa ve birliğe yapılan bir çağrıya dönüştü. Biliyorum ki geleceğin Türkiye’si, artık gücünü çeşitlilikten alan bu köklerin üzerinde yükselecek. Böylelikle bu topraklar yeniden canlanacak. Bu canlanmanın şifrelerine gelince... 1. Aramızdaki farklılıkların bizi çoğalttığını, zenginleştirdiğini gördük. 2. Kadınlar olmadan yarım kaldığımızı gördük. 3. Dünyanın kendi etrafımızda döndüğü yanılmasından kurtulup dayanışmayı büyüttüğümüzde hayatın güzelleştiğini anladık.”
Ve devam etti; “Modern iktisat kuramı, doğadaki kaynakların sınırlı, insan ihtiyaçlarının ise sınırsız olduğunu söyler. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin geldiği nokta ise bunun tam tersini ortaya koydu. Biz bu kongrenin hazırlık çalışmalarında gördük ki, geleceğin dünyasında doğadaki kaynakların sonsuz, insan ihtiyaçlarının ise sınırlı olduğu anlaşılacak. Yoksa bu gezegenin bizi, insan türünü taşıma kabiliyeti yakın bir süre sonra ortadan kalkacak. Klasik iktisadın doğadaki kaynaklara kısıtlı olarak bakması öyle sanıyorum ki döngüsel düşünememesinden kaynaklanıyor. Oysa ki insan uygarlığını ekosistemin bir parçası olarak tasarlarsak, doğadan ödünç aldıklarımız, kullanıldıktan sonra yaşam döngüsü içinde bambaşka bir ihtiyacı karşılayabilir.”
Bazen siyaset asıl konuşmamız gerekenleri ıskalamamıza neden oluyor.
O yüzden maskesiz, eldivensiz, rozetsiz yapılan toplantılara, konuşmalara, buluşmalara ihtiyacımız var.
Bu da yetmeyebilir.
Aynı masada oturup el sıkışarak, sarılarak, birlikte hareket ederek, ortak hayaller kurarak da kalkabilmemiz lazım.
Biliyorum kolay değil.
Ama denemeliyiz.
Bütün dünyada yaşananlar, son yaşadığımız yıkıcı deprem, sele dönüşen yağmurlar, giderek azalan su kaynakları, doğanın olağanüstü halleri hepimize yeni bir dünya düzeni üzerine konuşmamız gerektiğini söylüyor.
Konuşalım, daha çok konuşalım.

Haberin Devamı

Aynı masada oturup el sıkışarak kalkabilmeliyiz

 
Karsu hepimizi ağlattı

Haberin Devamı

İKİNCİ Yüzyılın İktisat Kongresi sanatçı Karsu’nun minik konseriyle başladı.
Karsu Antakyalı ve ailesinden birçok kişiyi son depremde kaybetti.
Duygusal bir konuşma yaptı ve dedi ki; “Ben bugün sadece sanatçı Karsu değilim. Türküm, Hataylıyım, Antakyalıyım, Karsu köyündeyim. Depremde vefat eden Aliye ve Meral halamın yeğeniyim. Tuna ablamın, Aziz ağabeyimin kuzeniyim. Bugün Pelin, Hira ve Hazal’ın teyzesiyim...”
Ben dahil salondaki herkesin gözleri doldu.
Karsu Hollanda’da Amsterdam’da yaşıyor.
Deprem sonrası Hollanda’da başlatılan bir kampanyaya da öncülük etti.
120 milyon euro toplandı.
O gün bir şarkı söyledi.
Neşet Ertaş’ın “Neredesin sen” şarkısını...
Neden bu şarkıyı söylediğini anlattı.
Karsu Hatay’da konser vermeye gittiğinde büyük bir izdiham olmuş. Konsere gelenler Karsu’ya ulaşmak için uzun kuyruklar oluşturmuş. Güvenlik de giderek artan bu kalabalığı görünce kısa bir buluşma ayarlamış sonra da konser alanından Karsu’yu çakırmışlar.
Karsu için gelen akrabaları ona ulaşamayınca sesli mesaj bırakmışlar telefonuna...
Sevgi sözcüklerinin ardından “Neredesin sen” demişler.
O gün görüşemedikleri depremde enkaz altında kalmışlar.
Karsu ağlayarak bu yaşadıklarını anlattı.
Ve Neşet Ertaş’ın o çok sevilen türküsünü söyledi.
“Şu garip halimden bilen, işveli nazlı... Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen? Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm... Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen? Ben ağlarsam ağlayıp, gülersem gülen... Bütün dertlerimi anlayıp, gönlümü bilen... Sanki kalbimi bilerek, yüzüme gülen... Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?” salonda hep birlikte söyledik.

Haberin Devamı

Aynı masada oturup el sıkışarak kalkabilmeliyiz

 
Türkiye seçimlerini
dünya medyası izliyor

DÜNYA medyasını yakından takip ediyorum.
Türkiye’deki seçimler ve yorumlar çok sıkı takip edildiğini söylemeliyim.
Şu anlaşılıyor.
Türkiye sadece jeopolitik konumundan dolayı değil; köklü bir geçmişi, büyük bir ekonomisi, genç ve yetişmiş insan kaynağı potansiyeli ve birçok farklı nedenden dolayı da önemli bir ülke...
Ve eksiklerine rağmen demokrasi geleneğini yaşatan ve sürekli geliştiren bir ülke olması açısından da değerli...
Dünya medyasının yaptığı yorumların satır aralarından bunu rahatlıkça anlıyorsunuz.

 
Bob Geldof’u dinlemek

İRLANDALI müzisyen, söz yazarı ve aktivist Sir Bob Geldof 71 yaşında… Adnan Saygun’da, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin önemli konuşmacılarından biriydi.
Şöyle dedi; “Ne yaparsanız yapın, başlayın. Çünkü cesarette akıl vardır, sihir vardır, güç vardır. Bizim aklımız var, gücümüz var, sihrimiz var...”
Şahane bir söz.
Akılsız cesaretin kısa, cesaretle aklın birleştiği durumlarda ise değişimi tetikleyen bir unsur olduğunu düşünüyorum.
Ve önemli bir şey söyledi.
“Dünya bazı ülkeleri görmezden gelebilir ama Türkiye’yi asla görmezden gelemez...”
Ben de aynen böyle düşünüyorum.
Bunun farkında olmamız gerektiğine de inanıyorum.

Haberin Devamı

Aynı masada oturup el sıkışarak kalkabilmeliyiz

Yazarın Tüm Yazıları