Paylaş
O günlerde ben de her fırsatta yazdım.
“Gerekirse kapanalım ama okulları açık tutmak için bunu yapalım” diye...
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer “Yüz yüze eğitimi açıyoruz” dedi ve her türlü hazırlıkları tamamladıklarını söyledi.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Okullar artık kapanmayacak” dedi ve ilave etti.
“Çocuklarımız 1.5 yıldır akranları ve öğretmenleriyle bir arada olamadılar. Salgın devam ediyor ama çocukları okullardan uzak tutma lüksümüz kalmadı. Okullarımızı açık tutmakta, çocuklarımıza akranlarıyla birlikte en iyi eğitimleri vermekte kararlıyız.”
Ben kendi oğlumdan biliyorum.
Atlas okula gideceği için o kadar mutlu ki...
Ve biz maalesef bu dönemde AVM’leri, restoranları daha çok konuştuk.
Aşıların bilimsel onay almasından sonra bana göre artık devletlerin çok daha kararlı davranması gerekir.
Aşı olup olmamak herkesin kendi tercihi olabilir.
Ama aşı olmayanların kamu alanlarına girişleri de belirli kurallar çerçevesinde olmalı.
AVM’ye, restorana girerken de, toplu taşıma kullanırken de pozitif olmadığını kanıtlamak zorunda olmalı.
Aşılılar aşısızlardan bu sefer daha çok hoşgörü bekliyor.
Ve yine tekrarlıyorum.
Bir buçuk yıllık eğitim eksiğini mutlaka tamamlamamız gerekir.
Bu dönemin en mağdurları çocuklarımızdır.
Ve çocuklar geleceğimizdir.
Mehmet Gürel Kapani hatırlattı
Urlalı Theodorakis
Urlalı Seferis
“URLALI annenin oğlu Mikis Theodorakis” diye yazdım.
Theodorakis bir kültür elçisiydi, bir Türk dostuydu.
Ve bir tarafı Egeli, bir tarafı Akdenizliydi.
Yani bizim gibiydi, bizden biriydi.
Giritli baba Yorgos Theodorakis, Çeşme Urla doğumlu Aspasia Pulaki’nin çocuğuydu.
Mehmet Gürel Kapani hatırlattı.
“Urlalı annenin oğlu Theodorakis’in Urlalı şair Yorgo Seferis’in şiirinden yola çıkarak yaptığı beste Sto Perigiaili To Kryfo... Seferis öldüğü zaman Atina halkının sokaklara dökülüp hep bir ağızdan arkasından söylediği şarkıydı” diye...
Bu toprakların kıymetini bilelim.
İzmir o yüzden bir kültür başkentidir.
Ve insanlık adına önemli bir adrestir.
Livaneli’den dostu
Mikis’e şiir
MİKİS Theodorakis; Zülfü Livaneli, Aziz Nesin, Yaşar Kemal gibi sanatçılarla 1986 yılında Türk-Yunan Dostluk Derneği’ni kurmuştu. Livaneli Theodorakis’in ardından duygularını anlatan bir şiir paylaştı.
Ve şöyle yazdı:
“Girit’te dağılan saçlarını Efes’te toplayan...
Okyanus gibi kabarıp Olimpos dağı gibi patlayan dostum Mikis...
Söyle kimiz biz? Savaş, ölüm, açlık, sürgün, hapis derken...
Tespih tanesi günlerimizden vahşi bir çavlan gibi fışkıran dostum Mikis...
Söyle kimiz biz?
Sözlerin anlamını korumaya adanmış ömürlerden...
Ve reçine kokusundan mersinlerin, yanık türküler çıkaran dostum Mikis...
Peki kimiz biz?
Neydi mesleğimiz mesela tuz basmak mı? Aşk ve ölüm yaralarına?
Ya da yakamozlanan denize dalıp inciler çıkarmak mı yavuklunun nazlı boynuna?
Dostum Mikis... Söyle bana, kimiz biz, sahi kimiz biz? #MikisTheodorakis”
Mikis Theodorakis müthiş bir sanatçıydı.
Livaneli’nin şiiri de müthiş olmuş.
Hız limitlerini yeniden konuşalım
ARKADAŞLARIM anlattı.
İzmir’i Karşıyaka’ya bağlayan Altınyol’da trafik cezaları yemişler.
Ceza yedikleri hız 72...
Ben buradaki hız limitinin 82 olduğunu düşünüyordum. Daha doğrusu tabelalar ve elektrikli panolar öyle yazıyordu.
Eve giderken dikkat ettim.
Bazı yerde 82, bazı yerde 70, bazı yerde de 50 kilometrelik tabelalar gördüm.
Şimdi soruyorum.
Bu gizlenen tabelaları o akan trafikte kim görecek?
Görse de 82’yle giden bir araba 100 metre sonra 50’ye nasıl inecek?
İnse bile İzmir’in artık İstanbul’a benzeyen o trafik kaosunda bir kazaya neden olmaz mı?
Bence artık hız limitlerini yeniden değerlendirmenin zamanı geldi. Şehir içinde elbette hıza izin vermemek lazım ancak Altınyol’da da 82’den 50’ye, bazen de 70’e inip çıkan hız limitlerini gözden geçirmek gerekir.
Futbolla aramdaki mesafe artıyor
BİR süredir futbola mesafeliydim.
Son aylarda bu mesafem artmaya başladı.
Hele son günlerden sonra soğumaya da başladım.
Nedenini sormayın.
Biraz bakın etrafınıza, biraz okuyun yazılanları anlarsınız.
Paylaş