Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan; toplantı sonrasında açıklamalar yaptı.
Ve yeniden aşı olma çağrısı yaptı.
Aşı olmayan öğretmenlerin ve eğitim kadrosuna da PCR zorunluluğu geldiğini söyledi.
Yine kapalı mekanlar için de aynı koşullar geçerli.
Örneğin daha önce de Futbol Federasyonu aşı olmayanların maçlara giremeyeceğini ya da test isteneceğini açıklamıştı.
Bütün bu adımları doğru buluyorum.
Çünkü çember artık çok daraldı.
Ve bir daha kapanmaya kimsenin tahammülü yok.
Pandemi döneminde herkes mağdur oldu.
Ama çocuklarımızın büyük sıkıntılar yaşadığını görüyorum. Bu süreçte ben çok sık benzer yazılar yazdım.
Eğitime ara verilmemesi gerektiğini söyledim.
Aşı ve PCR zorunluluğu elbette caydırıcı olacaktır, aşı olmayanları da belki de ikna edecek bir metot olur.
Devlet haftada iki kez yapılacak test ücretlerini karşılayacak. Baktım sosyal medyada bu karara tepkiler vardı.
Bence bunu da bir süreye bağlamak gerekir.
Ya da gerçekten bağışıklık sistemi sorunları ve alerjileri olanlar için doktor raporlarıyla belgelenenler haricinde bu uygulama bir süre sonra bitebilir.
Ben bilime inanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Ve bilim aşıdan başka bir çare olmadığını söylüyor.
Ben de en başında gönüllü olarak bu sürece destek verdim.
Ve yine söylüyorum ki...
Aşı olmayanlara elbette saygım var.
Ama bu saygının karşılıklı olması gerektiğini düşünüyorum.
Siyaset çözüm üretmek için var
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’yi makamında ziyaret etti. İzmir depreminde hasar gören orta hasarlı binaların dönüşümü için Dünya Bankası’ndan alınması hedeflenen 340 milyon dolarlık kredinin hızlanması için ortak hareket etme kararı aldıklarını söylemişler.
Siyasette İzmir bakışının, hoşgörüsünün, anlayışının Türkiye’ye yayılması gerektiğini hep yazanlardanım.
Siyasetin doğası gereği bazen sertleşmeler olabilir.
Ben bunu normal karşılıyorum.
Ama bu sürekli olamaz.
Toplum siyasetten etkilenir.
Siyasetçilere düşen tansiyonu düşürmek, toplumsal meselelerde ortak çözümler üretmek, hizmet odaklı işler yapmaktır.
O yüzden bu fotoğrafı gerçekten önemsiyorum.
Kentsel dönüşümü
doğru yapalım
İZMİR depreminin farkındalık yaratmış olmasını umarım. Yaşadığımız her felaketten dersler çıkarmamız gerekir. Bu arada özellikle Bornova bölgesinde hasarlı binalarla ilgili sürecin hızlandırılması gerekir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşümü hızlandırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi bakanlıkla işbirliği yapıyor. Ancak bu bölgede yaşayan, evleri hasar görmüş ya da yıkılan vatandaşların da bazı talepleri var. Türkiye yatay mimariye geçmeli. Bunu son günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan da çok sık dile getiriyor. Kentlerimizi daha modern, daha sağlıklı, mimari açıdan da güzelleştirmeliyiz. Bornova’da yıkılan, yıkılacak binalar 8 katlıydı. Şimdi beş kata izin veriliyor. Depreme özel bir çözüm gerekiyor. Bizler de konuyu takip ediyoruz.
Güngör abiyi unutmuyoruz
GÜNGÖR Uras’ı ölümünün üçüncü yılında andık. Güngör abi özel bir insandı. Türkiye’yi çok iyi tanırdı, dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederdi. Bitmeyen enerjisine hep hayran kalırdık. Kırmadan, incitmeden, kendine has üslubuyla olduğu her yerde fark yaratırdı. Güngör abiyle unutulmaz anlar, günler yaşadık. Telefonun diğer ucunda olması, başımız sıkıştığında fikrini almamız benim için hep çok değerliydi. Güngör Uras’ı unutmuyoruz, unutamıyoruz.
Yapay zekada beklenti çok
İlginç bir bilgi
4 yıl sonra GSYH’nin yüzde 5’i yapay zekadan gelecek. Bu alanda çalışan sayısının da 50 bine çıkarılması hedefleniyor. Yapay zeka stratejisinin tüm kamu tarafından sahiplenilmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı Genelgesi de Resmi Gazete’de yayımlandı.
Bence bu alanda Türkiye daha iyisini yapabilecek insan kaynağına sahip...
Dijital dünyayı, yapay zekayı uzun bir süredir takip ediyorum.
Ve inanın İzmir’de bir kümelenme yaşanıyor.
Bence bu konuya İzmir’in fikir önderlerinin daha çok ilgi duymasına ihtiyaç var.
O kadar bilgi kirliliği var ki
SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca görülen vakalarda Delta varyantının yüzde 90’ları geçtiğini açıkladı. Aşıların bile bazen yetersiz kaldığı bu yeni varyanta rağmen hala aşı direncini gerçekten anlamıyorum. Sosyal medyada öyle kirli bilgiler var ki; bilimden uzak, akıl ve mantıktan uzak... Hep yazıyorum. Aşı olmak istemeyenleri anlıyorum. Ama bari abuk subuk bilgilere inanarak ve yayarak kafaları karıştırmasınlar.
Paylaş