Anketlere değil sokağın nabzına bakıyorum

Avrupa’nın birçok yerinde seçimler oldu ve bazıları bizimle yakın tarihlerde sandık başına gidecek.
O sonuçlara da bakıyorum; büyük yanılmalar var.
Kabul edilebilir oranların çok ötesinde farklı sonuçlar çıkıyor.
Dolayısıyla seçimlerle ilgili anketlere biraz ihtiyatlı bakıyorum.
Hele Türkiye’de adaylar belli olmadan yapılan anketlere şahsen hiç bakmıyorum.
Bayram sonrası yapılacak ve geniş kitlelere ulaşan anketler bizlere bir fikir verebilir.
Bu seçimin farklı özellikleri olduğunu unutmayalım.
Birincisi geniş ittifaklar var.
Birbirine yakın partiler olduğu gibi çok farklı fikirlerde olan partiler de bir arada...
Örneğin Millet İttifakı’nda geçmişte çok tartışmalar içinde olan CHP’yle Saadet Partisi var. Merkeze oturmuş bir İYİ Parti var. AK Parti’den kopmuş Gelecek ve Deva partileri var. Geçmişte merkez sağın çatısı olan Demokrat Parti var.
Dolasıyla farklı tabanlara sahip bu partilerin bir araya geldiklerinde nasıl sonuçlar alacağını bilmiyoruz.
Cumhur İttifakı’nda da ana gövde AK Parti’de toplanıyor. MHP, ittifakın en güçlü partisi; yanında Yeniden Refah, Hüdapar ve Büyük Birlik Partisi var.
Son anda DSP de ittifaka katıldı.
Burada da farklı tabanlar var.
Zaman zaman ortak açıklamalar bazen de zıt görüşler dile getiriliyor.
O yüzden kafalar karışık, sonuçları herkes gibi ben de merak ediyorum.
Anketlere elbette bakıyorum, takip ediyorum.
Ama genel bir fikir vermesi için mayıs başını bekliyorum.
O güne kadar ben sokağın nabzına bakıyorum.

Bir de sokak
röportajları var

İzliyorum tabii ki...
Ama orada da farklı görüşler var.
Hükümeti destekleyenler de var, eleştirenler de...
Burada da aynı yerdeyim.
Ben izlediğime değil, gördüklerime bakıyorum.
İnsanların içinde oldukça, onlarla konuştukça daha başka düşünüyorum.
Siyaset o yüzden sokakta yapılıyor.
Medyanın yönlendirmesi olabilir, bütün dünyada yapılıyor.
Ama asıl gerçek dediğim gibi sokağın dilinde oluyor.

Bol kontenjanlı İzmir listesi

İzmir özelinde şunu söyleyeyim.
Seçmen daha iyi listeler bekliyordu.
İki ittifak için de söylüyorum.
Millet İttifakı’nda kontenjanın çok olması bu sefer rahatsızlık yaratıyor.
Kenti iyi tanıyan isimlerle takviye edilseydi İzmirliler daha mutlu olurdu.
O yüzden CHP listeleri bir hayli eleştiriliyor.
İyi Parti’de Aytun Çıray’ın son çıkışları epey konuşuluyor.
TİP İzmir’de bir sürpriz yapabilir, bu ara partinin kampanyası çok konuşuluyor.
AK Parti’de üç dönem kuralına takılan isimler oldu. Elbette en önemli isim Binali Yıldırım’dı. Yıldırım’ın siyasetteki ağırlığını kabul etmek lazım. Binali Bey adaymış gibi çalışıyor yine de... Yıldırım’ın Cumhur İttifakı’nın seçimi kazanması halinde bakanlık ya da Cumhurbaşkanı Yardımcılığı’na getirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Hamza Dağ da bir diğer AK Partili isim...
Dağ’ın parti teşkilatındaki etkisini unutmamak gerekir.
Özetle...
Bol kontenjanlı bir İzmir listesiyle seçimlere gidiliyor.
Sonuçlarını göreceğiz.

Sanal haber sunucuyu da gördük

Kuveyt’teki bir medya kuruluşu, yapay zeka kullanan ilk sanal haber sunucusunu televizyonlara çıkardı.
Fedha adlı yapay zeka spikeri ilk haberini Kuwait News’in Twitter hesabı üzerinden yaptı.
Kuwait News’in genel yayın yönetmen yardımcısı bir açıklama yaptı; AI’nın yeni ve yenilikçi içerik sunma potansiyelini test ettiklerini söyledi.
Sarı saçları ve açık renkli gözleriyle dikkat çeken Fedha, Kuveyt’in gurbetçi nüfusunu yansıtıyor.
Video büyük ilgi gördü, tabii eleştiriler de vardı. Bazıları sanal sunucuyu bir yenilik olarak överken, bazıları yapay zekayı haber merkezlerinde kullanmanın etik olmadığını savundu.
Kuveyt AI tarafından üretilen sunucuyu kullanan ilk ülke değil. 2018’de Çin’in devlet haber ajansı kendi sanal sunucusunu açıklamıştı.
İlginç bir döneme giriyoruz.
İnsanları AI ile değiştirmenin ülkedeki muhabirler için daha az ifade özgürlüğüne yol açıp açmayacağı tartışılıyor.
Sonraki adımları, aşamaları gerçekten merak ediyorum.