Alışkanlıklar değişti tatil yapanlar için bile

Hürriyet Daily News’in İzmir temsilciliğini yaptı. Sonra da Türkiye’nin önemli şirketlerine tecrübelerini aktardı. Antalya’yı, turizmi çok iyi biliyor.
Pandeminin turizmdeki trendleri ciddi oranda değiştirdiği bir gerçek... Artık tatilcilerin önemli bir kısmı, başka bir ülkede tatile gittiklerinde iki şeyden emin olmak istiyorlar.

Serdar diyor ki; “Hastalanırlarsa gerekli sağlık hizmetini sorunsuz ve maliyetsiz bir şekilde alabilecekleri tatil destinasyonları istiyorlar. Hastalanma veya seyahat kural değişikliği durumlarında, bir an evvel evine dönebilme imkanı sunabilecek kısa, orta mesafeli tatil destinasyonlarına bakıyorlar. Yani en fazla 2 - 2.5 saat mesafedeki ve uçuş imkanlarının daha çok sunulduğu tatil bölgelerini tercih etmeye başladılar. Bu iki faktör artık büyük tur operatörleri tarafından da belli noktalarda, PCR testleri, karantina durumunda konaklama gibi garanti edilmeye başlandı. Bunun bazı örneklerini 2021 yaz sezonunda gördük.”
2022 sezonunun turizm açısından çok iyi bir yıl belki de 2019’u geride bırakacak bir dönem olacağından emin...
Çünkü büyük tur operatörlerini ve hava yolu şirketlerini çok iyi tanıyor, planlamalar da bunu gösteriyor.
Bence Omicron sonrasında dünya rahat bir nefes alacak.
Belki de yıllık aşılarla birkaç yıl daha yaşamaya devam edeceğiz.
Serdar ile hep kafa yorduğumuz bir konu var.
Bütün bu koşullar ve iyileşmeler İzmir’e nasıl yansıyacak?
Örneğin kruvaziyer turizmle atak yapan ve sadece gemilerle 1 milyondan fazla turisti ağırlayan İzmir yeniden bu rakamların üzerine çıkabilir mi?
Serdar Alyamaç’a göre İzmir, özellikle orta Avrupa ve birçok bölge için 2-2.5 saatlik bir uçuş mesafesini ve verilen sağlık hizmeti de tatilcinin bu kaygılarını ortadan kaldırıyor.
Serdar diyor ki; “Yapılacak iki şey var. Pandemi etkilerini de göz önüne alarak, İzmir’in sahip olduğu değerleri ve sunduğu imkanları tur operatörlerine ve son kullanıcıya sürdürülebilir bir şekilde anlatmak. Sürdürülebilirdeki kasıt 2 ay bunu yapıp, 3 ay ya da 10 tane tur operatörünü ziyaret edip bırakmak değil. Ürün çeşitliliğini göz önüne alarak her alanda zamana yayarak bu iletişimi hedef kitleye göre çoklu kanallarda sürdürmek gerekiyor. Kitle turizminin etkili oyuncuları tur operatörlerini bir kenara bırakırsak, orta ve uzun vadede İzmir için özellikle bireysel tatilcilere sunulacak kişiselleştirilmiş tatil seçeneklerinin çok etkili olabileceğini düşünüyorum. İzmir’in yapısı yani yatak kapasitesi, konsepti, diğer tatil destinasyonlarına oranla kısa sezonu niş grupları ön plana çıkarıyor.”
İşe kruvaziyerleri yeniden getirterek başlayalım.
Ve düzenli tanıtımlara devam edelim.


Antalya’nın alternatifi İzmir

GEÇENLERDE Antalya’daydım.
Yatak kapasitesi 600 binleri geçmiş.
Kabul edelim ki; Antalya artık turizmin başkenti sayılan kentlerden biri...
Oteller yeni, tematik, alternatifli ve büyük organizasyonları çok ideal...
Böyle olunca merkezi turizmi koyup birçok alanda genişleme yapabiliyorsunuz.
Sağlık da onlardan biri...
Birçok hastanenin Antalya’da kümelenmesi boşuna değil.
Türkiye’de sağlık hizmetleri birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi...
Hem de hızlı...
Kendi yakınlarımdan, arkadaşlarımdan biliyorum.
Birçok kişi aylarca MR, tomografi çektirmek için sıra bekliyor.
Ameliyatlar için de öyle...
Üstelik gerçekten çok iyi doktorlara sahibiz.
Zaten giderek artan bir sağlık turizmi var.
Hasta sayısı artıyor, ameliyat için gelen birçok kişi, Antalya’da kalıp tatilini yaptıktan sonra ülkesine dönüyor.
O yüzden Antalya zincirlerini kırmış durumda.
Benzer bir tablo İzmir için de geçerli.
Çok sayıda ve iyi hastanelere sahip bir kent İzmir...
Ancak Antalya’daki nitelikli yatak sayısına ulaşabilmesi mümkün değil.
Bana göre yeni otel yatırımlarına İzmir’de çok ihtiyaç var.
Hem şehir otellerine, hem de kıyılarda büyük yatırımlara da var.
Çünkü Antalya’yı tercih etmeyen turistler, İzmir’e gelebilir.
Bu konuda girişimleri olan hastaneler var biliyorum.
Belki de daha organize ve birlikte hareket edebilecekleri bir platform da kurabilirler.

Sanata dokunanların
hayalleri sınırsız olur

PANDEMİDEN en çok etkilenen sektörlerden biri özel eğitim kurumlarıydı. Arada Özel Alkış Müzik ve Bale’nin sahipleri Hande Kibaroğlu ve Gülşah Çetinkaya Taraşlı’yla konuşuyoruz. Örneğin onlar pandemi döneminde de kurslarına devam ettiler. Çünkü sanat ara, mola isteyen bir şey değil.
Bu süreç onların da farklı modeller denemelerine neden olmuş.
Hobi amaçlı bale ve müzik okulu olmanın yanında, konservatuvar öğrencileri için de yaz master classlar yaptılar.
Benim hoşuma giden bu projelere ek olarak eğitim kurumlarından faydalanamayan imkanları kısıtlı öğrenciler için de bir sosyal sorumluluk projeleri yürütmeleri...
Bunlardan bir tanesi Türkiye’deki göçmen çocuklarının hem toplum yaşantısına hem de müzik eğitime uyum projesi...
Keşke bu projelerin sayısı artsa ve daha çok kurum tarafından desteklense...
Önce İzmir ve Ankara ayakları olacak; sonra bakarsınız Türkiye geneline yayılır bu fikir...
İzmir özelinde yapmak istedikleri bir konu daha var.
O da imkanları kısıtlı olan çocuklarımızın, gençlerimizin sanata dokunması...
Bu sayede hayata daha güçlü dokunmaları...
Hande ve Gülşah; “Sanattan dokunuşları olan çocukların hayalleri sınırsız gelişebilir” diyor.
Katılıyorum.
Ve inanın sanatla değişen birçok hayat biliyorum.
Özellikle de bu imkana sahip olmayan çocuklara bu olanaklar tanındığında sadece kendi hayatları değil; bütün aile, bütün çevre değişiyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kentin birçok kurumu Hande ve Gülşah’ı bu konuda yalnız bırakmayacaktır.

Hülya Nutku hep aklımızda

HÜLYA Nutku hocamızı unutmak mümkün mü?
Özdemir Nutku hocamızı da...
Şehir tiyatrolarının kurulması için ikisi de ne çabalar sarfetti.
Türk tiyatrosuna ne emekler verdiler.
Ve ikisi de birer yıl arayla aramızdan ayrıldılar.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Prof. Dr. Hülya Nutku’nun anısını yaşatmak için Tiyatro Oyunu Yazma Yarışması düzenliyor. Eserlerin son teslim tarihi 1 Mart 2022.
Nutku’lar sayısız ismi sanat dünyamıza kazandırdı.
Şimdi de Türk edebiyatına ve tiyatrosuna yeni yazarlar kazandırmak, teşvik etmek ve yeni eserlerle ulusal tiyatromuzda farklı bakış açılarına yer verilmek isteniyor.
Tiyatroya gönül verenler bu fırsatı kaçırmasın.