Aklımda kalan o kareler

İZMİR iş dünyasının yakından tanıdığı isimlerden biriydi Ataman Bükey...

Haberin Devamı


Benim de gazetecilik hayatımda sık konuştuğum, dertleştiğim insanlardan biriydi.
Vefat haberini alınca kendi arşivime girip yazılarıma, fotoğraflara baktım.
Ve 13 Aralık 2009’taki bir yazımı buldum.
Şöyle yazmışım;
***
Bazen çalışma odamdaki arşivimde saatler nasıl geçiyor anlamıyorum.
Geçmişte yazdığım bir yazı, kesip sakladığım bir haber ya da bir fotoğraf, beni alıp başka dünyalara götürüyor.
Anıları hatırlamak, dostlukları konuşmak, yaşanmışlıkları bir film şeridi gibi gözden geçirmek beni çok rahatlatıyor.
Elime 15 yıl öncesinin fotoğrafları geçti.
Ahmet Piriştina kahkahalarla gülüyor, Şinasi Ertan da ona katılmış, Ataman Bükey, Metin Akpınar var aynı karede...
Hürriyet’in İzmir’deki binasının hemen yanında Key Plaza’da ya da Fuar Kültürpark’ta çekilmiş fotoğraflar...
Ahmet Piriştina’yla Kipa’nın Genel Müdürlüğü’nü yapmış Yılmaz Attila Karşıyaka sahilinde yürürken...
Metin Akpınar ve Ahmet Piriştina’nın etrafında toplanmış çalışanlarla...
Elimden birçok kare geçerken; ben de bir gazeteci olarak tanıklık ettiğim günlere dönüyorum.
Ahmet Piriştina Tansaş Genel Müdürlüğü’nden ayrılmış, yeni bir model yaratmak için görüşmeler yapıyor.
Piriştina’nın kafasında İzmirli 100 işadamını bir araya getirerek yeni bir Tansaş yaratmak var.
O günkü konuşmaları hatırlıyorum; “Tansaş’lar küçük mağaza formatında, biz büyüğünü yapacağız. Hipermarket olacak” deniyordu.
İzmirlileri aynı masa etrafında toplamak, üstelik bir de ortak yapmak hiç kolay değildi. Piriştina, perakende sektöründe hızlı gelişmeler olacağını söylüyordu.
Piriştina’nın sözlerini duyar gibi oluyorum.
Şinasi Ertan’ın herkesi kucaklayan konuşmalarını...
Yılmaz Atila’nın o heyecanını...
Elbette Kipa’nın doğumunda emeği geçen 100 İzmirli önemli iş insanını ve profesyonel kadroyu da unutmamak gerekiyor. Nezih Öztüre’nin Belçika Fahri Konsolosu olmasından dolayı Belçikalılarla kurulan bağlantılar.
Cem Bakioğlu’nun, Tufan Ünal’ın emeklerini...
Turhan Boro, Teoman Baygan, Sadrettin İşçimenler, Samim Sivri, Osman Aydemir gibi isimlerin katkılarını...
Ve onlarca ismi buluşturan ortak hayali... Bunları neden yazıyorum.
Fotoğrafların bazılarının arkasına not düşmüşüm.
Kasım 1994, aralık 1994 diye...
Kipa’nın Genel Müdürlüğü’nü yapmış; Tesco’nun 2003’te Kipa’yı almasıyla Kurumsal İlişkiler ve Hukuk Direktörlüğü’nü yapan Yılmaz Atila’yla o günleri konuştum.
Şöyle dedi;
“Beni Kipa’da işe alan Ahmet Piriştina’ydı. O zamanlar Tekstil Grup Sorumlusu olarak çalışıyordum. Çok heyecanlı bir dönemdi hepimiz için. İzmir için çok yeni bir konsepti hayata geçirmiştik. Mağaza önünde oluşan kuyrukları unutmak mümkün değil. Şirketlerin belli kurallar içinde kendilerini geliştirebildikleri sürece başarılı olduklarına inanıyorum. 15 yıl önce bir mağazayla işe başlayan, İzmir’e birçok yeniliği getirmiş olan Kipa, işte bu yüzden şimdi çok daha büyük, çok daha yaygın. Bu başarıda pay sahibi olmak, doğduğum şehre belli bir hizmet üretmiş olmak benim için çok önemli. İzmir’de sokakta yürüdüğümde insanların beni tanımaları, Kipa gibi akıllara, kalplere kazınmış bir isimle özdeşleştiriyor olmaları benim için büyük mutluluk.”
Arşivimdeki her zarfın içinde farklı anılar, farklı öyküler var.
***
Ve o karedekilerden biri daha aramızdan ayrıldı.
Ataman Bükey nurlar içinde yatsın.

Haberin Devamı

Aklımda kalan o kareler
Aklımda kalan o kareler

Haberin Devamı


Döneminin başarı öyküsüydü

Ve RAKS...
Türkiye’nin en teknolojik, en modern işletmelerinden biriydi. Kurucusu Aslan Önel’in yanında İzmir’in tanıdığı bir isim daha vardı; Ataman Bükey...
80’ler, 90’larda hangi eve girseniz bir Raks ürünü olurdu.
Müzik dünyasının mabedi Raks’tı.
Raks bugünün teknolojik devrimine nasıl ayak uyduramadı.
Uydursaydı da global bu oyuncular, markalar Raks’ı bırakır mıydı, o ayrı bir konu...
Ama Raks döneminin bir başarı öyküsüydü.

 


Yarım kalan bir öykü oldu

KİPA modeli yani çok ortaklı şirketler bir dönem İzmir kamuoyunun çok gündemindeydi.
Kipa’dan sonra EGS, Güçbirliği gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren şirketler oldu.
Bu model başka şehirlerine de ilham kaynağı oldu.
Kipa’nın satılışı, EGS’nin 2001 krizinde yara alması, Güçbirliği’nin elini koluna bağlayan Basmane projesi bu çok ortaklı şirketlerin büyümesine engel oldu.
Oysa tasarrufu az olan bizim gibi ülkelerde çok ortaklı yapılar iyi yönetilirse başarılı olabilirler.
Bu şirketlerdeki beklenmeyen sonuçlar yenilerinin ortaya çıkmasını engelledi.
Yani bu öykü biraz da yarım kalmış oldu.

Yazarın Tüm Yazıları