Paylaş
O hafızam, neleri kaydetti bugüne kadar... Ne fotoğraf kareleri, ne çarpıcı görüntüler, ne insanlar, ne olaylar... Binlercesi beynimde, o geniş arşivde... Arada bakıyorum onlara, arada hatırlıyorum, arada çıkarıp önüme koyuyorum. En umutsuz, en mutsuz günlerimi neşeli hale dönüştürsünler diye. En mutlu halimde içimdeki şükretme duygusunu hatırlatsınlar diye...
İnsan bazı şeyleri unutamıyor, unutmak istemiyor. Anılar o yüzden önemli; anılar o yüzden hatırlanmalı. Geleceğe daha güzel bakabilmek için, Anılar arşivimi seviyorum. Ve o özel günlerden birini sizler için açıyorum.
Birkaç hafta önce İstanbul’daydım. Yanımda Habertürk Egeli’nin Yayın Yönetmeni Osman Gencer ve sevgili Saadet Mançe vardı. Doğruca Kemerburgaz’a gittik, Bolluca Çocuk Köyü’ne... Bu köyü çok duymuştum ama ilk defa ziyaret ediyordum. Bizi muhteşem insanlar karşıladı. Hepsi inanmış, içi sevgi dolu ve eli öpülesi insanlar... Yaptıklarının karşılığında hiçbir şey istemiyorlar, beklemiyorlar. Yeter ki köydeki çocuklar mutlu olsun, sevgiyi eksik hissetmesinler, ağlamasınlar, hep gülsünler, güzel hayaller kursunlar, Türkiye’ye yararlı insanlar olsunlar, dünyayı yeniden yorumlasınlar, yeniden şekillendirsinler istiyorlar.
Bazıları gece gündüz orada, bazıları tatil bile yapmıyor, bazıları yeni planlar yapıyor.
Çünkü biliyorlar ki, bakılması, elinden tutulması, sırtı sıvazlanması, sevgiyle kucaklanması gereken daha çok çocuk var.
Onlar Koruncuk Vakfı’nın değerli gönüllüleri, üyeleri ve “Koruncuk Çocukları...”
Anlattılar, not alamadım. Ellerim titredi, gözlerim yaşardı, her birini alınlarından öpmek, “Ben de varım” demek istedim. Ben de varım, evet... Bundan sonra ben de varım, siz de olun ama...
Burası farklı bir yer, çünkü hep ayrıntılarla uğraşıyorlar. En küçük şeyi atlamamaya çalışıyorlar. Bolluca’ya kabul edilen çocuklarla evleninceye, iş sahibi oluncaya kadar ilgileniliyor. Bununla da bitmiyor, buraya girenler birer gönüllü oluyor sonra...
Köyü gezdik, çocuklarla oynadık, sohbet ettik, beraber yemek yedik. Nasıl mutlu oldum anlatamam, ne kadar içim rahatladı, ne kadar umutlandım.
Her çocuğun bir ailesi ve günün 24 saati beraber olabileceği bir annesi var çünkü...
Fark ettim ki, oradaki her çocuk sevgiyle büyüyor. Orada duygusal yaralar yok, yerine sevgi var, anlayış var. Çocuklarda özgüven var. Bir çocuğun kendisine, başkalarına inanması, güvenmesi ne demektir bilir misiniz?
Her çocuğa eğitim ve gelişim imkanı sağlanmış. Okullarına gidiyorlar; etütlerini yapıyorlar. Yani geleceğe hazırlanıyorlar.
Daha da önemlisi, kendi yeteneklerini keşfetmelerine imkan tanıyorlar. Kimi piyano çalıyor, kimi tiyatro oynuyor. Anneleri başlarında, 24 saat... Eli öpülesi anneleri, omuzlarda taşınası anneleri...
Bazıları emekli olmalarına rağmen gidememiş-ler, “Çocuklarımı bırakamam” demişler.
Nasıl bıraksınlar, ben de olsam bırakamazdım.
Koruncuk Vakfı, her yerde olmak istiyor, Türkiye’nin her yerinde... Daha fazla “koruncuk çocuk” olsun diye... Yakında İzmir’de de olacaklar. Bir süredir kapalı olan Urla’daki Barbaros Çocuk Köyü işte böyle olacak. Koruncuklar taşınacak oraya... Sevgili Işınsu Kestelli, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’ndan tam 2.4 milyon liralık katkı yaptı. Bir eli öpülesi kadın daha işte...
O günü unutamadım; o günkü ziyaretimizi, çocuklarla sohbetimizi, onların gülüşlerini unutamadım. Hep mutlu olsunlar istiyorum. Ve elbette adanmış hayatlar... Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Desteklerinizi siz de esirgemeyin.
(Telefon: 212 – 2749545 / www.koruncuk.org)
Soldan sağa
Sevim Tanık
Osman Gencer
Saadet Mançe
Oya Karakimseli
Deniz Sipahi
Muhterem İlgüner
Paylaş