Açamıyorsak destek olmalıyız

Bu süreç iyi yönetilemezse tekrar en başa dönülür. Bu da kimsenin işine gelmez.
Çünkü gerçekten sıkıldık, ekonomileri bugüne kadar ayakta tutabildik ama salgının birkaç yıla yayılması her şeyi berbat eder.
O yüzden uyarı üzerine uyarı yapıyorlar.
Mesafeyi 1 metreden 1.5 metre çıkardılar. İki maske takmamızı öneriyorlar. Kapalı mekanlarda 2-3 dakikadan fazla kalınmasını tavsiye etmiyorlar.
Bu yeni tedbirler anlamına geliyor.
Demek ki; şubat ortasında biraz gevşetileceği düşünülen tedbirler böyle kalacak.
Belki de yenileri eklenecek.
Mutasyonlar devam edeceği, aşıların herkese yapılması sonbaharı bulacağı için bu yılı da benzer bir şekilde geçireceğimiz kesin.
Bir kez daha hatırlatıyor ve altını çiziyorum.
Bir şekilde hayat devam ediyor.
Kamu görevinin başında, fabrikalar çalışıyor, her yer açık; AVM’ler dahil...
Bu takvim böyle olacaksa, tedbirler uygulanmaya devam edecekse o zaman sektörel destekleri de gündeme almak gerekir.
Kapalı olan tek yer lokantalar, restoranlar, kafeler…...
Ve yine söylüyorum.
Açılsın demiyorum.
Ama açılmayacaksa, bu sektöre özel kredi desteği yapılmalı.
Kredi kullanmış işletmelerin ödemeleri kamu ya da özel banka ayırdetmeden en az 6 ay ertelenmeli ve yapılandırılmalı.
Kısa çalışma ödeneği bitse de bu sektörde devam etmeli.
İcra, iflaslar bu sektör için dondurulmalı.
Vergi ödemeleri en az haziran ayına kadar ötelenmeli.
Çünkü bunda kimsenin suçu yok.
2 milyon çalışan, aileleriyle birlikte 10 milyon insan eder.
Kimseyi mağdur etmememiz lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Lokanta, restoran ve kafeler için, 2019 cirosu 3 milyon ve altı olan işletmelere destek ödemesine başlayacağız” demişti.
Elbette bu destek önemli ama bu süreç uzayacağı için 3 milyon üstü olanlara da bu paket açılmalı ve oranlar artırılmalı.

 
Biontech kurucularıyla
bağlantılar kurulmuş

PAZAR günkü köşemde İZQ’dan ve İzmir Ticaret Odası’nın girişimcilik zirvelerinden söz etmiştim.
Ve “Girişimcilik zirvelerinde dünyaya yön vermiş şirketlerin yöneticilerini görmek isterdim. Örneğin Biontech’in kurucuları ve pandeminin en güzel haberini dünyaya veren Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yi bu zirvede dinlemeyi arzu ederim” diye yazmıştım.
Başkan Mahmut Özgener ile konuştuk.
Meğer paralel düşünmüşüz.
Uğur Şahin ve Özlem Türeci’yle bağlantı kurulmuş. Ancak pandemi devam ettiği için çok yoğun olduklarını, ama Biotech’in bazı yöneticilerinin gelebileceğine dair mesaj aldıklarını söyledi.
Bu ara dünyanın en yoğun kişilerindendir Şahin ve Türeci...
Ama ilk fırsatta geleceklerinden eminim.
Bu yıl gelemeseler bile online ve canlı bağlanabilirler.
Özellikle ben Özlem Türeci’yi merak ediyorum.
Şahin’i daha çok dinledik, takip ettik, röportajlarda okuduk.
Türeci biraz daha gerideydi.
Keşke Özlem Türeci İzmir’e gelse ve dinlesek.

 
Festivalleri özledim

Alaçatı’nın ot festivalini, Urla’nın enginar festivalini özledim.
Daha doğrusu o kalabalığı, o coşkuyu, o hareketi, o renkliliği özledim.
Siz özlemediniz mi?

 
Ben Zoom’cu değilim

SİZİ bilmem ama ben sıkılıyorum. Yarım saatten fazla yerimde oturamıyorum, konsantre olamıyorum, başka şeylerle uğraşmadan edemiyorum.
Herkes gibi ben de birçok online toplantıya katılıyorum. Konuşmalar uzadıkça ne yapacağımı şaşırıyorum.
Geçen gün bir toplantıya katıldım.
Denildi ki, 18.30 – 20.00 arası olacak.
Ben son 45 dakika nasıl geçer diye düşünüyorken; saat 21.30 olmuştu ve toplantı devam ediyordu.
Çok merak ediyorum.
Üç saat kıpırdamadan nasıl oturulur, en ilginç konu olsa da nasıl dinlenir.
Kusura bakmasınlar.
Ben Zoom toplantılarından keyif almıyorum.
Süreyi aşan toplantılardan izin alıp çıkıyorum.