İzmir Valisi Erol Ayyıldız’a teşekkür ediyorum.
Ben “Devletin eli kadifedir” sözünü dinleyerek büyüdüm.
Babam üst düzey memurdu; ailemizin büyük kısmı devletin farklı kademelerinde çalışmıştı.
Devlete, devleti temsil edenlere hep saygı ve sevgi duyarak büyüdük.
O yüzden devletin o kadife elini hep hissettik.
Siyasete mesafeli olmama rağmen hep siyasilerle iç içe oldum.
Sorun şu;
Her şeyi çok kısa sürede unutuyoruz.
Sanki hiç deprem olmayacakmış gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Ta ki bir sonraki dikkat çeken depreme kadar...
Net konuşalım.
Anadolu’nun tamamının altı kaynıyor, geçmiş örnekler bu coğrafyanın tarih boyunca depremler yaşadığını gösteriyor.
Aslında benim uzun yıllardır yazdığım, dikkat çekmek istediğim bir konu...
Kentler sadece ekonomileriyle konuşulmuyor artık...
Yaşadığınız yerlere birçok misyonu yüklemeniz gerekiyor.
Marka bir şehir yaratmak istiyorsanız; mutlaka sanatı, sporu da iyi yapmanız gerekiyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda hep sınıfta kalıyoruz.
İyi opera binalarımız yok, iyi tiyatro sahnelerimiz yok...
Dijitalleşmeyi öneriyorum.
İş modellerinin değişimini teşvik ediyorum.
Bunların içinde elbette büyüme de var.
Ama nasıl, hangi şartlarla ve nasıl bir stratejiyle büyüdüğünüz çok önemli...
Bir süredir kamuoyunun tartıştığı bir konu var.
Türkiye’nin en büyük eğitim zincirlerinden birinde öğretmenler maaş alamadıkları için derslere girmediler.
Bizim toplantı bittikten hemen sonra bir başka yuvarlak masaya misafir olarak gittim.
Alman medyası ilginç bir konuyu tartışıyordu.
Alman nüfusu yaşlanıyordu. Çocuk yapma oranı da düşmüştü. Yaşlanan anne babalara çocuklar bakmalı mıydı; daha doğrusu bakıma muhtaç anne ve babaya bakmak yasalarla düzenlenebilir miydi?
Çünkü Alman medyası bazı örnekler üzerinden bu tartışmayı sürdürüyordu.
Gazetecilik hayatımın en renkli deneyimlerinden biriydi.
Hugo’nun spor koleksiyonlarını yaratan ekiple workshoplara katıldım.
Boss Black Menswear’in direktörüyle renkler üzerine tartıştım.
Boss Black Womenswear’in direktörüyle birkaç yıl sonrasının tasarımları üzerine hayaller kurduk.
Ve onlarca yeni Hugo Boss kokusu testine girdim.
İşin içine tasarım girince hayaller havada uçuşuyor.
Şunları söyledim.
***
Hürriyet olarak Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz, bu coğrafyanın kıymetini biliyoruz. Anadolu insanının sağduyusuna inanıyoruz.
Türkiye’nin her konuda daha iyisini yapabileceğini de biliyoruz.
Turizme de sadece ülkemize gelen turist sayısı ve bıraktığı döviz olarak bakmıyoruz.
Çünkü turizmin demokrasileri, ülkeler arasındaki ilişkileri, insanlar arasındaki dostluğu güçlendirdiğini biliyoruz.
Aslında Rotary kendi reklamını yapmayan, yapmak istemeyen bir sivil toplu örgütü...
Ama dünya o eskinin dünyası değil, birilerinin anlatması lazım.
Yıllar içinde ben köşemde ve sütunlarımızda bu etkinliklere hep yer verdim.
Çünkü örnek projelerle insanların hayatlarını değiştirdiler.
Türkiye’nin en ücra köşesine gidip çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın hayallerini gerçekleştirdiler.